İşsizlik, pahalılık, zamlar, faturalar belimizi büküyor.
Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, bu ülkenin ekonomisini biz büyütüyoruz ama geçinemiyoruz. Borçla yaşamaya çalışıyoruz. İş yeri işyeri, meydan meydan anlatıyoruz. Milyonlarca işçi adına, emekçi adına, emekli adına, geçinemeyenler, barınamayanlar, iş bulamayanlar adına haykırıyoruz. Ekonomik krizin ve pandeminin ağır yükünü biz taşıyoruz. Her sabah yeni zamlara uyanıyor, her gün yoksullaşıyoruz. Üstüne üstlük son günlerde dövizin hızla artışıyla ekmek aslanın ağzından midesine indi. Ülkeyi yönetenler ‘dövizden size ne’ diyorlar. Biz Türk Lirası kazanıyoruz, döviz kuru arttıkça iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Türk Lirası değer kaybettikçe her gün daha da yoksullaşıyoruz. Peki kim kaybediyor. Türk Lirası değer kaybettikçe, biz kaybediyoruz. Emeğimiz ucuzluyor, satın alma gücümüz azalıyor. Türkiye Avrupa’nın en düşük asgari ücretinde Arnavutluk ile yarışıyor. Emeğimizi ve memleketimizi savunmak için omuz omuza! (DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi Vedat Küçük)