Gül suikastı anlattı

KEMER Belediyesi'nin meclis toplantısında konuşan Başkan Mustafa Gül, 1994'te kendisine yönelik suikast girişimiyle ilgili açıklamada bulundu. Gül, birileri tarafından kiralanan iki gencin suikastından kıl payı kurtulduğunu anlattı
KEMER Belediyesi’nin Mart ayı meclis toplantısında 10 gündem maddesi karara bağlandı. Gündem maddelerine geçilmeden önce konuşan Başkan Mustafa Gül, 1994 yılında kendisine yönelik suikast girişimini anlattı. Başkan Gül, ‘2009 yılından bu yana hep birlikte huzurlu yaşamak ve ilçemizde birliği sağlamak için mücadele veriyoruz. 1994 yılında seçildiğimde bir suikast girişimiyle karşılaştım. Emniyetin çalışması ile bu girişim önlenmişti. 2009 yılında yeniden başkan seçildiğimde 2 genç yanıma geldi. Kemer’deki birkaç kişi tarafından bana karşı bir suikast düzenlemek için kiralandıklarını itiraf etti. Gençlerden biri ‘Belediyenin önünde suikast için bekledik. Bütün hazırlıkları yaptık. Ama ben çocukluğumda babamla el ele tutuşarak giderken kan davası yüzünden babam gözümün önünde öldürülmüştü. Sen de o gün belediyeye oğlunla gelmiştin. Belediyeden oğlunla el ele çıktığını gördüm. Benim yaşadığım acıyı oğluna yaşatmamak için bu suikastten vazgeçtik’ dediler. O kişileri emniyete gönderdik ifadesini aldılar. Şikayetçi olmadım. Şikayetçi olsaydım Kemer’de insanlar ikiye bölünürdü. Bir huzursuzluğun temelini atmış olurduk. Kemer’de 81 ilden vatandaşımız yaşıyor. Bunun yanında Türk vatandaşlığına geçen Rus, İngiliz, Alman ve Danimarka uyruklu vatandaşımız var. Hep birlikte huzur içinde yaşama gayreti içindeyiz. Kemer’de huzursuzluk yaşanmaması için her türlü gayreti gösteriyoruz. Çünkü huzursuzluk başta turizmimize zarar verir. Bu konuda emniyet güçlerimizle her zaman işbirliği içindeyiz’ dedi.

‘ÖCALAN NEYSE GÜLEN DE ODUR’

Hep dürüst siyaset anlayışıyla hizmet verdiğini anlatan Başkan Mustafa Gül, ‘Siyasi hayatımda halkıma hiç yalan söylemedim. 2010 yılı referandumunda bir hoca efendi modası vardı. Ben o yıllarda FETÖ’cülerle tartıştığımda ‘Abdullah Öcalan neyse Fethullah Gülen odur’ dedim. Hayatımı kararttılar. Belediyemiz defalarca basıldı, dosyalarımız alındı. Sürekli soruşturma geçirdik. 23 Haziran 2012 tarihinde, belediye ekibinden 10 arkadaşımla birlikte gözaltına alındık. Sorgulandıktan sonra 26 Haziran’da serbest bırakıldık. Bir mahkeme süreci yaşadık. Bu mahkeme sürecinde dosyamız defalarca Antalya’ya gitti, geldi. O dönemdeki başsavcının kimlerle ilişkisi olduğuna dair dosya hazırladık. Yeniden hayatımızı karartmaya çalıştı. O başsavcı şimdi FETÖ’den tutuklu yatıyor. Biz ise o suçlamaların hepsinden aklandık’ diye konuştu.