AÜ Felsefe Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ekin Kaynak Iltar, 2018 yılında felsefe bölümlerine yapılan başvuru oranlarının düşmesinin gerekçelerini anlattı.
2018 yılında eğitim hayatını başarıyla tamamlayan 20 bin öğrenci felsefe bölümünden mezun oldu. Buna karşın 20 bin mezun veren felsefe bölümünün atama sayısının yalnızca 111 olması öğrencilerin kafalarında soru işaretlerine yol açtı. Felsefe bölümlerine yapılan başvurular yüzde 56 azaldı. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Felsefe Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ekin Kaynak Iltar, bu durumun felsefe disiplininin ülkemizde yeterince bilinmemesi ve bu nedenle gereken değeri görmemesinden kaynaklandığını belirtti.
Felsefe alanının istihdam kapasitesinin sınırlı olduğunu söyleyen Iltar, ‘İş olanağı açısından ne yazık ki bazı sıkıntılarımız var. Genelde öğretmenlik tercih ediliyor. Sosyoloji bölümlerinden mezun olanlar sosyolog olarak belediyelerin çeşitli kurumlarında bir şekilde istihdam ediliyor ama felsefeci kadrosu diye bir kadro yok. Dolayısıyla bizim öğrencilerimiz ağırlıkla Eğitim Fakültesinden pedagojik formasyon alarak özel okullarda, dershanelerde öğretmen olarak görev yapıyorlar. Çok az bir kısmı da Milli Eğitim’de öğretmenlik yapıyor. 111 kişi atandı ama bunlar felsefe grubu öğretmeni olarak atandıkları için hepsi felsefe bölümü mezunu da değil. Sosyoloji, psikoloji mezunları da felsefe grubu öğretmeni olarak atanabiliyorlar. Bunları göz önüne bulundurduğumuzda bu oran %56’ya çıktı. Atamalarla ilgili açıklama yapılınca öğrenciler doğal olarak etkilendiler ve felsefe bölümleri bu sene çok tercih edilmedi’ diye konuştu.
AKDENİZ FELSEFEDE BAŞI ÇEKİYOR
Ülke genelindeki karamsar tablonun kendileri için geçerli olmadığını dile getiren Iltar, ‘Bizim bölümümüzü etkilemedi diyebilirim. Akdeniz Üniversitesi Felsefe Bölümü, Türkiye genelinde felsefe bölümleri arasında en çok kayıt alan bölümlerden biri oldu. Hatta bununla ilgili ekim ayında Giresun’da bir sempozyuma katıldım. Bir çalıştay yapıldı. Oradakiler şaşırdılar. Çünkü bizim ikinci öğretimimiz de var. Artvin, Bayburt, Burdur gibi illerde felsefe bölümleri kayıt almadıkları için kapatılma durumuyla karşı karşıya kalırken biz sezona 200’e yakın öğrenciyle başladık. Sorunun ne kadar büyük olduğunu ben oraya gidince öğrendim. Dolayısıyla bizi fazla etkilemedi.’ dedi. Antalya’nın eğitimde tercih edilirliği hakkında konuşan Iltar, ‘Antalya’nın coğrafi konumu tercih edilmesindeki en önemli etkenlerden biri. Hem gelişmişlik açısından Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olması, hem de turistik ve kültürel zenginlikleri bünyesinde barındırması Antalya’yı eğitim alınacak şehirler arasında ön plana çıkarıyor. Bunun yanında öğretim elemanı kadromuzun çok güçlü olması da AÜ Felsefe olarak tercih edilmemizde önemli bir etken oldu diyebilirim. Alanında başarılı çalışmalara imza atmış, tanınan akademisyenlerle çalıştığımız için tercih ediliyoruz.’ şeklinde konuştu.
TOPLUMUN DİLİ
Iltar, felsefenin ülkemizde hak ettiği değeri görmediğini söyledi. ‘Bir akademisyen olarak değil de bir insan olarak konuşmam gerekirse ne yazık ki biz millet olarak felsefenin çok önemli bir alan olduğunu bir türlü idrak edemedik. Halkımız felsefenin ne olduğunu bilmiyor. 1.sınıflara danışmanlık yaptığım için birçok kez bunun örnekleriyle karşılaştım. Bir öğrencimizin matematik öğretmeni olan velisi ‘Hocam yanlış anlamayın ama ben çocuğum buraya başladığı için endişeliyim, iş olanaklarınız çok kısıtlı’ dedi. Bu gerçekten üzücü bir durum. İşte bu tepkiler halk olarak felsefeyi içselleştirememiş olmamızdan kaynaklanıyor.Felsefenin temeli bir şey üzerine derin düşünebilmek, sorgulamak, bilgi birikimin sayesinde kendi kararlarını alabilmektir. Bu anlamda sanırım biz felsefecilerde biraz kusur var. Büyük terimlerle, anlaşılmaz bir dille konuştuğumuz zaman bunu halka indirmek çok olanaklı olmuyor. Bu hatayı geçmiş yıllardan beri yaptığımızı düşünüyorum. Dolayısıyla felsefenin bilinmemesi halkın suçu değil, bunu öğretemeyen felsefecilerin suçudur. Muhakkak ki felsefenin de kendine has bir terminolojik dili var ama bu şekilde konuşarak bölüm dışındaki kişilerle anlaşabilmemiz çok zor’ diyen Iltar, eğitimcilerin daha anlaşılır ve toplumsal bir dil kullanması gerektiğinin altını çizdi. Felsefeyi insanlara daha açık ve anlaşılır şekilde anlatmak için çalışmalar yaptıklarını söyleyen Iltar, ‘Biz hem felsefeciler olarak kendi aramızda hem de öğrencilerimizle sürekli beyin fırtınası yapıyoruz. Yürürlüğe girecek olan bir projemiz var. Akdeniz Felsefe Öğrenci Sempozyumu’nu gerçekleştireceğiz. Milli Eğitim’e bağlı liselerden buraya öğrenciler getirip felsefeyi ve felsefe bölümünü onlara anlatacağız. Hem ortamı görmelerini, hem bizlerle tanışmalarını sağlayacağız. Üniversite duvarlarının dışına çıkıp en azından Antalya için küçük yaş gruplarından gençleri ve halkı da işin içine katarak felsefe konusunda insanımızı biraz olsun bilinçlendirmeyi hedefliyoruz’ dedi ve felsefenin hak ettiği değeri görmesi için çalışmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. Anıl ÖZEN