Kuraklık ve çiftçi girdilerin artmasıyla gıda krizi alarmı verildi. ATB Başkanı Ali Çandır kuraklığın ve iklim değişikliğinin gıda da sorun yaratacağını söylerken, Ziraat Odası Başkanı Alp ise eğer çiftçinin durumu düzelmezse tarımın iflas edeceğine dikkat çekti
ÜLKEYİ etkisi altına alan kuraklığın ardından, üst üste yaşanan sel felaketleri ile birlikte üretici zor duruma düştü. Girdi maliyetlerinin çok olması ve her geçen gün artması, çiftçiyi tarımdan uzaklaştırıyor. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır ve Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, eğer çiftçi desteklenmezse tarım sektörünün iflas edeceğine ve gıda krizinin yaşanacağına dikkat çekti. ÖNLEMLER ALINMALI Kuraklığın ve iklim değişikliğinin gıda da sorun yaratacağını söyleyen ATB Başkanı Çandır, ‘İklim değişikliğine ayak uyduracak önlemleri yerelde almamız gerekiyor. Bu anlamda baktığımızda bilimin bu işe el atması, iklimin gelişmesine göre de ürün yelpazemizi geliştirecek tedbirleri şimdiden almamız gerekir. Mayıs ayında meydana gelen aşır sıcaklıktan kaynaklı zeytin ve narenciye ağaçları zarar gördü. Yüzde 50’ye varan ürün kayıpları ortaya çıktı. Bu bir şekilde üretimi doğrudan etkileyen bir şey. Bununla alakalı yapılması gerekilen konu da iklimin değişimine göre çevre koşullarını ayak uyduracak politikalar yürütmemiz lazım. 20 yıl sonra Antalya’nın iklimi ne olacak? Bilemiyoruz. O zamanda hangi ürünlerin üretilmesi gerektiği konusunda çalışmalar yapılmalı’ sözlerine dikkat çekerek açıklama yaptı. KAPALI DEVRE SİSTEMİNE GEÇİLECEK ASAT Genel Müdürlüğü’yle bir toplantı yaptıklarını söyleyen Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp ise kapalı devre su sitemini tüm ilçelerde hayata geçirmek istediklerini belirtti. ‘Sırayla bütün ilçelerde odalarla görüşecekler. Suyu kapalı devre sistemine geçirirsek Antalyamızda önümüzdeki yıllar için mahsulü tüketiciye ulaştırmakta sorun yaşamayız’ diyen Alp, ‘Ama ne yazık ki bu durumda çiftçiyi tarlada tutmamız önemi ortaya çıkıyor. 30 sene öncesinde de domates 1-2 lira arasında seyrederken bugün hala 2 lira bantlarında. Ocak ayında bu fiyatlar böyleyse Mayıs ayında düşünemiyorum. O zaman ki girdilere ve şimdikilere bakmak lazım’ ifadelerini yer verdi. ‘TARIMDA KRİZ YAŞANABİLİR’ İlaçların kilogramının 800 ile bin 200 lira arasında değişmeye başladığını ve maliyetlerin her geçen gün daha da arttığını aktaran Alp, ‘Bunun arkasında işçi girdileri, fatura maliyetleri var. Tarımda domates ve sebzedeki girdiler yurtdışı menşeli. Kesinlikle bu girdilerin süspanse yapılması lazım. Yoksa tarım bir gün iflas eder duruma gelir. İleride gıda krizi yaşayabiliriz. O zaman yetiştirmede değil girdilerin yüksek olması sorununa odaklanmak lazım. Çiftçi para kazanamıyorsa neden bu işi yapsın? Her geçen gün çiftçilere mesleğini bırakıyor. Yine kuraklık yaşanabilir, yer altı sularımızı kullanamayabiliriz. Bu kuraklık olayı elimizde olmayan bir şey. Suyu yerinde doğru kullanmalıyız. Bunları çözmediğimiz sürece dönüp bir daha bakmamız lazım. Mahsul yetiştirmede sıkıntı yok. Yetiştirmede sıkıntı yok ama desteklenmemiz lazım’ sözlerini vurguladı. Dilan ERAY
