Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Genç yönetmen Mert dünyaya açılıyor

Varsayılan Resim

Genç yönetmen Mert Harmandar, yaptığı belgesellerle dünyaya açılıyor. 'Çan Bir Termik Kasabası filmi' ile termik santrallerin yarattığı zararları anlatan Harmandar 'Şu anda Brezilya'dan Hindistan'a birçok uluslararası festivalde belgeselin gösterimleri sürüyor' diye konuştu
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Mert Harmandar, edindiği bilgi birikimi sayesinde çektiği belgesellerle dünyaya açılıyor. Birçok film festivalinde başarı elde eden Harmandar, bu sefer de Çanakkale’deki Çan Kasabası’nın yakınlardaki termik santral yüzünden yaşanılan sıkıntıları kamera karşısına getiriyor. Amacının yapılan ihlallere dikkat çekmek olduğunu söyleyen Harmandar, herkesin bilinçlenmesini istediklerinin altını çizdi. ‘SESİ OLMAYA ÇALIŞTIK’ Domatesin kokusu belgesel filminin de yönetmeni Mert Harmandar, proje hakkında bilgi verdi. İlk belgeselinden sonra Çanakkale’de bir araştırmacı aktivist ile tanıştığını söyleyen Harmandar, aynı zamanda projenin yapımcılığını da üstlenen arkadaşı Özge Doruk’un hikayesini filme dökmeye karar verdiklerini anlattı. Harmandar, ‘Yıllardır çözüme ulaşamayan ve bölge halkını olumsuz etkileyen termik santral meselesinde onların sesi olmaya çalıştık’ dedi. KAYBOLMUŞ KASABA ‘Çan iki termik santralin ortasında var olmaya çalışan yoğun kömür dumanın altında kaybolmuş bir kasaba’ diyen Harmandar, ‘Her gün ciğerleri kömürle dolmuş bu kasaba halkı sadece nefes alabilmek için şehri terk edip hastanelerin yolunu tutuyor. Bu hikayeyi duyduğum anda aslında belki bir anlamda bu insanlara nefes olabilmek adına bu hikayeyi anlatmam gerektiğini hissettim. Filmi kasabaya gelen araştırmacı Özge Doruk’la ve Çan’ın termik santrallerle mücadelesine gönül vermiş bir Çanakkaleli Mustafa Önder’in konuşmaları üzerine kurguladık. Filmde Çan’ın geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında konuşmaya başlıyorlar ve biz termik santraller arasında var olmaya çalışan bu kasaba halkının hikayesini onlardan dinliyoruz’ açıklamasını yaptı. DÜNYA’YA AÇILDI ‘Projeye başta Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği olmak üzere birkaç çevre derneği bize destek oldu’ açıklamasını yapan Harmandar, ‘Çan: Bir Termik Kasabası Temmuz 2020’de bitti ve Eylül ayında 21. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nde finalist olarak yarıştı ve prömiyerini orada yaptı. Şu anda Brezilya’dan Hindistan’a birçok uluslararası festivalde gösterimlerine devam ediyor. Festivallerle güzel bir başlangıç yaptık. 21. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nde, Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nde (BIFED), Hindistan’da düzenlenen All Living Things Environmental Film Festivali’nde ve Brezilya’da düzenlenen The Alvorada International School Film Festival’da gösterime girdik ve finalist olduk. Daha çok ulusal ve uluslararası başarı sağlamak istiyoruz. Ama en önemlisi festival süreci biter bitmez filmi online platformlarda herkesin erişimine sağlayarak bu konuda başta bölge halkının sonra da tüm herkesin bilinçlenmesini istiyoruz’ şeklinde konuştu. ‘Şu anda yaşadığımız pandemi ile aldığımız nefesin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık’ sözlerine dikkat çeken Harmandar, ‘Termik santrallerden salınan zehirli gazlar akciğerlerimize zarar veriyor ve solunum yolu enfeksiyonu riskini arttırıyor. Her ne kadar iklim değişikliği daha yavaş, daha uzun vadeli bir sağlık tehdidi oluştursa da geri dönüşü olmayan hasarı önlemek için zehirli gazlar salan kömürle çalışan bu termik santrallerin kapatılması şart. Ben de bu konuda ses çıkaran insanların hikayesinin sesini duyurmaya yardımcı olmak istedim. Çekimler Çan’da ve Çanakkale merkezde gerçekleşti’ bilgisini verdi. ÖZEL/Dilan ERAY

Haber Muhabiri: Mehmet USLU