Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Balaban: Başta bize inanmayan çok oldu

Varsayılan Resim

656'ncı Kırkpınar Başpehlivanı İsmail Balaban, 'Geçmişte bize, 'sizden bir şey olmaz, güreşçi olamazsın' diyenler çok oldu. Kırkpınar'da hedefim altın kemeri kazanmak' dedi.
KONYAALTI Sanayici ve İşadamları Derneği (KONYSİAD) tarafından düzenlenen toplantıda ata sporu güreşin geleceği konuşuldu. Toplantının açılışında KONYSİAD Başkanı İlhami Kaplan, güreşin gelecek nesillere aktarılması ve başarılı güreşçilerin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Etkinlikte dünya ve olimpiyat şampiyonlukları olan eski güreşçi Ahmet Ayık, 656’ncı Kırkpınar Başpehlivanı İsmail Balaban ve 657’nci Kırkpınar Başpehlivanı Orhan Okulu yer aldı.

Güreşe başlangıç hikayesini anlatan Okulu, ‘Babamın teşvikiyle 8 yaşında başladım. 2000’de ilk katıldığımda minik boyda ikinci oldum. Her yıl kategorimde birinci oldum. 2013’te ilk baş kategorisinde ikinci, 2015’te altın kemeri kazandım. 2017’de ikinci oldum. Bu sene altın kemer nasip oldu. Kırkpınar’da altın kemeri yine kazanmak istiyorum. 3 yıl üst üste kazanarak, Antalya’nın ebedi kemer sahibi olmasını istiyorum’ dedi.

Er meydanındaki hatıralarından bahseden Okulu, küçüklüğünden itibaren İsmail Balaban ile rakip olduklarını anlattı. Baş boyuna kadar İsmail Balaban ile finallerde karşılaştıklarına değinen Okulu, ‘İsmail ile hep beraber güreştik. Küçük orta kategorisinde final güreşinde üzücü bir olay oldu. Küçükken İsmail ile güreşirken onun üstündeydim, sakatlandım. Arka çapraz bağım koptu. Bu biraz üzmüştü. Sakatlık üzücü, bu güreşte oluyor. Ama o zaman çok üzülmüştüm’ dedi.

BALABAN: ‘GÜREŞ KÖYDEN ÇIKIŞ KAPIMIZDI’

İsmail Balaban ise ailesinde pehlivan olmamasına rağmen yaşadığı köyde güreşlere katılanların yönlendirmesiyle tesadüfen yağlı güreşe başladığını söyledi. Güreşe yaş olarak biraz geç başladığını anlatan Balaban, ’17-18 yaşında güreşle tanıştım. Yağlı güreş için geç bir yaştı. Bizim köyden çıkış için bir kapıydı. İkizimle bu yola başvurduk. Antalya’ya geldik, düzenli antrenmanlara başladık. Daha sonra da başarılarımız derecelerimiz başladı’ dedi.

Güreşe geç yaşta başladıkları için ‘Sizden güreşçi olmaz, köyünüze dönün’ gibi söylemlerle karşılaştıklarına değinen Balaban, ‘Sizden bir şey olmaz, güreşçi olamazsın, köyünüze dönün, diyenler çok oldu ama biz kararlıydık. İkizimle hayalimiz ikiz başpehlivan olarak tarihe geçmekti. İmkansızlıktan liseye gidememiştik. Sonra açık öğretimden liseyi bitirdik. Şimdi üniversite okuyoruz. İleride akademisyen olmak ve tecrübelerimizi genç nesillere aktarmak istiyoruz. Bu yıl çeyrek finalde elendim. Kırkpınar’da hedefim altın kemeri kazanmak. Tekrar Kırkpınar’da unvanımı kazanmak, altın kemeri kuşanmak istiyorum’ diye konuştu.

AYIK’IN EN BÜYÜK ÜZÜNTÜSÜ

Ahmet Ayık, olimpiyat, dünya ve olimpiyat şampiyonlukları kazanmasına rağmen spor hayatında en çok üzüldüğü müsabakayı anlattı. Ayık, şöyle konuştu:’1966’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda herkesi tuşla yeniyorum. Rakibim de yenerek geliyor. Ben Rus rakibimi tuşla yenmeyi istedim. Göğüs çaprazına girdiğimde beni yatırdı ve puan aldı. Berabere kalsam ben şampiyon oluyorum. Ama puanla beni yendi. 40 puanla Rus takımı birinci, 39 puanla Türkiye ikinci oldu. Berabere kalsak ben şampiyon oluyordum, Türkiye birinci. Spor hayatımda en üzüldüğüm bu. Hem kendim hem de milli takımımızı ikinci ettim. Yenilmezlik unvanım gitti.’

Ayık, hayatını konu alan kitap yazdığını ve 1-2 aya kadar satışa çıkacağını söyledi.

Haber Muhabiri: Melike Gül Yiğit