Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Dertleri çözseler de kendi dertleri büyük!

Varsayılan Resim

Antalya Barosu Meslek Sorunları Kurulu Başkanı Sağlık, avukatların yaşadığı sorunları ve avukatlık mesleğinde yanlış bilinen gerçekleri anlattı
ESKİDEN avukatlık itibarlı bir meslek olarak görünürken bu durum zamanla değişmeye başladı. Ülkemizde hukuk fakültesi sayısı azdı ve hukuk fakültesini kazanmak çok zordu. Fakat şimdi neredeyse her üniversitenin hukuk fakültesi var. Bu da mezun olan ya da olacak binlerce avukat adayı anlamına geliyor. Antalya Barosu Meslek Sorunları Kurulu Başkanı Ezgi Altınkurt Sağlık, avukatların yaşadığı sorunlardan bahsederek, ülkedeki ‘avukat’ algısını anlattı. Avukatlık mesleğinde birçok sorun olduğunu söyleyen Altınkurt bunların çözülmesi için çalışmalar yaptıklarını belirtti.

FİİLİ VE SÖZLÜ SALDIRILAR

Başkan Sağlık, avukatlık mesleğinde yaşanan sorunlara çözüm bulmaya çalıştıklarını belirterek, ‘Maalesef avukatlara yönelik, hem hukuk camiasının içinde hem dışardan hem de iktidar kanalından, hatta bazen muhalefetten çeşitli müdahaleler oluyor. Biz bunların en çok yansımasını birebir fiili, sözlü ya da saldırılarla yaşıyoruz. Özellikle meslektaşlarımıza yapılan fiili ya da sözlü saldırılar, davanın taraflarından, hatta bazen kendi müvekkilleri tarafından yapılıyor. Bu tarz suçlar işlendiğinde Hakimler ve Savcılar Kanunu’na göre hakim veya savcıya saldırı olduğunda nasıl hareket edilecekse avukata karşı da öyle hareket edilmesi gerekirken bu düzenleme fiiliyatta çok da yerine getirilmiyor. Halbuki böyle bir düzenleme var. En son geçtiğimiz günlerde Antalya’daki bir meslektaşımıza fiili saldırı oldu. Bir kadın meslektaşımıza tokat atıldı. Tokat meselesinden sonra adliyede kameralar olayı görüntülediği için şahıs tutuklandı. Biz bu karar çok sevindik. Ama olan mevzudan ötürü de çok üzgünüz’ açıklamasını yaparak avukatların sık sık bu tarz olaylar yaşadığını söyledi.

AVUKAT SAYISI ÇOK

Sadece Antalya bazında değil tüm Türkiye’de sorunlar yaşandığını anlatan Sağlık, ‘Soma’da etkin bir mücadele yöneten Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının yaşadığı sıkıntılar buna örnek. İddianameyi okursanız anlarsınız ki sadece savunma faaliyeti yaptıkları için yargılandılar. Meslek içinde, meslektaşlarımız arasında ideolojik ayrımlar yaşadıkları için sesini duyuramadılar. Seslerini duyuramadıkları için açlık grevine başladılar. Bu hepimizin gündeminde olması gerekirken hiçbirimiz bu konuda bir şey yapamıyoruz. Çünkü artık avukat sayısı çok fazla, para kazanmak çok zor. Kalite çok düştü. Özellikle geçmişte var olan ‘Avukat çok zengindir, çok para alıyor’ anlayışı var. Öyle bir durum olmadığını bu mesleğe başladıktan sonra meslektaşlarımız anlıyorlar. Bu durumun gerçek olmadığını gören meslektaşlarımız ne yapacağını şaşırıp kah etik ilkelerden uzaklaşıyorlar, kah mesleki kuralları hiçe sayıyorlar’ dedi.

HUKUK FAKÜLTELERİ SORUNU

Üniversitelerde kolaylıkla hukuk fakültesinin açıldığına dikkat çeken Sağlık, ‘Sadece bir sıra ve tahta ile fakülte açıldığı için eğitimde kalite de düştü. Dolayısıyla ‘uzman eğitimciler var mı’ diye bakılmıyor. Fakülte açılıyor. Böyle bir eğitim anlayışının olduğu yerde değil avukat hiçbir meslekten herhangi bir kişiyi eğitemezsiniz. Üniversiteler eğitim yurdudur. Sonuçta biz orada temel eğitim alıyoruz. Uygulamaya başladığımızda her şeyi tam anlamıyla öğreniyoruz. Okulu bitirip mesleğe başladığımızda büyük hayaller bir anda sönüyor. Geçim derdine düşüyorsunuz. Yokluk yiğidi bozabiliyor. Bu noktada bazı meslektaşlarımızın etik ilkelerden, mesleki kurallardan hatta kanundan uzaklaşması halinde bu bütün mesleğe yafta olarak dönüyor. Bu sebeple çok sıkıntı yaşıyoruz’ şeklinde konuştu.

