İMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı Antalya kent merkezindeki nüfus yoğunluğunu azaltmak için uydu kentlerin yaratılması gerektiğine dikkat çekerek devletin bu tür projeleri desteklemesi gerektiğini söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası(İMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı ile inşaat sektöründe yaşanan sıkıntıları, çözüm yollarını, konut satışları ve inşaat sektörünün geleceği ile kentsel dönüşüm ve nüfus yoğunluğunun kent üzerindeki etkilerini konuştuk. Balcı, Antalya kent merkezinin rahatlatılması için uydu kentlere ihtiyaç olduğunu söyledi. Antalya’nın Döşemealtı, Organize Sanayi Bölgesi çevresi, Çığlık, Kurşunlu gibi bölgelerinde ve Kuzey Çevreyolu çevresinde her türlü ihtiyaçların karşılandığı ve hızlı bir şekilde kent merkezine toplu ulaşımın sağlandığı uydu kentler yaratılarak kent merkezinin rahatlatılabileceğini ifade eden Balcı, bu tür projelerin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyledi.
-Öncelikle İnşaat Mühendisleri OdasıAntalya Şubesi’nin kaç üyesi var?
Odamızın 4 bin 500 civarında üyesi var.
-Antalya özelinde inşaat sektöründe yaşanan genel anlamda sıkıntılar neler?
Antalya inşaat sektörünün lokomotif olduğu illerden biri. Türkiye’de yaşanan ekonomik krizden inşaat sektörü olarak da en çok etkilenen il Antalya. Bu noktada dövizle birlikte kredi faizlerinin de artması, inşaat sektöründeki maliyetleri ciddi oranda arttırmış durumdadır. Bu da tüketiciye maalesef birebir yansımıştır. Tüketicinin geliri maliyetler kadar artmadığı için de gayrimenkul ihtiyaçlarını bir şekilde ötelemek durumunda kalmışlardır. Öteleme de inşaat sektöründen geçimini sağlayan ustalardan, işçilerden, müteahhitlerden tutun da inşaat sektörünün mutfağındaki herkesi etkiledi. Birçok müteahhit işlerini yavaşlatırken birçok müteahhit de maalesef durdurmak zorunda kalmıştır. En kötü olan da ellerindeki inşaatı biten müteahhitler yeni bir inşaata başlamıyorlar. Yeni proje olmadığı için de inşaattan geçimini sağlayan büyük bir kitle de zor durumdadır.
-Konut satışlarının arttığına dair veriler var. Bu konuda düşünceleriniz neler?
Evet konut satışlarının arttığına dair veriler var. Verilerin içine bakmak lazım. Rakamsal bazda doğru olabilir açıklanan veriler. Bu veriler gerçek satışlar mı yoksa konut kredisi kullanmak için müteahhitlerin eşe dosta satarak içinde bulunduğu sıkışık durumu atlatmak istediği için sattığı konutlar mı? Çünkü konut kredisi faiz oranı ticari kredilere uygulanan faiz oranından daha düşük. Bu yüzden ben konut satışlarının arttığına dair açıklanan rakamsal verileri gerçekçi bulmuyorum.
-Konut kredisi faizleri çok yüksek bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kredi faizleri, hem ticari hem de konut kredisi anlamında yüksek. Mevduat faizlerine uygulanan faizin yükselmesi döviz artışını frenlemenin ülke çapındaki bir çaresi olarak gözüküyor. Mevduat faizleri yükselince de paranın maliyeti arttığından her türlü kredi faizlerinin yükselmesi de maalesef engellenemiyor. Döviz daha fazla yükselmesin diye mevduat faiz oranları arttırıldı. Nasıl önüne geçilir biraz kafa yorarsak. Her şeyin başı üretim. Üretmek, fabrikalar kurmak, yeni istihdam alanları yaratmak gerekiyor. Bunu da bizlerin değil bizleri yöneten hükümetin yapması gerekiyor.
-İmar Barışı ile ilgili düşünceleriniz neler?
Biz İMO olarak imar barışını desteklemiyoruz. Sadece yapı sahibinin beyanına göre yapı kullanım belgesi verilmesi tasvip ettiğimiz bir durum değil doğru da değil. Arızaları ilerleyen süreçte çok ve sık olarak görülecektir. İmar barışının asıl amacı devlete maddi olarak katkı sağlamaktır. Her ne kadar bunu vatandaşlar bir barış olarak görse de, kanunlara, yönetmeliklere, nizama uymayan vatandaş ile ben niye barış yapayım. İmar barışının sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
-Kentsel Dönüşüm nasıl Antalya’da? Ne ölçüde iyi?
Kentsel dönüşüm adı altında bir takım yapıların yıkılıp yeniden yapılması kentsel dönüşüm değildir. Her ne kadar da kentsel dönüşüm adı altında yapılsa da. Yık yap anlayışı ile yapılan rantsal dönüşümdür. Mevcut yapının olduğu yere rant kazandırmak için yapılan yenilemedir. Yapı Kentsel dönüşüm kapsamında yenilerken yolları, alt yapısı, sosyal donatıları, yeşil alanları ile birlikte yeniden yapılanmasıdır. 10 dairelik binayı müteahhide verip yenileştiriyorsunuz, cebinizden para çıkmasın istiyorsunuz. 10 dairelik yapıda müteahhidin payı ile birlikte 20 daire çıkıyor. 20 daireye alt yapı, otopark, yollar, sosyal ve yeşil alan yetecek mi diye düşünmüyorsunuz. Şuanda uygulanan parsel bazındaki kentsel dönüşümler ileride Antalya’ya daha çok zarar verecektir.
