Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi adına konuşan Başkan Devrim Mol, iktidarın yoksullaştırıcı politikalarına karşı ‘insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş ve güvenli gelecek’ talep etti
KAMU emekçilerinin maaşının 22 bin TL’ye çıkarılmasının ardından artan enflasyon karşısından verilen rakamların yetersizliğini gündeme getirmek için Büro Emekçileri Sendikası (BES) Antalya Şubesi, Antalya Defterdarlığı önünde toplandı. Sendikayı temsilen konuşan Başkan Devrim Mol, “KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” dedi.
‘22 BİN TL DEĞİL, 40 BİN TL İSTİYORUZ’
Yoksulluk sınırı ile ilgili konuşan Mol, “Yapılan araştırmalara göre; bir kişinin günlük sağlıklı beslenme maliyeti 424 TL, yaşam maliyeti ise 17 bin 188 TL’dir. Dolaysıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 12 bin 500 TL, yoksulluk sınırının 40 bin TL olduğu bir ülkede kamu emekçisi, emekliler ve işçiler sefalet koşullarında yaşıyor demektir. Buradan bir kez daha doğacak hak kayıpları için uyarıyoruz! Kamudan emekli olanların açlığa mahkûm edilmesi affedilecek ya da ‘iyileştirmeye çalışacağız’ denilerek geçiştirilecek bir durum değildir. En düşük kamu emekçisi maaşının 22 bin TL değil, 40 bin TL olan yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret olması talebimizi yineliyoruz” diye konuştu.
‘BÜTÇE AÇIĞININ FATURASI HALKA YÜKLENİYOR’
Gerçek enflasyon oranı dikkate alındığında yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen bu artışla kamu emekçilerinin sefalet koşullarında yaşamaya devam edeceğini söyleyen Mol, “Yasa teklifi daha Meclis’e sunulmadan adeta bir zam yağmuru ile karşı karşıya kaldık. MTV’ye ek zam geldi. Tüm harçlar yüzde 50 artırıldı. KDV, ilaçlarda yüzde 8’den yüzde 10’a, hijyen ürünleri yüzde 8’den yüzde 20’ye, benzinde, tütün ürünlerinde yüzde 18’den yüzde 20’ ye çıktı. Saray uyguladığı ekonomi politikaları ile Cumhuriyet tarihinin en büyük servet transferini gerçekleştirirken patronlara milyonlarca dolarlık teşvikler sağlanırken emekçinin, halkın ekmeği vergi artışları ve zam yağmuru ile her gün daha da küçülmektedir. Bütçe açığının faturası biz emekçilere, halka yükleniyor. Ekonomiyi bu vahim duruma kimler getirdi ise sorumluları da onlardır. Geçmediğimiz köprülerin, otoyolların, tünellerin, kullanılmayan havaalanlarının garanti ödemelerini döviz cinsinden ödenmesine kimler karar verdi ise kimler gerçeklikten uzak hesap yaparak sermayeye bizim emeğimizden, cebimizden paralar aktarıyorsa acı reçeteyi de onlar ödemelidir” ifadelerini kullandı.
‘MAAŞ 22 BİN DEĞİL 13 BİN 870 TL’DİR’
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), konuşulan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanan kanun teklifine değinen Mol, “Kanun bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır. Şöyle ki; kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin iktidar kanadından yapılan açıklamalarda söz konusu artışın yüzde 17,55 + 8.077 lira şeklinde olacağı ifade edilmektedir. Oysa TBMM’ye sunulan Torba Yasa teklifinde kök ücretlere yapılacak zam enflasyon farkı, artı toplu sözleşme zammı toplamı olan yüzde 17,55’te kalmaktadır. 8 bin 77 TL’nin ise seyyanen ‘ilave ödeme’ olarak eklendiği görülmektedir. Bu durumda en düşük kamu emekçisinin eline 22 bin TL geçecek ancak gerçekte bu emekçinin gerçek maaşı, yani kök maaşı 13 bin 870 TL olacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde maaş zammı 22 bin TL üzerinden değil, 13 bin 870 TL üzerinden yapılacaktır. Şimdi verilen 8 bin 77 TL ise hiç artmayacak, birkaç yıl içinde de eriyip gidecektir” diye açıkladı.
‘EMEKLİLER YOK SAYILDI’
Torba yasadaki maaş artışlarında 2,5 milyon kamu emekçisi emeklisinin yok sayıldığını belirten Mol, “Teklif bu hali ile yasalaşırsa emekliler ilave ya da seyyanen denilen 8 bin 77 TL artıştan yararlanamayacaktır. Bu durumda mevcutta 7 bin 950 TL olan en düşük memur emeklisi maaşı sadece 1 bin 395 TL artarak 9 bin 345 TL’ de kalacaktır. Bu haksızlık kabul edilemez. 21 yıldır ülkeyi yönetenlerin kamu emekçilerini sefalette eşitleme hedefi bu torba yasa ile daha da netleşmiştir. Yapılmak istenen düzenleme ile ‘en düşük memur maaşını 22 bin TL’ye çıkarıyoruz’ diye övünülse de söz konusu artışın taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil seyyanen yapılması kamu emekçilerinin derece ve kademelerine göre ezici bir çoğunluğuna daha düşük oranlarda artış yapılması demektir” ifadelerini kullandı.