Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Ekolojik yıkıma dur diyor muyuz?

Ekolojik yıkıma dur diyor muyuz?

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı bugün Serbest Kürsü'de
İnsanlar tarih boyunca, yeri gelmiş doğaya uyum sağlamaya çalışmış, yeri gelmiş doğanın çetin koşullarında var olmak için savaşmıştır. 18. yüzyıldaki sanayi devrimiyle birlikte insanoğlu kendini doğanın efendisi olarak görmeye başlamıştır. Bu durum öyle bir hal almıştır ki artık insanoğlunun refahından, konforlu yaşam arzusundan ve zevklerinden daha önemli bir şey kalmamıştır.

Hayvanları öldürmek gibi bir hobimiz var mesela adı avcılık. Öldürülecek hayvan az sayıda ise öldürebilme hakkına sahip olmak için bedel ödeyerek bu ayrıcalığa sahip olduğumuz sistemlerimiz var. Binlerce hayvana, bitkiye ev sahipliği yapan güzelim ormanlar; üç beş insanoğluna ev olmak için yok edilmesi de bu sistemin bir parçası haline gelmiş durumda.

Hiçbir mücadele vermeden sahip olduğumuz gürül gürül akan sularımız var, kirletmekten asla çekinmediğimiz…

Oysaki her fırsatta bir su kenarına kaçıp dinlemeyi kendimize verilmiş bir ödül biliriz. Ya tüketim alışkanlıklarımız, bir ayakkabı ne olacak canım alayım deyip yılda belki de 4-5 kere ancak giydiğimiz onlarca dolap bekçisi giysimiz vardır. İşte o bir çift ayakkabı üretilmek için 8000 litre su harcandığını umursamayız.

Her gün kurtulmak istediğimiz 1 kg çöpü vardır her birimizin. Çöptür işte, atıp kurtulmak gerek. Çöp müdür acaba? Değersiz midir? Biliriz ki değerlidir ama kim uğraşacak evde ayırmaya sonra geri dönüşüm konteynerine götürüp atmaya…

Sanki biraz kolaycıyız değil mi? Bizim kirlettiğimiz nedir ki koskoca sanayi kirletiyor diye içimizi rahatlatırız. Önce başkaları yapsın sonra zaten bizde yaparız deriz. Sanayici temiz üretim pahalı der, sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirmez. Denetleyenler hakkıyla denetleyemez, imkanları kısıtlıdır. Yerel yönetimler, hızla artan nüfusun kentleşme ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeker. Aslına bakarsak hepimiz isteriz çevreyi korumayı ama şartların bir türlü müsait olamadığı bir coğrafyada yaşıyoruzdur.

Tüm bunların yanında sabırla doğayı korumak için direnen bir kesim de vardır. Seslerini duyurabildikleri ölçüde başarılı olurlar. Bazen bu coğrafya öyle deyip umutsuzluğa düşseler de pes etmezler. Güzel ülkemin güzel insanları biz biliriz toprağın, suyun, temiz havanın kıymetini; sadece başka meşgalelere düştük.

Üzerimizdeki duyarsızlığı silkinip atmak için artık vakit gelmedi mi?

5 Haziran Dünya Çevre Günü ekolojik tahribata dur demek için miladımız olsun.

Her büyük devrim bir kişiyle başlar.

Türkiye Cumhuriyeti devrimi gibi…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda suyumuza, toprağımıza, denizimize, ormanımıza sahip çıkıp; tüm canlılara saygı içinde ilerlemekten bir an olsun vazgeçmeyelim.

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Derya Ünver

Haber Muhabiri: Mehmet USLU