-Uydu kent nedir?
Ana kente bağlantılı olarak kurulan ve onun yükünü azaltmak amacıyla çevresinde oluşturulan yerleşim yeri diyebiliriz. Uydu kentler yapılarak Antalya kent merkezindeki nüfus yoğunluğunu Organize Sanayi Bölgesi, Çığlık Döşemealtı, Kurşunlu gibi yerlere taşımayı düşünmeliyiz. Uydu kentlerin nüfus yoğunluğu 50-100 bin arası olmalı. Anca bu şekilde uydu kentler yapıldığı zaman Antalya’nın merkezini yeniden inşa edersiniz. Yeniden inşa edilen yollar, sosyal doku, yeşil alanlar, alt yapı, okul, kamu kurum ve kuruluşlarının yeni binaları ile birlikte kentsel dönüşümü oluşturur. Şuanda yapılan kentsel dönüşüm değildir. Uydu kentler modern kentlerin mihenk taşlarından biridir. İnsanların çalıştıkları yerler ile oturdukları, yaşadıkları, kaldıkları konut alanlarının ayrılmasıdır modern şehircilik. Uydu kent projesi büyük bir projedir, yerel yönetimlerin ve devletin desteği ile yaratılabilir. Bu konunun ciddi olarak masaya yatırılarak anlatılması gerekiyor. Vatandaşa anlatılarak vatandaşın da desteğinin alınması gerekir.
-İnşaat mühendislerinin genel anlamda yaşadığı sıkıntılar neler?
Türkiye’de bulunan üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümünden her sene 10-12 bin arası öğrenci mezun oluyor. Burada devlet politikasına dem vurmak istiyorum. Devletin her ile üniversite kurma hedefi var. Tabi ki bütün çocuklarımızın okuması en büyük isteğimiz. Ama mezun olan öğrencilere yeterli istihdam sağlanmazsa devletin her İl’ e üniversite hedefi çökecektir. Doğru bir hedef olmayacaktır. İnşaat mühendislerinin sayılarının çok fazla olmasından dolayı iş bulma noktasında ciddi sıkıntı yaşıyor. Ekonomik kriz de eklendiği zaman ki inşaat sektörünü lokomotif olarak gördüğümüzde şu anda yatırımlar durduğu için sıkıntı yaşanıyor. Aylardır maaşını alamayan inşaat mühendisleri arkadaşlarım olduğu gibi işlerine son verilenlerde var.
-Antalya’da deprem master planı hala oluşturulamadı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Antalya’da deprem master planının yapılması çok istediğimiz bir çalışmaydı. Deprem master planı yapılırken Antalya’nın yapı envanterini çıkarmak gerekiyor. Antalya hem coğrafi özelliği ile önemli bir kent hem de deprem açısından da özel bir nokta. 1997 yönetmeliğinden önce Antalya’da deprem hesabı yapılmayan ve 4’üncü derece deprem bölgesine göre hesabı yapılan binalar var. 1998 yılından sonra 2’inci derece deprem bölgesine yükseltildi Antalya. Dolayısıyla 2’inci derece deprem bölgesine göre yapılan binalar da var. Deprem master planı çerçevesinde bu yapıların ortaya çıkarılması gerekiyor. İskanı, projesi, ruhsatı olan, olmayan yapıların deprem master planı ile ortaya çıkarılması gerekiyor. Bu çalışma esnasında deprem hesabı yapılmayan 4’üncü derece deprem bölgesine göre yapılan binaların envanteri ve 2’inci derece deprem bölgesine göre yapılan binaların envanteri ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla kentsel dönüşüm deprem master planına bir altlık oluşturacaktır. Birbirine bağlıdır. Antalya’nın 2’inci derece deprem bölgesine yükseltilmesinden sonra yapı denetim sisteminin de devreye girmesiyle birlikte son yıllarda Antalya’daki binalarımızın iyi bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar yapı denetim sisteminde sıkıntılarımız olsa da eskiye göre iyi bir durumdayız diyebiliriz. Mutlaka deprem master planının yapılması gerekiyor.
-Son olarak eklemek istedikleriniz neler?
Mart ayında yapılacak olan yerel yönetim seçimlerimiz var. Birçok meslektaşımızın yerel yönetimlerde hem belediye başkan adayı, hem de meclis üyesi adayı olarak görmek istiyoruz. Aslında sadece inşaat mühendislerini değil, birçok teknik insanın, bilim ve tekniğin süzgecinden geçmiş bu konuda kafa yorabilecek arkadaşlarımızın bu görevlere aday olmasını isterim. Maalesef siyaset kurumu bizde çok yozlaşmış durumda. Hem belediye başkanlıklarına hem de meclis üyeliklerine aday olarak siyaset yapmak isteyenlerin, siyaset kurumundan menfaat sağlamak noktasında bir takım düşünceleri olduğunu görüyorum. Bu düşüncelerden arınmamız gerekiyor. Yerel yönetimler seçimi yaklaşırken hatırlatmak isterim ki, kamu yararı gözeterek, kamuya hizmet edebilme noktasında ciddi özverilerde bulunabilecek kişilerin bu görevlere aday olmalarını ve seçilmelerini arzu ederim.Deniz TOPKAYA