YANLIŞ ALGILAR

Avukatın müvekkilini doldurduğu, her şeyi avukatın ayarladığı, yalan söylettirdiği gibi algılar olduğunu anlatan Sağlık, ‘Avukatın müvekkiline bir şeyler öğrettiği gibi bir algı var. Bu hakim, savcılarda dahi var. Hakim, savcı bile avukatı olan kişiye farklı davranıyor, olmayan kişiye biraz daha yardımcı olmak için farklı davranıyor. Herkes için geçerli değil tabii bu. Fakat şöyle bir durum var; müvekkilimiz bize ne anlatıyorsa biz de hukuki bir kurgu içerisine sokuyoruz. Bu da kurgulamak demek değil. Hukuki kurgulama bunu bir sıraya dizmek demek. Fakat bazen kendi müvekkilimizin akrabaları, bazen karşı taraf bizi kuran, kurgulayan, yalan söylettiren kişi olarak görüyor. Halbuki biz kimse bir şey anlatmadan hukuki anlamda kurgulama yapamayız. Avukatın savunduğu kişiyle özdeşleştirilmesi birçok yerde karşımıza çıkıyor. Hırsızı savunan avukat hırsızlığı tasvip ediyor diye bir şey olamaz’ diyerek herkesin adil yargılanma hakkı olduğuna dikkat çekti.

AVUKATIN OLMASI LÜKS

Herkesin her türlü aşamada savunulma hakkı olduğunun altını çizen Sağlık, ‘Bu sebeple yapılan savunmaların suç olarak atılı eylemin değil kişinin savunulması olarak algılanması lazım. Bizim tek amacımız var, eğer bir kişi hatayla adam öldürdüyse kasten adam öldürmekten ceza almasın. Hatayla adam öldürmekten alsın. Bu kişi hukuki anlamda savunmayı, teknik kısımları bilmeyebilir, avukattan yararlanabilir’ dedi.

Avukattan yararlanmanın ülkemizde lüks olarak görüldüğünü söyleyen Sağlık, ‘Aslında bunun zorunlu olması lazım. İnsanlar hukuk kurallarını, suç unsurlarını, hukukun nasıl işlediğini, neleri ne zaman nasıl konuşması gerektiğini bilmeyebilir. En başta deliller toplanmadan her şeyi konuşursanız, konuştuğunuz şey sonradan toplanan delillerle çelişirse suçlu değilseniz bile suçlu pozisyonuna düşebilirsiniz. Bunları avukat bilir. Bu yüzden lüks olarak görülüyor. Lüks olduğu için de çok yüksek meblağların kazanıldığı zannediliyor. Genel olarak öyle değil’ şeklinde ekledi.

YOĞUNLUK İHTİYACI KARŞILAMIYOR

Avukatların düşünüldüğü gibi yüksek meblağlar kazanmadığını anlatan Sağlık, ‘Birçoğumuzun eşe dosta yardım amaçlı yaptığıişler iş kapasitemizin yarısını kapsıyor neredeyse’ dedi. Antalya’da fiilen avukatlık yapan 4 bin 500 kişi olduğunu söyleyen Sağlık, ‘Antalya’da avukat yoğunluğu var. Turizm memleketi olduğu için iş potansiyelinin çok yoğun olduğu düşünülebilir. Fakat Bursa’ya, Kocaeli’ye göre sanayisi çok gelişmiş olmadığı için sanıldığı kadar çok avukat talebi bulunulmuyor. Sermayesi 250 bini geçen şirketlerin avukat bulundurma zorunluluğu olmasına rağmen Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) bu konuda duyarlı davranmayıp üyelerine uyarıda bulunmuyor. Bununla ilgili girişimde bulunduk ama ATSO’dan cevap alamadık. Bu zorunluluğa uyan şirketlerin çalıştırdığı meslektaşlar çok cüzi rakamlar alıyor. Bununla ilgili zorunluluk kısmını anlatmaları, bunun cezalarına ilişkin bilgilendirmeler yapmaları gerekir. Bu konuda daha önceden şikayetler yapıldı. 20’ye yakın şirket ceza aldı. Bu tarz kanuni zorunluluklar yerine getirilirse çok daha fazla iş potansiyeli olur. Hak savunucusu olarak gördüğünüz avukatlar, geçim derdine düşmeyeceği için hak savunuculuğu kısmında da daha etkin rol oynayabilir’ dedi.

İŞ ALANLARI DARALIYOR

Artık noterlerden veraset ilamı alınabildiğini belirten Sağlık, ‘Alınan veraset ilamları bir yargılama sürecinden geçmiyor. Bu bence çok sakıncalı bir durum. Son gelişme belli miktara göre alacakların icra takibi yoluyla, noterler vasıtasıyla yapılabileceğine ilişkin. Bu konulardaki ayrıntı ne şekilde olacak bilemiyoruz. Türkiye Barolar Birliği de bu çalışmanın içerisindeymiş. TBB’nin bu çalışma içerisinde olması büyük bir talihsizlik’ şeklinde konuştu.

