Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Detaylarda kaybolmamak

Varsayılan Resim

Seçime az bir süre kala herkesin gözü kulağı medyada. Bu defa seçimlerde mesele normal seçimlerin çok ötesinde, sistem bilmecesinde… Demokrasi ve sesimizin duyulacağı, eyleme döküleceği, işleyen bir parlamenter sistem çoğumuzun birleşim noktası. Farklı görüş ve ideolojilerden, farklı renklerden muhalif eller bir arada kenetlenmeye çalışıyor. Bu kenetlenmeye karşılık iktidar ittifakının boş durmayacağı, her yönden bu kenetlenmeyi bozmaya çalışacağı hepimizin beklediği bir konu. İktidarın balayı günleri çoktan geçti. AB için atılan zorunlu adımlar, (sonrasında bir gecede tek imzayla çıkılan) İstanbul Sözleşmesi, başörtüsünün serbest bırakılması vb. demokratik adımlar balayı günlerine aitti. Zaman geçtikçe tarihi gerçekler ve yaşananlarsa bu süreçte sil baştan sanki yeniden yapılandırıldı, inşa edildi. 15 Temmuz’un hemen arkasından, daha yaralar sarılmamış, ne olduğunu, nasıl olduğunu ve nereden geldiğini tam anlayamamışken 2017 referandumuyla bir de sistem değişikliği geldi. Tek ses, tek görüş… Aslında yaşadığımız bu dönemde muhalif milletvekilleri de, partiler de, STK’lar da hemen hemen tüm olumsuzluklarda, haksızlık, hukuksuzluk adaletsizlik gördükleri her yerde ve her konuda sessiz kalmadı, boş durmadı. Ses oldular, ses verdiler, ayağa kalktılar. Meclisteki muhalefet partilerinin soru ve araştırma önergelerinin çoğu iktidardaki ittifak partilerinin oylarıyla reddedildi. Bunların kimisi vatandaşın gündemine bile girmedi-giremedi-görülmedi. Vatandaşın önceliği içinde bulundukları yaşam dünyası ve mücadelesiydi. Ekonomik mücadele, çalışma şartları ve gündelik hayat gün geçtikçe güçleşti. Bu bir bahane mi? Olmaması gerekirdi ya, kapitalist sistemin gidişatı içinde soluk alamayan yorgun vatandaş, dinlenmek için eve çekildiğinde; ciddi konularla uğraşmak, ilgilenmek daha da boğulmak istemedi. Kim bilir belki de olan biten her şeyi kulak arkası yaptı. Üstüne yetmedi Suriye sorunu, göçmenler, pandemi, Rus-Ukrayna savaşının etkileri. Belki de ne olduğunu anlayamadan debelendi, başını kaldıramadı, nefes alamadı. Tabii ki bir taşıma kapasitesi ve bir sınırı var her şeyin. Buraya kadar deme vakti. Seçmenin artık onu bunu, demagojiyi, dedikoduyu, çekişmeyi bırakıp ciddiyetle düşünme zamanı. Tabii ki siyasi partilerin de. Bulunduğumuz bu noktada, bu süreçte iktidar ve muhalefet arasındaki ayrım keskin… Bir yanda demokrasi, adalet, hak ve özgürlükler, eşitlikler, liyakat, toplumsal refah, bilim ve akıl doğrultusunda olması gereken asgari ortak noktalarda birleşen muhalefet. Diğer yanda din, inanç, milliyet şemsiyesi altında birleşen, herkesi kendilerine benzetmeye çalışan, muhalif görüşlere, farklılıklara tahammülü olmayan neredeyse tüm muhalifleri terörist addeden bir ittifak. Bunu görmek için fiiliyat bir tarafa, sadece söylemlere bakmamız, kullanılan dile bile bakmamız yeterli. Şimdi ittifaklar, siyasi partiler telaş içinde milletvekili listelerini hazırlıyorlar. Cumhurbaşkanı adayları belli. Her şey seçmenin elinde. Bununla da iş bitmiyor. Mecliste de çoğunluğun tek parti, tek görüşte kalmaması çok önemli. Yoksa nasıl duyuracak vatandaş sesini? Herkes titizlikle akıllıca davranmaya çalışıyor. Seçime gün sayılıyor. 20 yıl ciddi bir süre. Bir nesil yetişti. Toplumsal hafızalarımızı diri tutmak, bize sunulan, gösterilmek istenen gündem yerine bu süreçte yaşadıklarımızı unutmamak önemli. Mesela halen çadırlarda yaşayan depremzedelerimiz. Mesela enkaz altında yiten canlarımız, nedenleri ve niçinleri. Mesela maden facialarımız, iş güvenliği sebebi ile oralarda yiten canlarımız. Mesela mutfaklardaki bitmeyen yangın, yoksulluğun yaygınlaşması, insanların fiziki temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaması veya zor karşılaması, borçların yükselmesi. Sağlık ayrı dert, eğitim ayrı. Eşitlik? Öcüleştirilen, teröristleştirilen, kimisi kapatılmak istenen, baskılanmak istenen muhalif sivil toplum kuruluşları. Üniversitelerin, akademisyenlerin durumları? Liyakat? İş, işsizlik, çalışma koşulları? Kadının halen ataerkil sistem içine hapsedilme çabaları. İnsan hakları? Muhalif sesleri kısmaya yönelik çabalar, verilen cezalar. Betonlaşma, rant, doğa ve sit alanları? Tarım? İlaveler çok. Çok sesli bir meclisle, tüm farklılıklarımızla, birbirimize saygıyla, baskısız, adil, hür ve eşitlik içinde beraber yaşayabilmek olmalı derdimiz. Ancak böylelikle birlikte ve bir arada yol alabiliriz. EYT, maaş zammı, ikramiye zammı vs. Hepsi yine bizden çıkacak olan seçim yatırımı ve maalesef propaganda araçları. Bugünü kurtarma derdinde sevinirken yarınları unutmamalı. Çoğu zaman detaylarda kaybolurken asıl büyük resmi, asıl sorunu göremeyebiliriz. Hepimiz için asıl mesele işte tam olarak da bu; detaylarda kaybolmamak. Evet, bize sunulan asıl resmi görebiliyor muyuz? Anahtar seçmende. Adalet, hak ve özgürlükler, eşitlik, ekonomi hepsi önemli tabii. Bunların gerçekleşebileceği sistemse parlamenter sistem ve demokrasi… Tabii ki demokrasiyi araç olarak bir tramvay gibi görüp, inmeyi hedeflemedikçe. Adalet, eşitlik, hak, hukuk, kardeşlik, barış, sağlık ve refah dolu özgür yarınlar dilerim. Sevgi ve saygılarımla…

Haber Muhabiri: Merve Hatice USLU