Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı bugün Serbest Kürsü'de
Turizmle yakından uzaktan alakası olan herkesin unutmak istediği ama kesinlikle unutamayacağı, turizm tarihinin en büyük felaketinin yaşandığı 2020 yılını rakamlarla kayıtlara alıp ve artık gerçekten unutmaya çalışalım…
Koronanın dünya turizmindeki sarsıntısı da çok şiddetli oldu.
Gelelim bu turistleri getiren ve turistin Türkiye’ye ayak basması ile birlikte birçok zorlukla mücadele eden tur operatörleri ve acentelerin durumuna.
Ülkemizde 12.000 civarında seyahat acentesi olduğu biliniyor. Bunların bir kısmının faal olmadığından yola çıkıyor ve yarım milyon üzerinde seyahat acentesi çalışanı olduğunu tahmin ediyorum. Ofis çalışanları, havalimanı görevlileri, transfermenler, kontrat müdürleri, finansçılar, rehberler, şoförler, operasyon ekipleri ile Tur operatörü ve Seyahat Acentesi çalışanları turizm dünyasında çok büyük bir kitle. Turistin evinden, tatil yapacağı otelin kapısına kadar getirilmesindeki zorluklar, tatil esnasında ortaya çıkan sorunlar, aşılması zor problemler, beklentiler hiç de az değil. Sabırla ve misafirin arzusu doğrultusunda çözülerek ülkemizde mutlu olarak ayrılması için yapılanlar Türk turizmine yapılan önemli bir katkıdır.
Ancak, Türk turizminde diğer ülkelerin aksine maalesef, acenteler silik ve sönük dururken, genelde oteller ön plandadır. Turizme dair konularda genellikle oteller ve otelcilerin fikri alınırken, birkaç yüksek volümlü acente dışında kalanlar irili ufaklı yüzlerce acente ve tur operatörü pek önemsenmez, kayda alınmaz, fikri sorulmaz. Öyle ki, turizm sadece otelden oluşur imajı vardır. Bu çarpık resmin kime ne gibi bir yararı olabilir, anlamış değilim. Oysa irili ufaklı yüzlerce acente yurt dışı ile sürekli irtibat halindeki profesyonellerden oluşur ve birçok değerli ve önemli bilgi ve tecrübeye sahiptirler. Tur operatörü ve acente hareket halindeki bütün süreci üslenirken, oteller konaklama esnasındaki hizmetleri ile katkı sağlarlar.
O zaman gelin, biraz da Acente ve Tur operatörlerinin korona sürecinde aldıkları ağır yarayı -kesin olmayan- sayılarla değerlendirelim.
2020 yılında Antalya’ya gelen 3 milyon 444.426 yolcunun 3. Milyon 133.613 ü yani yaklaşık %90 ı tur operatörünün paket turları ile geldi. Bu rakam geçtiğimiz senelerde %80-85 civarında idi. Korku ve güvensizliğin yükseldiği korona sürecinde turist kendisini güveneceği tur operatörünün himayesine bıraktı. Turist, bu tarz zor durumlarda karşısında muhatap arar, o da kendi tur operatörüdür. 2020 yılının mart ayında Korona volkanı dünya genelinde püskürmeye başladığında milyonlarca kişi sokaklarda kalmış, ancak tur operatörlerinin girişimi ile ülkelerine geri dönebilmişlerdi. Hasta olanlar, karantinaya girenler haftalarca, tur operatörlerinin ve acentelerin girişimleri ve çabaları ile sağ salim ülkelerine gönderildi. Bu da, çok büyük maddi ve manevi fedakarlıklar ile mümkün oldu.
Bu bağlamda tur operatörleri ve acentelerin kayıpları ve tekrar hayata dönüp dönemeyecekleri önümüzdeki dönemin gündemi olacak. Zira hem ekonomik kayıplar, hem belirsizlikler olanca hızı ile devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Antalya’ya 1,5 milyonun üzerinde turist getiren acenteler 2020 yılında bu sayının dörtte birini bile göremediler. Hedeflerini 2019 sayılarının üzerine koyarak yapılanan acenteler, korona darbesi ile 10-15 yıl önceki kapasitelerine geri döndüler. Yüzbinlerce acente çalışanı kısa çalışma ödeneği ile yılı zar zor bitirdi. Ve en önemlisi belirsizlik sürüyor ve önümüzdeki süreç koca bir kara delik gibi duruyor.
Seyahat acenteleri bu zor süreçte hayatta kalmalılar. Zira korona sürecinde en çok zararı gören turizm sektörü, korona sonrasının en büyük kazanını olacaktır. Mesela, kendinize sordunuz mu, kısıtlamalar ve engellemeler kalkınca ilk olarak ne yapacaksınız?
Sağlıkla kalın…
Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz