Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Dikey-yatay tartışması anlamsız!

Varsayılan Resim

İMO Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, son zamanlarda gündemden düşmeyen dikey-yatay yapılaşma tartışmalarıyla ilgili olarak, 'Yapılaşmanın 'dikey' veya 'yatay' olması sığ bir tartışma konusudur' dedi
İNŞAAT Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Mustafa Balcı, son dönemde sıkça tartışma konusu haline gelen dikey-yatay yapılaşma konusunda bilgilendirmede bulundu. Balcı, ‘Dikey-yatay mimari kavramlarıyla yeniden tartışmaya başladığımız kentleşme politikalarına yönelik tartışmalarda asıl atladığımız konu kentsel yoğunluk. Yapılaşmanın ‘dikey’ veya ‘yatay’ olması sığ bir tartışma konusudur. Yatay yapılaşma, dikeyleri yan yatırmakla sağlanmıyor. Asıl önemli olan yapıların planlama ve şehircilik ilkelerine uygun olarak yapılması ve kentsel yoğunluğa getireceği yükün çevre ile uyumunun, kentsel kullanım alanlarının ve yeşil alan tasarımının doğru kurgulanmasıdır. Dikey yapılaşma yerine yatay yapılaşmanın tercih edilmesinin şehirlerin gelişmesi için daha uygun olduğunu söylemek, daha önce yapılan yanlışları düzeltmeye yetmez’ dedi.

PLANLAMA ÇERÇEVESİNDE YAPILMALI

İMO olarak dikey yapılaşmaya karşı olmadıklarını belirten Balcı, ancak dikey yapılaşmanın yapılabilmesi için de planlamanın çok düzgün bir şekilde yapılması gerektiğine dikkat çekti. Balcı, ‘Bugün dikey yapılaşma yapılsın adı altında tutup da Konyaaltı Sahili’ne ya da falezlerin üstündeki en ön sıradaki parsellere dikey binalar yapılırsa bu binalar hem şehrin siluetini, hava almasını, hem de yoğunluktan dolayı trafik ve alt yapı sorunları oluşmasına neden olur. Dikey yapılaşmayla birlikte oluşacak sorunların hepsi birden şehrin gündemine taşınır, hatta oturur. Dolayısıyla dikey yapılaşmanın yapılması gerekiyor ama planlama çerçevesinde özellikle şehrin arka kesimlerine doğru olmalı’ dedi.

ZEMİN SAĞLAM OLMALI

Kentin orta ve arka arka kesimlerinde sağlam zemin üzerinde dikey yapılaşmanın yapılabileceğini belirten Balcı, ‘Dikey yapılaşmanın yapılabilmesinin tercih sebeplerinden bir tanesi, yapının sağlam zemine oturmasıdır. Yüksek katlı yapılar, özelikle 1 Ocak 2019’dan itibaren yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği çerçevesinde çok daha güvenli yapılabilecektir. Yüksek yapı yönetmeliğimizin olması bu yapıların güvenliği için bir avantajdır. Her ne kadar teknik çok ilerlemiş olsa da, yüksek yapıların sağlam zeminlere oturması tercih edilir. Deniz kenarları ve sahiller; özellikle tüm havasını, esintisi ve enerjisini deniz yönünden alan Antalya gibi kentler için dikey yapılaşma için uygun yerler değildir. Kenti arkadan gören yerlerde dikey yapılaşmanın sağlam zeminler üzerine kurulması inşaat mühendisleri tarafından daha uygundur görülür. Planlamanın da bunlara göre yapılması gerekiyor’ dedi.

Balcı, ‘Sonuç olarak, planlama ilkeleri ve şehircilik esasları çerçevesinde her türlü afet risklerinin dikkate alındığı, toplumsal hedeflerin ve sosyal politikaların, çevre politikalarıyla bütünleştirildiği bütüncül bir yapılaşma politikası oluşturulması dikey-yatay yapılaşma tartışmalarını boşa çıkaracaktır’ diye konuştu.
Deniz TOPKAYA

Haber Muhabiri: Mehmet USLU