Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Ata mirası ebru

Varsayılan Resim

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, 2006 yılında ebru sanatında Devlet Sanatçısı unvanını verdiği bir Ebru Uzmanı Mukadder Kavas. geleneksel Türk sanatı 'ebru'yu, uluslararası platforma taşıyan Sanat Elçisi Kavas 'Ebru, damla ile içine dünya sığdırılan ve o ilahi yüzeyle hasbi-hal olunan tek sanattır' diyor.
Mukadder Kavas, Ebru Uzmanı ve bir Devlet Sanatçısı. 28 yıldır sanat elçimiz olan Kavas, ebruyu Antalya’dan uluslararası platforma taşıyan bir sanatçı. Gelelim icra ettiği sanata… Geleneksel Türk sanatlarından biri olan ebrunun, ilk kez nerede ve kim tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Ancak asırlardan beri var olan ve Osmanlı’da sanatsal açıdan kemale eren bir sanat dalı. Asırları devirerek günümüze kadar uzanan ebru sanatını derinlemesine anlatırken, iki kelimenin altını çiziyor Ebru Uzmanı Mukadder Kavas; ‘sabır ve sadakat’.

Suya hayat, renklere can ve kağıda beden veren ebrunun meşakkatli yolculuğunu da ‘Teknik olarak hazırlık aşaması, insanın sabrını taşa çevirir’ benzetmesiyle anlatıyor. Anlatımındaki yalın üslup ve uzmanı olduğu ebru sanatının yansıdığı bilge kişiliği ile dikkatimi çekiyor Mukadder Kavas. Edebi ve şiirsel anlatımına kaptırıyorum kendimi. Son zamanlarda yaptığım en keyifli söyleşi.

Ebru sanatı ve kelime anlamı nedir?

‘Ebru sanatı suyun üzerinde yapılan tek Türk sanatıdır. Kelime anlamı abru ya da ebri veya ebr’dir. Ancak Türkçeleştirilerek ebru olmuştur. Abru kelimesinden de anlaşılacağı üzere, suyun yüzeyinde yapılan tek sanattır. Ebru yapanlara da ebru sanatçısı denir ancak, sürekli başkalarını taklit etmekle ebru sanatçısı olunmaz, zanaatkar olunur. Ne zaman etik ölçülerini kaybetmeden edep ve düsturunu yok etmeden, kendi marifet ve becerilerini hayal dünyasına ekleyerek özgün eserler ortaya koyabiliyorsa, o kişi ancak o zaman sanatçı unvanını alır, aksi takdirde zanaatkar olarak kalmak durumundadır. Sanatın tarihine gelince, 15. Yüzyıl başlarına kadar iner. İlk doğduğu topraklar Orta Asya olduğu ve bölgede yaşayanların da Türk ırkına sahip olmalarından dolayı sanatımız en başından beri Türk sanatı olarak anılmaktadır’.

Ebrunun özellikleri ve yapılması?

‘Öncelikle şunun altını çizmeliyiz, yol gösterici olmadan ebru yapılamaz. Ebru, her şeyden önce insan, aşk, sabır ve su tekne birlikteliğinde yapılabilir. Zira ebru yapılış aşamasında teknik olarak hazırlık aşaması, insanın sabrını taşa çevirir. Klasik yolla ebru yapmak hem bizim atalarımıza vefa borcudur, hem de en ağır işçiliktir. Ebru teknesinin başına geçen kişi ebru yaptığını zanneder halbuki, o ilahi yüzeyle hasbi-hal olmak çok kolay değildir. Niyet, tenezzül, disiplin, sadakat olmazsa eğer, sadece kağıt boyanır. Özelliklere gelince, bize bu mirası bırakan ustalarımızın yazılı bir belgesi olmadığı için, hangi tarihte ve ilk kez nasıl yapıldığı konusunda elimizde somut bir belge yoktur. Gevenotunun kitresi ile yapılması, geçmişimize ait bilinen bilgilerden biridir. Halen gevenotu kullanılır. Ve de kahverengi ‘alg’ler dediğimiz açık deniz yosunu sıvılaştırılarak kullanılır. Yüzey hazırlandığında ise, insan sağlığına zarar vermeyen ve kimyasal olmayan toprak boya ile pigmentleri su ve öd (büyükbaş hayvanların safra kesesindeki su) kullanılarak boyalar hazırlanır. Usta, öğrenci ve niyet ile tekne başına geçilir. Yapan ve yaptıran, kişisel ego ve isteklerinden sıyrılmadığı sürece hiçliğe ulaşamayacağı için, sanatımızın inceliklerini kavrayamaz.’

Ebru yaparken dikkat edilmesi gereken kurallar?

‘Ebru, maneviyatı yüksek bir sanattır. İnsan, bilgi ve icraat hepsi bir arada ilahi yüzeyde birleştiğinde ebru yapmanın hiçbir zorluğu yoktur. Eğer geleneksel çalışılıyorsa, atalarımızdan gelen tekniklere riayet etmeliyiz. Ama gelenekten yeniliğe, klasikten çağdaşlığa adım atmamız gerektiğini düşünüyorum. Ve ben ebru sanatında, klasik tarzdan uzaklaşmadan, klasik-yenilikçi akımda yer almaya başladım. Sanatın gelişmesi için illa devinim ve yeni doğumlar gerektiğini savunarak, ebru sanatına yeni açılımlar ekleyerek çalışmalarımı sürdürüyorum. Ama geleneksel ebrunun yapılış tarzından ödün vermiyorum. Ve diyorum ki; damla ile yapılan, içine dünya sığdırılan tek sanat olan ebrunun önü kapatılmadan.’

Ebrunun çeşitleri var mı neler?

Evet var, hem de çok fazla. Bize miras olarak kalanlar örneğin Battal Ebru, Gelgit Ebrusu, Şal Ebrusu, Bülbül Yuvası Ebrusu, Taraklı Ebru, Hatip Ebruları, Çiçekli Ebru ve Akkase-Kumlu Ebru çalışmaları klasiktir. Bunun yanında, tabiatta var olan tüm çiçeklerin tamamına yakınının ebrusu yapılmaktadır. Çağdaş yorumcuların ise hayal gücü sınırsız.’

Ebru nerelerde ve ne amaçla kullanılıyor?

‘Ebru sanatı, öncelikle geleneksel el sanatlarından biri olan Kağıt Süsleme sanatıdır. Günümüzde ise kumaşa, ahşaba, seramiğe, cama ve deriye doğru malzemeyle uygulanabilmektedir. Ebru sanatının sadece kağıt üzerinde değil, başka zeminlerde de hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ve bu bağlamda özellikle seramik ve kumaş üzerine profesyonel uygulamalar yapmaktayım. Günümüzde de çok fazla alanlarda yer alan ebru, sanat sanat içindir değil, sanat insan içindir ilkesi doğrultusunda pek çok yüreklerde taht kurmuştur’.

Ebru sanatçısının özellikleri?

‘Bunu iki kelimeyle özetleyebilirim. Sabır ve sadakat.’

Mukadder Kavas kimdir? Ebru sanatıyla ne zaman tanıştınız?

‘1990 yılında Dekoratif El Sanatları Öğretmenliği yaparken, bir boya seminerinde ebru sanatıyla tanıştım. Ve ebru sanatına aşık oldum. 28 yıldan bu yana da elimde fırça dolaşmaktayım, 12 yıldır el sanatları ile birlikte icra ettim. Sonrasında tamamen ebruya döndüm. Yurt içinde 100’ün üzerinde kişisel ve karma sergi açtım. Ayrıca yurt dışında da sergilere katıldım. Bu arada pek çok sanat organizasyonlarına imza attım. Türkiye’de ilk kez 107 eserlik bir koleksiyon hazırladım, tamamı ‘Gül Ebrusu’ndan oluşan. O’nun 99 ismi Esma-ül Hüsna Koleksiyonu ise Isparta Valiliği tarafından korunmaya alınmıştır. Yine, Türkiye ve Dünya’da ilk kez Üniversitelerarası Ebru Yarışması’nın proje sahipliği ve koordinatörlüğünü dört yıl boyunca üstlendim. Ve memleketim Isparta’da 4 yıldan beri ‘Yer Gök Gül’ konulu ebru organizasyonunun da sahibiyim. Ve de benim için bir gurur olan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2006 yılında Ebru Uzmanı olarak bana verdiği Devlet Sanatçısı unvanı.’

Peki sanatınız ile para kazanabiliyor musunuz?

‘Mesleğim ebru sanatı, ama para kazanıyor musunuz derseniz pek değil. Toplumumuz geleneksel el sanatları konusunda yeterli bilgi ve alt yapıya maalesef sahip değil. Hat, tezhip, minyatür gibi gelenekli sanatlar icra edilirken de, geleneksel sanatlar ne yazık ki değerini bulamıyor. Sanıyorum Antalya’nın bu konuda aurası da zayıf. 16 yıldır Antalya’da yaşıyorum ve görüyorum ki, herkes ‘her şeyi ben yaparım’ havasında. En büyük handikap da bu, kalitenin ve sanatın farkında olmamak. Ayrıca meslek edindirme kurslarının da bu konuda olumsuz etkileri var tabii, kursu bitiren bazı kişilerin kendilerini sanatçı görmeleri gibi.’

Haber Muhabiri: Zeki USLU