Antalya ve çevresinde faaliyet gösteren dalış okulları, sezon hazırlıklarını tamamlıyor
ANTALYA ve çevresinde faaliyet gösteren dalış okulları, sezon hazırlıklarını tamamlıyor. Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu İl Temsilcisi İsa Alemdar, Nisan ayı ile birlikte dalış sezonunun açılacağını kaydetti.
Antalya’da Gazipaşa’dan Kalkan’a uzanan sahil şeridinde yer alan 250’nin üzerindeki dalış noktası, su altı tutkunlarını ağırlıyor. Önceki yıllarda günde 1000’in üzerinde dalış etkinliğinin düzenlendiği su altı güzellikleri, bu yıl da ilgi odağı olacak. Grup halinde düzenlenen dalış turlarının yanı sıra, münferit dalışlar da oldukça fazla. Bir yandan dalmayı öğrenerek bröve almaya çalışan tatilciler, diğer yandan su altındaki yapay resifleri keşfediyor. Amatör ve profesyonel dalışlar için farklı zorluk derecelerinde resiflerin bulunduğu Antalya, bu özelliği nedeniyle yurt dışından da birçok dalış meraklısına ev sahipliği yapıyor.
DALIŞ TURİZMİ DENİZ SUYUNUN ISINMASIYLA ZİRVE YAPACAK
Antalya ve çevresinde faaliyet gösteren 60 dalış şirketinin su altına profesyonel rehberler eşliğinde dalış turları düzenlediğini anlatan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu İl Temsilcisi İsa Alemdar, dalış turizminin büyük ilgi gördüğünü belirtti. Su altı dalışlarının 12 ay sürdüğünü, yaz sezonunda ise en yoğun dönemini yaşadığını anlatan İsa Alemdar, yaz döneminde yerli ve yabancı turistlerin Antalya’ya gelmesiyle ilginin artacağını kaydetti. Sezonun nisan ayı ile birlikte hareketleneceğini, mayıs ayında su sıcaklığının 19- 21 dereceye yükselmesiyle ideal ısıya ulaşılacağını anlatan Alemdar, ‘Tecrübesi olmayan turistler profesyonel hocalar eşliğinde keşif dalışları yapabilecek. Lisanslı profesyoneller ise ellerindeki lisansa göre 18 ila 30 metreleri bulan dalışlar gerçekleştirecek’ dedi.
ABD SAVAŞ UÇAĞI BATIĞI
Antalya’daki savaş batıklarından birinin Kaş’ta, diğerinin Manavgat’ta olduğunu aktaran Alemdar, ‘Manavgat’taki B-24 Amerikan Savaş Uçağı batığı, 1944 yılında Romanya üzerindeki hedefleri bombaladıktan sonra Kıbrıs’taki üssüne dönerken Ege Denizi üzerinde vurulup Antalya açıklarında denize gömülen bir uçağa ait. Kaş civarındaki batık ise neden düştüğü bilinmeyen bir İtalyan uçağına ait. Uçak, motorları haricinde bir bütün olarak su altında yatıyor. Uçakların görünümünün eksiksiz olması, dalgıçlara keşfedecek zenginlikler sunuyor’ dedi.
FRANSIZ SOSYETE BATIĞI, POPÜLER NOKTALARDAN BİRİ
Antalya bölgesinde en çok dikkati çeken batığın, Kaleiçi Yat Limanı açığında ‘Fransız Sosyete Batığı’ olarak bilinen İkinci Dünya Savaşı sırasında batan St. Didier gemisi olduğunu kaydeden İsa Alemdar, ‘Savaş batıkları arasında St. Didier’in çok emsali yoktur. 18 metre derinlikte başlar, 30 metrede biter. Batık tek parça halinde. Dalış yapanlar, St. Didier batığının emsalsiz olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Burası, dalış turizmi için, Antalya için altın bir bilezik. St. Didier’i görmek için yurt dışından da yüzlerce dalış meraklısı Antalya’ya geliyor’ diye konuştu.
İRİLİ UFAKLI BİRÇOK DALIŞ NOKTASI
Tekirova açıklarında bulunan ve Üç Adalar olarak adlandırılan bölgenin, küçük adalardan oluşan bir dalış bölgesi olduğunu kaydeden İsa Alemdar, şöyle devam etti:
‘Çok çeşitli derinliklere sahip olması, dip yapısının Antalya’ya oranla zenginliği, görüş netliği ve birçok dalış merkezine yakınlığı nedeniyle en popüler dalış bölgeleri arasında yer alıyor. Finike’deki Gök Mağarası da mağara dalgıçlarının ilgisini çeken noktalardan biri. Antalya Körfezi’nin kuzeyinde, deniz dibinde yatan Gelidonya Antik Batığı, Genç Tunç Devri’ne ait olması ile ün saldı. Kemer Limanı’ndan 1,5 kilometre açıkta kum zemin üzerinde 25 metre derinlikte yatan Paris 2 gemi batığı da turistik dalış noktaları arasında. Antalya kıyı şeridinde falezler ve Sıçan Adası, tercih edilen dalış noktaları. Sıçan Adası’nın doğusunda küçük bir mağara olması, dalış tutkunlarının ilgisini bu bölgeye yönlendiriyor. Side Sualtı Müzesi başta olmak üzere farklı dalış noktalarına günlük turlar düzenleniyor. Side Sualtı Müzesi, dalış tutkunlarına eşsiz ortam sunuyor. Kış ayları dahil, denizin izin verdiği her an müzeye dalış yapan turistleri görmek mümkün’ diye konuştu.
‘ÖNCE GÜVENLİK’
Su altının önce sorumluluk ve güvenlik, sonra eğlence olarak adlandırılan bir etkinlik olduğunu vurgulayan Alemdar, dalış meraklılarını uyardı. Özellikle, dalış yaptıracak merkezlerin yetki belgesi almış olmasına dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen İsa Alemdar, merkezlerde çalışanların da belgeli profesyoneller olması gerektiğini belirtti. Alemdar, ‘Güvenliğin ön planda, eğlencenin sonrasında geldiği bir hizmet veriyoruz. Sektörde bu kadar az kaza olmasının başlıca nedeni, çoğu dalış merkezinin sualtı kurallarına uyarak dalış yaptırmasıdır. Amatör turistik dalışlar 5 metreye kadar olanlardır. Profesyonel dalış okulları amatörlere 5 metreden fazla dalış yaptırmaz. Daha derinlere gerçekleşen dalışlarda ise dalış yapacak turistin belgeleri ve bröveleri dikkate alınır’ dedi.