8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Üçkapılar'da buluşan kadınlar, depremde hayatını kaybeden kadınları da andı
KADINLAR, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Üçkapılar’da buluştu. Antalya Kadın Platformu adına basın açıklamasını okuyan Zeliha Şengöz, ‘ Bugün öldürülen tüm kadınlar için birlikteyiz. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edenlere karşı mücadelemiz sürecek’ dedi. . Yüzlerce kadın Üçkapılar’da bir araya geldi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında bir araya gelen kadınlar, depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için mum yakıp bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
Antalya Kadın Platformu adına konuşan Zeliha Şengöz’ün okuduğu basın açıklamasının tam metni ise şu şekilde: ‘İsyanımız da büyük öfkemiz de! 8 Mart’a 1 ay kala bu coğrafyanın gördüğü en büyük felaket ve beceriksizlikle karşı karşıya kaldık. Merkez üssü Maraş Pazarcık olan depremde,11 ilde resmi rakamlara göre yaklaşık 50 bin, gayri resmi tahminlere göre ise yaklaşık 100 bin kişi hayatını kaybetti, onlarca insan evinden ve iş yerinden oldu. Halkkendi imkanlarıyla enkaz altından çıkmaya çalışırken devlet 36 saat boyunca harekete geçmedi ve insanların ölmesini izledi. Hiçbir şeyi unutmadan, hesabını sormadan bırakmayacağız! Depremin gerçekleştiği 6 Şubat’tan beri devletin; insanları yalnız bıraktığını, yardım etmeye çalışan diğer insanları nasıl engellediğini gördük. Daha cenazelerimizi kaldırmadan; enkaz kaldırmaya çalışanları, vergilerimizle alınan çadırları depremden etkilenen insanlar için kullanılsın diye para bağışladığımız sivil toplum kuruluşlarına satanları gördük. İnsanların bir bez çadır, bir şişe su için sosyal medya eylemi yapmak zorunda kalışını gördük. Ve hepsini not aldık, aklımıza kazıdık hesabını sormak için. Erkek şiddeti deprem tanımıyor! Bizler yaralarımızı sarmaya çalışıp yasımızı tutarken, deprem bölgesinden taciz haberleri de gelmeye başladı. Enkazdan kurtarılan kadınları ve çocukları taciz eden suçluların haberiyle bir kez daha sarsıldık. Olağan durumlarda olduğu gibi olağanüstü durumlarda da devlet erkekleri yalnız bırakmadı, taciz görüntülerine rağmen fail erkekler önce serbest bırakıldı, sonra gelen tepkiler üzerine ancak bir ay sonra gözaltına alındı. Bunlar yetmezmiş gibi enkazdan çıkarılan binden fazla çocuk tarikat yurtlarına teslim edildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu durumda herhangi bir sorun görmedi! Depremin üzerinden bir ay geçmesine rağmen hala onlarca çocuk refakatsiz ve akıbetleri belli değil! Kadınların felaketi bugün başlamadı, mücadelesi de bugün bitmeyecek! Yüzyıllar olduğu gibi Feminist mücadele ülke sınırları ile yürütülen bir dayanışma değildir. İran’daki kadınlar Mahsa Amani’nin ardından bayrağı devralıp tüm dünyayı harekete geçirmeyi başarması göstermiştir ki; Feminist mücadele evrenseldir. Tüm dünya hepimiz için eşit bir yer olana kadar buyoldan vazgeçmiyecektir. İranlı kadınlar bir kez daha bu yüzyılın en önemli itici güçlerinden birinin Feminist mücadele olduğunu göstermiştir. Mücadelede hayatını kaybeden yol arkadaşlarımızı unutmayacağız. Unutturmayacağız. Siz gerçek rakamları saklasanız da biz hesabını sormaya devam edeceğiz! Erkekler 2022’de en az; 327 kadını ve 39 çocuğu öldürdü, 238 çocuğu istismar etti. Devlet için rakamdan ibaret olan bu veriler bizim mücadele sebebimizdir. Evrensel insan hakları ilkelerinden Anayasayı uzaklaştırarak, değişiklik önerenler, Anayasal eşitlik ve laiklik ilkesini yok sayanlar, kadınların ve çocukların nafakasına el uzatanlar, istismarı affedenler, kadın ve trans cinayetlerini görmezden gelenler, LGBTİQ+ bireyleri hedef gösterenler yasalar önünde hesap verene kadar da mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz! Geçen sene de buradaydık gelecek sene de burada olacağız! Geçtiğimiz yıl burada 40 kadın ve lubunya hukuka aykırı bir biçimde ve işkenceyle gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan öğrenci olanlar daha sonra yurttan atılıp bursları kesildi, bu da yetmezmiş gibi bu 40 kişi hakkında kopyala yapıştır bir iddianameyle dava açıldı. Katillerin, istismarcıların elleri kollarını sallayarak dolaştıkları, polislerin yanındayken karısını bıçaklayan erkekler bir türlü yakalanamazken devlet 8 Mart’a katılma suçu diye bir suç ilan edip kadınların ve lubunyaların iradesini yargılamaya kalktı. Mahkemedede söyledik burada da söyleyelim; bizler eşit ve özgür bir dünya için mücadele etmeye devam edeceğiz. Sizleri katillerin peşinde koşmaya, kadınları ve lubunyaları erkek şiddetinden korumak için görevinizi yapmaya davet ediyoruz çünkü bizim mücadelemizin geri dönüşü yok. Bir kişiyi bile geride bırakmayacağız! 20 yıllık bu sömürü ve baskı düzenine karşı kol kola girip yaralarımızı saracağız. Yasımızı tutarken hayatımızı da dayanışmayla yeniden inşaedeceğiz. Enkaz altında kalan çürümüş sisteminize karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz ve bir kişiyi bile geride bırakmayacağız çünkü feminist mücadelemizin geri dönüşü yok! Yaşasın Feminist Mücadelemiz!’