1988 yılında kurulan Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği'nin Genel Sekreteri Mehmet Karamanoğlulları, görme engelli bireylerin sağlıklı insanlarla eşit bir şekilde yaşayıncaya kadar çalışmaya ve proje üretmeye devam edeceklerini söyledi.
TÜRKİYE genelinde son yıllarda görme engelli vatandaşlara yönelik çok sayıda çalışma yapılıyor. Kaldırımlara seri şeritlerin konulması, trafik ışıklarının sesli hale getirilmesi bunlardan sadece birkaçı. Antalya’da 1988 yılında kurulan Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği ise hem Türkiye bazında hem de Antalya özelinde yaptığı çalışmalar ve hayata geçirdiği projelerle görme engelli vatandaşların daha rahat ve konforlu bir hayat sürmesine yardımcı oluyor. Derneği Genel Sekreteri Mehmet Karamanoğlulları ile derneği çalışmaları ile Türkiye ve Antalya’da görme engelli vatandaşlara bakış açısını konuştuk. Biz sorduk, Karamanoğulları Ekspres okuyucuları için cevapladı.
– Öncelikle Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği’nin tanıyarak başlayalım isterseniz. Bu dernek ne zamandan beri var ve ne iş yapar?
Beyaz Baston Görme Engelliler Derneği, 1988 yılında Antalya merkezli kuruldu. 1993 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla ‘Kamu yararına çalışan dernek’ statüsü kazandı. O tarihten sonra Türkiye genelinde 11 şubemiz oldu ancak bu statüdeki bir derneğin işleyişini kolaylaştırmak adına bazı şubelerimizi kapatmak durumunda kaldık. Şu an sadece Düzce’de bir şubemiz var. Ortak çalışmalar yapıyoruz. Antalya’da genel merkezi olan ve kamu yararına çalışan dernek statüsündeki tek kurumuz. ZİÇEV gibi, diğer engelli dernekleri gibi şube değiliz. Ana merkeziz.
– Peki, bunun yararı nedir?
Bunun yararı, Antalya genelinde yapılan çalışmaların temeline imza atma gücü var. Birçok proje yaptık. Örneğin kaynaştırılmış eğitim modelini hayata geçirdik. Bunu biz, 1992 yılında yaptık. Pilot okul olarak Kepez ilçesi Kültür Mahallesi’nde yer alan Sefa Akın Ortaoku’nu belirledik. Bende o okuldan mezunum. Ve ne mutlu ki bizim bundan 25 yıl önce başlattığımız proje, bugün devlet politikası haline gelmiş durumda. 25 yılda onlarca öğretmen psikolog, avukat hatta bakanlıkta çalışan bürokrat yetiştirdik bu model sayesinde. En büyük mutluluğumuz bu.
– Başka projeleriniz var mı?
Merkezimizin bulunduğu binada 30’a yakın öğrenci kalıyor. Bunun dışında 100’e yakın öğrenciye yine dernek bünyesinde faaliyet gösteren rehabilitasyon merkezimizde destek eğitimleri veriyoruz haftada 2 saat. Sıdıka Nalbant, bize yeni bir bina bağışında bulundu. Etiler Mahallesi’nde yer alan bu binaya Bilgi Bahçesi Özel Rehabilitasyon Merkezimizi taşındık ve eğitimlerimize orada devam ediyoruz.
– Destek eğitimi biraz açabilir miyiz?
Destek eğitim, görme engelli bir bireyin hayatına devam edebilmesi ve ayakta durabilmesi için gerekli olan eğitimdir. Bir kişiye bağlı kalmadan, çay demlemesini, domates doğramasını, ütü yapmasını hatta sakal tıraşı olmasını bu eğitimlerde öğretiyoruz öğrencilerimize. Yetişkinler için el sanatları derslerimiz oluyor. Ayrıca eğitim çağındakiler için Türkçe, Matematik dersleri veriliyor. Bu projemize 2005 yılında başladık ve 13 yıldır kesintisiz devam ettiriyoruz.
– Birde Avrupa Birliği projeniz var sanırım.
Evet, üzerinde çalışmaya bu yıl başladığımız bir Avrupa Birliği Projemiz var. Gönüllülük esasıyla çalışan 30 sivil toplum örgütüyle bir ağ oluşturmayı hedefliyoruz. Bu projemizde birçok kuruluş, belediye, üniversite paydaş ve iştirakçi. Amacımız sivil toplum örgütlerine gönüllü bireyler kazandırmak. Bu ağ üzerinden bunu yapmayı planlıyoruz. Çalışmalar devam ediyor. Bu proje Türkiye’de ilk olacak.
