Kadınların neredeyse yüzde 50'sini etkileyen regl sancısı, genellikle ergenlik döneminde ilk adet kanamalarından itibaren başlayıp ilerleyen yaşlara kadar devam edebiliyor. Ağrının günlük yaşamı etkileyecek kadar fazla olduğu durumlarda mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması gerekiyor
ADET döneminde sancı yaşanması normal bir durum olarak kabul ediliyor. Ancak bu ağrı günlük aktiviteleri engelleyecek düzeye ulaşıyorsa jinekolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alev Özdemir Karabağ, adet döneminde oluşan ağrıların nedeninin adet kanını dışarı atabilmek için rahmin kasılması ve bu dönemde rahim içinden salgılanan ‘prostaglandin’ adı verilen maddelerin sinir uçlarını uyarması olduğunu anlatttı. Dismenore olarak tanımlanan adet sancısının yoğun olarak alt karın bölgesi ve kasıklarda görülen aralıklı kramp tarzında bir ağrı olduğunu ifade eden Op. Dr. Karabağ, bu ağrının bele, sırta ve bacaklara da yayılabileceğini belirtiyor. Ağrının çoğu kez adetten önceki gün başladığını hatırlatan Op. Dr. Karabağ, ‘Ağrının en şiddetli olduğu zaman kanamanın başlamasından sonraki ilk 12 saattir ve genellikle en fazla 2-3 gün sürer. Ağrıyla birlikte yaklaşık olarak kadınların yarısında bulantı, kusma, ishal ya da, karında gaz hissi, baş ağrısı , baş dönmesi, yorgunluk, sinirlilik, ateş basması ve bazen bayılmalara kadar varan belirtilerin biri ya da birkaçı da görülebilir’ dedi.
Op. Dr. Alev Özdemir Karabağ, hastalığın tedavisinde ağrı kesiciler, ağrı kesicilerle yeterli sonuç alınamadığı durumlarda ise doğum kontrol hapı kullanıldığını; ağrının altında başka bir hastalık yatıyorsa cerrahiden de faydalanılabileceğini anlattı.
AĞRI İLERLEYEN YAŞLA AZALABİLİR
Dismenore’ninprimer (birincil) ve sekonder (ikincil) olmak üzere ikiye ayrıldığını söyleyen Op. Dr. Alev Özdemir Karabağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Toplumdaki kadınların yaklaşık yarısını etkileyen primerdismenore’de altta yatan bir hastalık bulunmaz. Genellikle ergenlik döneminde ilk adet kanamalarından itibaren başlayan ağrının şiddeti ilerleyen yaşla ya da gebeliklerden sonra azalır. Burada ağrının şiddeti kişinin ağrı eşiğine bağlıdır. Sekonderdismenoreise daha nadir görülür ve ağrının herhangi bir yaşta sonradan çıkması anlamına gelir. Sekonderdismenore’nin nedenleri arasında çikolata kisti (endometriozis) başta gelir. Ayrıca adenomiyozis, miyomlar, uterus ve tüpleri içine alan iltihabi hastalıklar, rahim içi araç ve spiral kullanımı da hastalığın nedenleri arasında sayılabilir.’
DOĞUM KONTROL HAPI DA KULLANILABİLİR
Adet sancısı günlük yaşamı etkileyecek kadar fazlaysa mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Karabağ, hastalığın tedavisinde kullanılan yöntemleri ise şöyle özetledi: ‘Primerdismenore’nin tedavisinde non-steroid anti inflamatuar grubu olarak tanımlanan ağrı kesiciler oldukça etkilidir. Bu ağrı kesicilerin kullanımına adet başlamadan bir ya da iki gün önce başlandığında daha etkili olur. Ağrı kesicilerle yeterli sonuç alınamadığı durumlarda, uygun kişilerde doğum kontrol hapları da kullanılabilir. Doğum kontrol hapı kullanımının mantığı yumurtlamanın engellenmesiyle ağrının kontrol altına alınmasıdır. Özellikle omega-3 ve magnezyum gibi bazı besin takviyeleri de zaman zaman gerek ağrının gerekse de adet öncesi mide-bağırsak değişiklikleri, iştah değişiklikleri, duygu durum değişiklikleri gibi problemlerin azaltılmasında yardımcı olabilir. Sekonderdismenore’de ise altta yatan hastalık tespit edildikten sonra buna yönelik tedavi düzenlenir. Bu amaçla gerektiğinde laparoskopi adı verilen yöntemle karın içi organlar incelenebileceği gibi ve birtakım cerrahi işlemler de uygulanabilir.’