Devre arasında Antalyaspor'un başına geçen Hamza Hamzaoğlu ile Antalyaspor bambaşka bir kimliğe büründü. Oynadığı futbol ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanan kırmızı beyazlıların tecrübeli çalıştırıcısı Hamzaoğlu ile Antalyaspor'u ve Türk futbolunu konuştuk
GEÇEN yıl Teknik Direktör Rıza Çalımbay yönetiminde tarihinin en başarılı sezonunu geçiren ve Lig’i 5’inci sırada tamamlayan Antalyaspor, 2017-2018 sezonuna Avrupa hedefiyle başladı. Ancak alınan kötü sonuçların ardından önce Çalımbay sonrasında yerine getirilen Brezilyalı Leonardo, görevinden istifa etti. Bu süreçte eski Başkan Ali Şafak Öztürk’ün de görevi bırakmasıyla birlikte takım üzerinde dolaşan kara bulutlar, kırmızı beyazlıların ligin dibine demir atmasına sebep oldu. Bu karamsar tabloya rağmen kendisine yapılan teklifi kabul ederek kırmızı beyazlıların yeni çalıştırıcısı olan Hamza Hamzaoğlu ile birlikte Antalyaspor, bambaşka bir kimliğe büründü. 2’nci yarıda oynanan karşılaşmalarda sadece ligin güçlü ekiplerinden Beşiktaş ve Galatasaray’a kaybeden Hamzaoğlu ve öğrencileri, kötü günleri geride kalmak üzere. Bundan sonraki süreçte alınacak puanlarla hedeflerinin ligi ilk 10 içinde bitirmek olduğunu söyleyen Hamza Hamzaoğlu ile Antalyaspor’u, hakemleri ve yabancı kuralını konuştuk. Biz sorduk, Hamzaoğlu, Ekspres okuyucuları için yanıtladı.
Antalyaspor’un teklifini zor bir dönemde kabul ettiniz. Nitekim daha önce çalıştırdığınız takımlarda da görevegeldiğinizde aynı durumlar söz konusuydu. Zoru seçmek sizin tercihiniz mi?
Aslında zoru severim. Doğruyu söylemek gerekirse bugüne kadar hiç kolay işimiz olmadı. Çalıştığım tüm takımlarda görevi zor zamanlarda devraldık. Ama şükürler olsun ki her seferinde işleri kolaylaştırdık. Şu an için Antalyaspor’da işler yolunda gidiyor. İnşallah burada da zoru kolaya çevireceğiz ve geçmişteki kötü günleri taraftarımıza unutturacağız.
Kırmızı beyazlılar lige Avrupa hedefiyle girmişti ancak rüzgar tersine esti. Antalyaspor’un teklifini kabul ettiğinizde karşılaştığınız tablo nasıldı?
Antalyaspor, sezon başında bana göre biraz erken hedeflerini büyültmüş. Geçtiğimiz sezon bir başarı yakalanınca hedeflere çok kolay ulaşılacağını düşünmüş buradaki idareciler. Ancak bu süreçler biraz daha uzun süreçlerdir. Zamana yayılmalı diye düşünüyorum. Koyulan hedeflere ulaşılamayınca bu sefer toparlamak çok daha zor oluyor. Eğer yüksek hedefler koyar ve onun altında kalırsanız mutsuz olursunuz. Bu da bir yıkım getiriyor arkasından, hayal kırıklıkları oluyor. Başarıya odaklanmak kolay olmuyor. Antalyaspor, bu süreci yaşadı. Şu an daha gerçekçi bir kadroyla daha gerçekçi hedefler üzerine yoğunlaşmış durumda. Yolumuza devam ediyoruz. İnşallah bu yılı atlatıp sonrasında adım adım hedeflere yürümek niyetindeyiz. Daha yukarılara doğru çıkmayı ve ilerleyen süreçte Avrupa kupalarında boy göstermeyi hedefleyeceğiz.
Antalyaspor’un başına geçtiğinizde Menez ve Nasri ile yolların ayrılacağı kesindi ancakEto’o’da bir belirsizlik vardı. Takımda kalmasını ister miydiniz Eto’o’nun?
Doğruyu söylemek gerekirse Menez’i ve Nasri’yi hiç görmedim. Sizinde söylediğiniz gibi onların yolu Antalyaspor’la zaten ayrılmıştı. Ancak Eto’o ile oturduk, konuştuk.Kendisi çok önemli bir değerdi. Sezon sonuna kadar kalmasını isterdim. Zaten kontratı sezon sonuna kadardı. Kendisine kalmasını teklif ettik. ‘Antalyaspor’un durumunu beraber düzeltelim’ dedik ancak kendi kariyerini düşünmek zorundaydı. 2 yıllık kontrat istedi. Antalyaspor’un bu kontratı yapma durumu şu an için yoktu. Dolayısıyla kendisi Konyaspor’u seçti. Orada başarılı olmasını istiyoruz. Eto’o bu şehre hizmet etmiş biri. Çok iyi şeyler yaptı. Bunlar unutulmamalı. Eto’ogeldi, buradaki misyonunu tamamladı ve ayrıldı. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum.
Açıkçası takım ilk yarıdan çok daha farklı bir görüntü sergiliyor sahada. Daha hırslı ve isteyen bir futbol ortaya koyuyor Antalyaspor. Bunda sizin emeğinizin çok fazla olduğunu düşünüyorum. Nasıl sağladınız bunu?
