Hazırladıkları deprem raporunu paylaşan ANSİAD Başkanı Akın Akıncı '1999 öncesi bütün binalar yıkılmalıdır demek vatandaşı gereksiz yere telaşlandırmaktır. Öncelikle Antalya'da tüm binalar performans analizinden geçirilmelidir' dedi
ANTALYA Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD), deprem raporu hazırladı. Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nde toplantı düzenleyen ve deprem raporu ile ilgili bilgi veren ANSİAD Başkanı Akın Akıncı ‘Tespit ve önerilerimizi içeren raporumuz 6 ana maddeden oluşuyor’ dedi. İlk maddenin depremin yol açtığı büyük can kaybının sorumluluğunun üstlenilmesi olarak belirlediklerini söyleyen Akın Akıncı, ‘İlgili kurumların, karar ve yetki mercilerinin, bakanlıkların, belediyelerin, Kızılay ve AFAD’ın, meslek kuruluşlarının, medyamızın, sivil toplumumuzun, siyaset dünyamızın bu sorumluluğu üstlenmemesini hiçbir şekilde normal bulmuyoruz. Demokrasinin amacı 5 yılda bir seçim yapmak değil, bütün kurumların her gün hesap vererek vatandaşın vicdanını tatmin etmesiydi. Yaklaşık 50 bin can kaybının da sorumluluğu birkaç yüz müteahhit, mühendis ve bürokrattan ibaret kalamaz. Böyle bir felaketin öncesi ve sonrasında hatası kusuru olan herkes gereğini yapmak zorundadır’ dedi. İKİNCİ MADDE YAŞAM KOŞULLARI İkinci maddenin ise bölgede yaşam koşullarının hızla iyileştirilmesi olduğun söyleyen Akıncı, ‘Bölgede 240 bin bina ve 850 bin bağımsız birim yıkık veya yıkılacak durumda. Hatay’da televizyonlarda ayakta gördüğünüz binaların yüzde 80’i yıkılacak durumda. Bölgeden göç edenler ve çadırlarda yaşayan 1.4 milyon kişi önümüzdeki bir yılı nasıl geçirecek. Suriyelilerin geri dönüşü, istihdam teşvikleri, konteyner kentler kurularak göç edenlerin dönüşünün sağlanması gibi bir takım önerilerimiz bulunuyor’ şeklinde konuştu. YENİ BİR KENT ANLAYIŞI Üçüncü maddenin deprem bölgesinin yeniden inşası olarak belirlendiğini belirten Akıncı, ‘İlçelerin yeniden inşası sadece konut olarak değil yeni bir kent anlayışını içermelidir. Uzun vadeli bölgesel kalkınma stratejisi belirlenmeli, yeni üretim merkezleri oluşturulmalı. Marmara’dan tekstil, gıda, giyim, kimya, çimento ve yapı malzemeleri sektörlerindeki tesislerin bölgeye transferi teşvikleri artırılmalıdır. Bölgenin yeniden inşasında yenilenebilir enerji gibi çevreci yaklaşımlar temel alınmalıdır’ diye konuştu. DERSLER ÇIKARILMALIDIR Dördüncü olarak deprem felaketinden dersler çıkarılması gerektiğini belirten Akıncı, ‘Afet yönetimi sistemi değişmelidir. Yönetim ve müdahalede ulusal, bölge, il, ilçe ve mahalle birimlerini içeren yeni bir sisteme geçilmelidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin rolü ve hazırlıkları güçlendirilmedir. Taşıma kapasitesini aşan il ve ilçelerde yeni imarlar durdurulmalı, tersine göç hızlandırılmalıdır. Hazineye ve belediyelere ait arsa ve araziler satılmamalı. Her türlü teknik veriden uzak imar barışı gibi uygulamalardan kesinlikle vazgeçilmelidir. Bütün ilçelerin deprem master planları ve afet yönetim planları hemen hazırlanmalı ve hazırlık süreçleri başlamalıdır’ dedi. EKONOMİK RİSKLER Türkiye ekonomik vizyonu deprem riskleri dikkate alınarak yeni bir temele oturtulması gerektiğini belirten Akıncı, beşinci maddenin ise ekonomi olduğunu söyledi. Akıncı ‘Depremin büyük maliyeti 800 bini aşkın konut ve işyeri yapımı, onarım, enkaz ve altyapı yenilenmesi maliyetidir. Bu inşanın yaklaşık maliyeti 1,5 trilyon TL’dir inşaat harcamalarının finansmanında Dünya Bankası, AKYB gibi kuruluşların uzun vadeli finansman imkanlarından yararlanılabileceği dikkate alınmalıdır. Ülkemizde 7 milyona yakın konutun risk altında olduğu ve yenilenmesi gerektiği, bunun büyük bir ekonomik kayıp ve finansman ihtiyacı anlamına geldiği bilinmektedir’ dedi. YETKİN MÜHENDİSLİK YASASI Altıncı maddenin ise eğitim sistemi olduğunu söyleyen Akıncı ‘Depremin yol açtığı büyük yıkımda gündeme gelen konulardan birisi de mühendislik eğitiminin yetersizliğidir. Ülkemizde üniversite sayısında hızlı artışa karşılık eğitim ve öğretim kalitesinde artış değil, düşüş olduğu değerlendirmesi, kamuoyunda görüş birliği sağlanan az sayıda noktadan birisidir. Yetkin mühendislik yasası acilen ele alınıp, uygulamaya geçilmelidir. En önemlisi, orta öğretimde üniversite sınavı merkezli eğitimin coğrafya, jeoloji, deprem, iklim değişikliği, afet ve çevre gibi birçok konuda bilinçlenmeyi engellediği de artık görülmeli ve eğitim sistemimiz çağdaş bir temelde baştan sona yeniden ele alınmalıdır’ dedi. TELAŞLANDIRIYORLAR Antalya’ya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan ANSİAD Başkanı Akıncı, Antalya’nın 6 ve 6.1’le 8-9 sene önce sallandığını, olası bir depremde yine ciddi sallanabileceğini söyledi. Akıncı, ‘Antalya’da imar planlarından dolayı birçok riskli yapı olduğunu söyleyebiliriz. Ama şu algının doğru olmadığını düşünüyorum, Türkiye’de 1938-40’lardan beri yönetmelikler var, her yönetmelik bilimsel anlamda daha iyi olduğu için ilerlenir. ‘Son yönetmeliğe uymuyor, bu binalar kesinlikle yıkılmalıdır’, böyle bir anlayış yok. Eğer mevcut yönetmeliklere göre yapıldıysa onun da bir anlamı, izahı var. Burada değerlendirilmesi gereken sadece beton kalitesi değil, demiri ve mevcut sistemi tasarlanıp bir performans analizinden geçirilmelidir. Bunlar yapılmadan, ‘1999 öncesi bütün binalar yıkılmalıdır’, tümden reddettiğim bir olay ve hiçbir teknik verisi yok. Vatandaşı gereksiz yere telaşlandıran bir şeydir. Bilim de bunu kabul etmez’ diye konuştu.
