Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Bu adam tam bir ‘Baş Belası’

Varsayılan Resim

Arzu TaşkınDöşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosu’nun ilk kez 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde sahnelediği, Murat Sarı’nın yönettiği ‘Baş Belası’ adlı oyun, ikinci gösteriminde 30 Nisan Pazar günü seyircileriyle buluştu.
Döşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosu’nda izlediğim ilk yetişkin oyunu ‘Dünden Kalan’da nasıl ağladıysam, ‘Baş Belası’nda da bol bol güldüm. Sonuna yaklaştığımız bu sezon için gerçekten de çok iyi oyun seçimleri yapılmış. Çocuk oyunu ‘Harikalar Mutfağı’nı da anlatmıştım size. O da çok eğlenceliydi. Bu nedenle, Döşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Müfit Kayacan’ı tebrik ediyorum ve yeni sezonda oyunlarının kapalı gişe oynanabileceğini tahmin ediyorum. Yeşilpark Kültür Merkezi tiyatro salonuna ek koltuklar gerekebilir.
Tebrik etmek istediğim bir diğer isim ise, oyunun yönetmeni Murat Sarı. ‘Dünden Kalan’ı ve ‘Baş Belası’nı aynı günlerde yöneterek görülmemiş bir başarıya imza attı. Sayfamızda yer verdiğimiz röportajından da biliyorsunuz, o çok çalışkan bir yönetmen ve oyun içindeki minik dokunuşlarıyla özgün bir tarza sahip. Sam Bobrick’in yazdığı ve Ekin Tunçay Turan’ın Türkçeye çevirdiği ‘Baş Belası’ seyirciyi bir terapi odasında ağırlıyor. Ancak bu bildiğimiz, sıradan bir terapi odası değil. Terapi odası diyince aklınıza neler gelir? Çalışma masası, doktorun koltuğu, hastanın uzandığı kanepe, kitaplık ve tabii masada bolca kağıt mendil. Oysa bizim gördüğümüz bunlardan çok farklıydı. Oyunun psikiyatrist eşleri Dr. Anita Wells ve Dr. Sidney Gates eski bir tren istasyonunu terapi merkezi olarak dekore etmiş. Hikaye böyle söylese de, esas fikrin sahibi Murat Gülmez, farklı bir vizyonla tasarladığı bu dekorla, mekanın gerçekliğini seyirciye başarıyla hissettiriyor. Sizlere bu sayfada anlattığım çoğu oyunun müziklerinde imzası bulunan, başarılı müzisyen Gürkan Çakıcı ‘Baş Belası’nın müziklerinde de oyunun enerjisini tam anlamıyla yansıtmış. Oyunun ışıklarındaki isim Özkan Sezer ve kostümleri hazırlayan isim ise Banu Bakikuşağı Çabar.Terapi odasında ilk karşılaştığımız kişi, güzel psikiyatrist Dr. Anita Wells öğleden sonraki randevusunu iptal ettiği için biraz gergindir. Az sonra gelen hastası Ethan Steckler nedeniyle, terapi süresince öfkesini kontrol etmeye çalışır. Çünkü Ethan Steckler sinir bozucu olma konusunda rekor kırma yeteneğine sahip, uzak durulması gereken bir hastadır. Hikayenin devamında Ethan Steckler ile muhatap olması gereken Dr. Sidney Gates’dir. Ethan doktorların sorularını cevaplarken, rolleri değiştirmeyi başarır ve ‘doktor mu hastanın zihninde dolaşır yoksa hasta mı doktorun zihnini esir alır’ birbirine karışır ve olaylar kontrolden çıkar. Dr. Anita Wells rolünde ‘Harikalar Mutfağı’nın tatlı Gümüş Kepçe’si Tuğçe Akat, bu kez sinirlerini kontrol etmeye çalışan psikiyatrist olarak yine başarılı ve zarif bir performans sergiledi. Bana göre Tuğçe Akat ile Antalya Tiyatro Sahneleri güzel ve yetenekli bir oyuncu daha kazandı.Doktorların baş belası Ethan Steckler rolünü üstlenen Murat Ercanlı ruh halinde sert ve tahammül edilmesi güç değişimler yaşayan Ethan için seçilen en uygun isim olmuş. Dansları, kovboy kıyafeti ve bastonuyla çok sempatikti. Enerjisiyle terapi odasını adeta fetheden Ethan Steckler rolü, Murat Ercanlı’nın yeteneğine tam denk gelmiş. İnandırıcı oyunculuğu sayesinde psikiyatristlerini çıldırttığı gibi seyircileri de sinirlendirmeyi başardı. Bu arada Murat Ercanlı’yı 14 Nisan tarihinde gösterime giren ‘Mezeci Çırağı’ isimli filmde ‘Deşkel Mustafa’ rolüyle izleyebilirsiniz.‘Muhteşem Yüzyıl’ ın Turgut Reis’i Yaşar Aydınlıoğlu Dr. Sidney Gates olarak Ethan Steckler ile terapinin başında takındığı sakin tavrını yavaş yavaş kaybederken çok başarılıydı. Sesini kullanışı, mimikleri, beden dili ve duruşuyla sahneye yakışan oyuncu tam anlamıyla bir psikiyatrist gibiydi. Hastasına yaklaşımı ve onunla empati kurması gayet sahiciydi. Ruh halinde gerçekleşen öfkeye geçişlerinde, doktorun asaletini korumaya çalışmasını çok iyi canlandırdı. Ayrıca kırmızı kalpli mor çoraplarına da bayıldım.
Sürpriz bir sonla biten oyun, insanların zihinlerinde, derinlerde gizlenen, söylenemeyen, bir sebeple susulan her şeyin, an gelip duyulmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Ufak bir kıvılcım sözlerin dökülmesi için yeterlidir. Döşemealtı Belediyesi Halk Tiyatrosu’nun yeni sezonunda sahnelenecek olan ‘Baş Belası’nı siz de keyifle, kahkahalarla izleyebilirsiniz.

Haber Muhabiri: Mehmet USLU