– Kamu yararına çalışan dernek statüsünde olmak size maddi bir kazanç sağlıyor mu? Ekonomik yapınız nasıl? Gelir elde ettiğiniz bir sistem var mı?
Kar amacıyla faaliyet gösteren bir kurum değiliz. 2005 yılına kadar devlet, kamu yararına çalışan derneklere maddi yardım yapıyordu ancak artık yok. Bizim rehabilitasyon merkezimiz, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir iktisadi işletme. Oradan bir gelirimiz var. Çocukların bakımı, öğretmenlerin maaşı bakanlık tarafından karşılanıyor. Ayrıca öğle yemeklerini Muratpaşa Belediyesi, akşam yemeklerini de Büyükşehir Belediyesi karşılıyor. Bu şekilde hayatımıza devam ediyoruz.
– Muratpaşa ve Büyükşehir Belediyesi’nden bahsetmişken Antalya’daki kurumların derneğe bakış açısı nasıl? Gerekli yardımlar yapılıyor mu?
Antalya’da kamu kurumları yavaş işliyor ancak doğru bir şekilde işliyor. Eski bir dernek olmamız sebebiyle birçok kurumdaki yöneticiler, belediye başkanları bizi tanıyor ve yardımcı oluyorlar. Antalya’da kendinizi doğru tanıtırsanız destek alma şansınız yüksek. Biz de bunu yaptığımızı düşünüyorum. Reklam yapabilen bir kurum değiliz. Özel kuruluşlarda kendimizi çok tanıtamıyoruz ancak kamu kuruluşları bizi tanıyor ve mümkün olduğunca destek veriyorlar, her etkinliğimize katılıyorlar. Destekleniyoruz çünkü güzel işler yaptığımıza inanıyoruz.
– Peki, insanlarda görme engelli bireylere karşı bir bilinç uyandığını düşünüyor musunuz?
Evet, insanlarda bir bilinç uyanmaya başladı. Önceden birçok kişi, kaldırımlardaki sarı çizgilerin internet hattı olduğunu düşünüyordu. Artık görme engelliler için yapıldığını biliyorlar. 10 yıl öncesine kadar ailelere görme engelli çocuklarını sokağa çıkarmaları için yalvarıyorduk. Bugün aileler daha rahat hareket edebiliyorlar. Tekelioğlu Kütüphanesi’nde gönüllüler bize kitap okumak için sıraya giriyorlar. Biz, sesi güzel olanı seçiyoruz. Baya bir gelişme söz konusu konuyla ilgili. Zaten derneğimizin vizyonu da bu; Herkesle eşit bir şekilde yaşayana kadar, istediğimiz kitabı okuyup istediğimiz filmi seyredinceye kadar çalışmaya devam edeceğiz.
– Antalya’nın bu konuyla ilgili diğer illere nazaran daha şanslı olduğunu düşünüyor musunuz?
Maalesef hayır. Diğer illerle kıyaslandığında Antalya, en şanssız illerden biri. Türkiye’nin 5’inci büyük ili ama çok sayıda eksiği var. Ben Gazi Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’nden mezunum. 2009 yılında Ankara’da öğrenciyken trafik ışıklarının tamamına yakını sesliydi. Antalya’da daha yeni yeni görüyoruz. Son 5-6 yılda ciddi çalışmalar var. EXPO’dan sonra bir düzen geldi. Çok heyecan verici. Benimseniyoruz bunlar hoş şeyler. Ancak söylemekte fayda var. Antalya’da engelli turizmi için ciddi eksiklikler var. Otellerin erişilebilirliği olsun, kentteki yaşamları olsun. Yabancılar için büyük sıkıntı. (Abdullah ÖZKAN)
YARDIM KONSERİNE DAVET
29 Nisan’da AKM Aspendos Salonu’nda bir yardım konseri yapacağız. Azeri piyanist Doç. Cemile Arif ve arkadaşları, derneğimizin yararına bir konser verecek. Amacımız, derneğimizin alt katında yer alan lokalimizi yenilemek ve oraya bir kütüphane yapmak. Cemile hanım bizden para talep etmedi. Konserin tüm geliri derneğimize kalacak. Konserimize gelmek isteyenlerden tek ricamız biletleri gelip dernekten almaları ve parayı nereye harcayacağımızı görmeleri. Ne yazık ki Türkiye’de çok sayıda bu gibi durumları suiistimal eden kişi var. Biz, öyle olmadığımızı göstermek istiyoruz ve tüm Antalya’yı 29 Nisan’da saat 19.30’da başlayacak konserimize davet ediyoruz.
Gazi Türkçe öğretmenliği
Şehit ufuk baysan İmam Hatip lisesi