ANTALYA'da, doğa harikası Uçansu Şelalesi'ni oluşturan Alara Çayı üzerinde, 3'üyle ilgili hukuki sürecin sürdüğü 8 HES projesi bulunuyor. Hayat 1-2 HES'lerin 'ÇED gerekli değildir' raporu, Danıştay tarafından iptal edildi. Bu 2 projeye ilişkin ÇED sürecinin yeniden başlatılması, köylülerce protesto edildi. Kamer HES davasının bilirkişi raporunda ise HES'in uygun olmadığı görüşü kaydedildi
Gündoğmuş ilçesinde, Torosların zirvesi Akdağ ve Geyik dağlarında, 50 metre yükseklikten dökülen doğa harikası Uçansu Şelalesi’nin kaynağını da oluşturan Alara Çayı üzerinde, 7’si dere, 1’i baraj tipi olmak üzere 8 HES projesi bulunuyor. Akdeniz’e döküldüğü alana kadar yaklaşık 80 kilometre uzunluğa sahip nehir üzerindeki HES projelerinden Hayat 1, Hayat 2 ve Kamer HES ile ilgili hukuki süreç devam ediyor. ÇED raporlarında harita üzerinde belirtilen Uçankaya, Gündoğmuş, Erka, Oğuz HES projesi ve Alara Barajı’yla ilgili hukuki süreç ise başlatılmadı.
HAYAT 1-2 İÇİN ‘ÇED OLUMLU’ SÜRECİ
HES projelerine karşı çıkan bölge halkı adına açılan davaları takip eden avukat Münip Ermiş, 2 projenin Uçansu Şelalesi’nin hemen üst ve alt kısımlarında olduğuna dikkati çekerek, nehir üzerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca projelendirilen 8 HES olduğunu söyledi. Hukuki süreç hakkında bilgi veren Ermiş, ‘2012’de ilk davanın açıldığı Antalya 1’inci İdare Mahkemesi, 2013 yılında Hayat 1 ve Hayat 2 regülatör ve HES projelerinin ‘ÇED gerekli değildir’ raporlarını iptal etti. Danıştay 14’üncü Dairesi de mahkemenin iptal kararını onayladı. İki HES projesiyle ilgili bu kez ‘ÇED olumlu’ süreci başlatıldı. Geçen ay köylülerin karşı çıkması üzerine ‘halkın katılımı’ toplantısı yapılamadı’ dedi.
KAMER HES’İN BİLİRKİŞİ HEYETİ DEĞİŞTİ
Yine şelaleye çok yakın bölgede planlanan Kamer regülatörü ve HES projesi için 2015’in Mayıs ayında verilen ‘ÇED olumlu’ raporunun iptali için köylülerin dava açtığını belirten Ermiş, ‘Antalya 2’nci İdare Mahkemesi, 2016 yılında yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar temyiz edildi. Danıştay 14’üncü Dairesi itirazı reddetti. Devam eden davada, HES’lerin doğaya zarar vereceği yönünde değerlendirmeleri olan bilirkişi heyeti, itiraz üzerine değiştirilerek, yeni bir heyet oluşturulmasına karar verildi’ diye konuştu.
40’A YAKIN BİLİM İNSANI 6 RAPOR HAZIRLADI
Toplam 8 projeden 3’üyle ilgili hukuki sürecin 9 yıldır devam ettiğini belirten Ermiş, ‘Bu davalarda 40’a yakın profesör ve doçentten oluşan bilirkişi heyetleri tarafından hazırlanan 6 raporda, Uçansu Şelalesi’nin de bulunduğu Alara Çayı’na kesinlikle HES yapılamayacağı kaydedildi. Buna rağmen davalarda itiraz üzerine sürekli yeni bilirkişi heyeti oluşturulması talep edilerek mahkeme kararları bozuluyor. Hayat 1-2 HES’ler için de yeniden ÇED süreci başlatılması, hukuk tanımazlık. Çünkü bu raporların tamamı mahkeme tarafından hazırlatılan raporlar ve kesinlikle HES yapılamaz, diyor’ dedi.
BİLİRKİŞİ HEYETİNİN YENİ RAPORU
3’ü profesör, 2’si doçentten oluşan 5 kişilik yeni bilirkişi heyeti, 13 Mart’ta bölgede mahkeme heyetiyle yaptığı incelemelerini tamamladı ve geçen hafta raporunu hazırladı. Mahkemeye sunulan 32 sayfalık raporda, projenin tünel çalışmaları ve arazide sert zemine rastlanılması halinde patlama yapılacağının, nihai ÇED raporunda belirtildiğine dikkat çekilerek, proje alanında patlama yapılmasıyla kayaçlardaki kırık ve çatlakların olumsuz etkileneceği, kaya düşmesi, devrilmesi ve kopması gibi bazı zeminlerde kaymalara neden olacağı kaydedildi.
CAN SUYU MİKTARI DİKKATE ALINMAMIŞ
Verimsiz yatırım olması nedeniyle projenin rantabilitesi hakkında soru işaretleri bulunduğuna işaret eden bilirkişi heyeti, nihai ÇED raporunda can suyu miktarının dikkate alınmadığı, balıkçılık uygulamaları, sucul ekosistemin korunması ve biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği açısından yetersiz olduğunu kaydetti. Heyet; dava konusu proje alanının coğrafi konum ve topografik, jeolojik, jeomorfolojik yapılar, hidrojeolojik ve hidrolik özellikler dikkate alındığında da uygun olmadığını bildirdi.
ORMANLIK ALAN VE ENDEMİK TÜRLER VAR
Raporda, Eskibağ Orman İşletme Şefliği sınırlarındaki 27 bin 754 metrekarelik orman alanındaki genç ağaçların kesilecek olmasının da kamu yararı bakımından önemli ve ekonomik kayıplara neden olacağına işaret edildi. Kızılçam ormanıyla birlikte çalı ve otsu formadaki kavotu, mideotu, dağ çayı, deliçay, çan çiçeği ve kekik türlerinin geniş yayılışlı ve endemik olduğu belirtilerek, nihai ÇED raporunda türlerin devamlılığının sağlanması açısından önemli eksikler içerdiği kaydedildi.
Antalya Orman Bölge Müdürlüğü, önceki görüşlerinde HES ve hazır beton tesisinin kurulacağı sahanın büyük kısmının devlet ormanı olduğu, ormancılık çalışmalarına olumsuz etkisi olacağından uygun görülmediği yönünde görüş bildirmişti.
‘ÇED OLUMLU RAPORU UYGUN DEĞİL’
Proje sahasının, 1’inci derece doğal sit alanına 30- 40 metre uzaklıkta olduğu ve bu doğal sit alanına zarar verilmeyeceğine ilişkin önlemlerin somut olmadığı da vurgulanan raporda, gerekli önlemlerin alınacağına dair yatırımcı firmanın taahhüt vermesinin de bilimsellikten uzak olduğu kaydedildi. Bilirkişi heyeti, Alara Çayı üzerine inşa edilmesi planlanan Kamer regülatörü ve HES, kırma-eleme ve hazır beton tesisleri için hazırlanan ÇED raporunun yeterli ve kapsamlı hazırlanmadığı, raporun yetersiz ve ‘ÇED olumlu’ kararının uygun olmadığı ortak görüş ve kanaatine varıldığını açıkladı.