En büyük sorunlardan birisinin iş alanlarının daralması olduğunu söyleyenSağlık, ‘Avrupa’da avukatlar birçok belgeyi onaylayabiliyor. Avukatların bir itibarı var. Gittikleri yerde aranmazlar. Burada adliyenin girişinde dahi avukatlar kanun hükmüne aykırı olarak aranır. Avukatlar karşı taraf ya da devlet tarafından kendilerine çıkacak vekaleti onaylayacak güvene sahip değiller. Resmi makamlardan bilgi belge toplarken bile onları toplamak sıkıntı oluyor. Birçok kişi Avukatlık Kanunu ile ilgili bu hükümlerden habersiz. Bunların hepsi yargı sürecinin hızlandırılmasına yönelik düzenlemeler. Ama bu düzenlemelerden yararlanamıyoruz. Çünkü herkes avukata sahtekar gözüyle bakıyor. Bu büyük talihsizlik’ ifadelerine yer verdi.

ÇALIŞMALAR YETERSİZ

Hukuka uygun şekilde şirket kurmanın ülkemizde serbest olduğunu söyleyen Sağlık, ‘Hasar danışmanlık şirketleri, bazı gayrimenkul danışmanlık şirketleri, insanlara hasar danışmanlığı verdiğini iddia ederek herhangi bir kazada yaralanma veya ölüm gerçekleştiğinde o kişileri arayıp kendilerinden avukat vekaletleri çıkarttırıyor. İnsanların sigorta şirketinden alabilecekleri hakkı olan tazminatların neredeyse yarısına hukuka aykırı bir şekilde çöküyorlar. Yüzde 10’una bile çökseler bu hukuka aykırı bir şey. Gerçek bir danışmanlık hizmeti veriliyor olsa belki cüzi bir komisyon alınması hukuka uygun olurda fakat verilen hizmet avukat bulmaktan ibaret olduğu ve vatandaş bunun için danışmana ihtiyaç duyması gibi teknik bir sorun yaşamayacağı için şirketlerin yaptığı Avukatlık Kanunu’na muhalefetten ibaret. Bu şirketlerle ilgili çalışmalar yürütüyoruz, yaptığımız şikayetler sonucu açılmış davalar, cezalandırılan şahıs ve şirket sahipleri var, dahaları da gelecek.Danışmanlık durumunda böyle bir komisyon alınması yanlış. Avukatlar en fazla vekalet ücreti olarak dava konusunun değeri neyse onların değerinin yüzde 25’ini alır en fazla. Yaptıkları tek danışmanlık hizmeti de avukat bulmak. Bunu kişi kendi başına da yapabilir. Bununla ilgili çalışmalar yürütülüyor ama yetersiz. Bu şirketlerin yaptığı faaliyetler avukatlık faaliyetine müdahale. Böyle bir yetki verilecekse önce avukata verilmeli’ dedi.

STAJYERLERİN SORUNLARI

Stajyer avukatların sorunlarına değinen Sağlık, ‘En büyük sorun elbette geçim kaynağı. Stajyer avukatların 1 yıl staj yapma zorunluluğu var. Ama o süre boyunca ücret almıyorlar. Hakim, savcı stajyerleri yeni başlayan hakim, savcı maaşlarının 3’te 2’si gibi bir maaş alıyor. Fakat avukatlar zaten serbest çalışmaya gönüllüymüş gibi göründüğü için ücret almıyorlar. Avukatın ruhsatnameyi alabilmesi için o stajı yapması şart. Seçeneğimiz dahilinde değil. Zorunlu olan bir şeyin zorunlu olarak ücret alamayacağı şeklinde düzenlenmesi çok saçma ve mantık dışı bir şey. Meslektaşlarımıza bu konuda mutlaka Adalet Bakanlığı tarafından bir çözüm sağlanması gerekir. Üniversitelere hukuk fakültesi açıldığında Bakanlık görüşü alınırken Bakanlığın bunları da gözardı etmemesi gerekir. Fakülteyi açıyoruz, oradan mezun olan kişiler ne yaparlarsa yapsın diyoruz’ şeklinde konuştu.

Avukat olmak için stajyer olunmasının zorunluluğunu vurgulayanSağlık, ‘Stajyerin aldığı eğitimin güzel, düzeyli olması önemli. Fakat maalesef maaş verilmemesi mevzusu bütün stajyer arkadaşlarımızı zorluyor. İstisnai durumlar dışında meslektaşlar olarak tabii ki katkı sunmaya çalışıyoruz. Ama böyle olmaması lazım. Bu durumun düzenlenip en azından bir kısmının devlet tarafından verilmesi lazım. Avukatlar olarak yargının 3 ayağından biriyiz ama çok uzun zamandır böyle kabul edilmiyoruz’ dedi.
Özel/Dilan ERAY

Haber Muhabiri: Melike Gül Yiğit