Doğruyu söylemek gerekirse yaşanan olumsuz süreç herkesi etkilemiş. Burada olmaktan dolayı kimse mutlu değildi. Futbolcular, ‘buradan nasıl ayrılabilirim’in hesaplarını yapıyordu biz geldiğimizde.Arkadaşlıklar biraz yıpranmış durumdaydı. Takımdaki isim yapmış futbolcularla diğerleri arasındabir kopukluk söz konusuydu, arada bir uçurum vardı. Göreve geldiğimizde önce takım olmak gerektiğini biliyorduk. Dolayısıyla yaptığımız çalışmalar, şakalaşmalarımız, çalışma ciddiyetimiz onları bu noktada birleştirdi. Bir şeyi başarmak istiyorsak önce aile olmak zorundayız. Bunu ilk olarak arkadaşlarımıza anlattık. Bizi dinlediler, burada olmaktan antrenman yapmaktan keyif almaya başladılar. Sonrasında yaptığımız taktiksel çalışmalardan da olumlu cevaplar aldık. Artık sahada bir takım görüntüsü verebiliyoruz. Bize göre yeterli mi? Hala yeterli değil. Kısa sürede önemli bir yol kat ettik. Ama daha neler yapabileceğimizi biliyoruz. Potansiyelimizin farkındayız. Bunları zamanla başaracağız.
Antalyaspor’un önünde birbirinden zor11 maç var. Lig’i nerede bitirmeyi hedefliyorsunuz?
İlk 10 içerisinde olmalıyız diye düşünüyorum. Elimizdeki kadro bunu yapabilecek potansiyele sahip. Yapacağımıza da inanıyoruz. Tabi geldiğimiz gün baktığımızda ligde kalmak en büyük hedefti. Şimdi artık başka şeyler konuşabiliyor, daha yüksek hedefler koyabiliyoruz kendimize. Bunu başaracağımızdan şüphem yok.
Yönetim de tıpkı sizin gibi yeni göreve geldi ve güzel bir birliktelik söz konusu. Sizinle çalışmaktan mutlu oldukları görülüyor. Bu birliktelik sürmesi halinde ne gibi planlarınız var gelecek sezon için?
Şunu söylemeliyim ki, bizde yönetimden çok memnunuz. Başkanımız Cihan Bulut ve diğer yönetim kurulu üyeleri de her zaman yanımızda olduklarını bize hissettiriyorlar.Burada olmaktan mutluyuz. Zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz. Bunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Akhisar deplasmanında yedek kulübesinde 4 oyuncu vardı. Ancak bunlar geçici sorunlar. Açık konuşmak gerekirse şu an için öncelik transfer ya da gelecek sezonun planlaması değil bizim için. Bir yandan çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Oyuncu tespiti, eksiklerimizin belirlenmesi gibi…Scout ekibi ve yardımcılarımla bunları konuşuyoruz. Ancak şu an için gündemde değil. Olması da doğru değil. Şu an için mevcut kadromuzla en iyisini yapmanın derdindeyiz. ‘Mevcut oyuncularımızın potansiyelini nasıl yukarı çekebiliriz’inderdindeyiz şu an. Çalışmalarımız sürüyor. Rakiplerimizle birlikte bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Rakip analizleri yapıyoruz. Gayet olumlu bir şekilde ilerliyoruz bu yolda. Pozitif düşünmeye çalışıyoruz. Mutlaka aramızdan ayrılacak olanlar olacaktır gelecek olanlar da olacaktır. Bütün oyuncularımız şunu çok iyi bilmeli. Ben Antalyaspor’un futbolcusuyum, bu kulüp benim için değerli ve ben bu kulüp için değerliyim. Çünkü insan kendini ait hissettiği yerde mutlu olur daha başarılı olur. Biz önce bunu yakalamak için çalışıyoruz.
Sizin göreve gelişinizin ardından futbolcuların performansında da önemli bir artış oldu. Mesela Nazım Sangare. Ne diyeceksiniz?
Biz geldiğimiz ilk gün Nazım’ın potansiyelinin farkına vardık. Ama Nazım’ın bir özgüven eksikliği vardı. Oynamamış olmanın ya da dış etkenlerden aldığı olumsuz geri dönüşlerin etkisiydi. Biz oyuncularımızı hepsine güveniyoruz. Oyuncularımız hata yapabilir, ben oyuncularıma her zaman hata yapmaktan korkmayın diyorum zaten. Emre Güral için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Oyuncularımız takımı sahiplenmeye başladı. Nazım, artık özgürce sahada. Hata da yapsa sahada. Biliyor ki hata yapsa bile ona kızacak, sert bir dille eleştirecek biri yok. Rahatlıkla oynuyor. Dolayısıyla özgüvenli ve mutlu. Galibiyet ve mağlubiyet mutlaka olacak. Ama bunları camia olarak göğüsleyebilmek önemli. Hatalarında da oyuncularımızı bağrımıza basabilecek miyiz? Bunlar önemli şeyler. Antalyaspor’da gördüğümüz en önemli şey bu. Mağlup olduğumuzda bile taraftarımız bizi tribünlere çağırabiliyor. Bizleri gördüklerinde sıcak bir şekilde selam verebiliyorlar. Bunlar olmaya devam ettikçe kulüp başarılı olacaktır.
Üst üste alınan kötü sonuçların ardından taraftarla kulüp arasında bir kopukluk olmuştu. Ancak şimdi deplasmanlarda bile boş koltuk kalmıyor. Güzel bir destek var. Antalyaspor taraftarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
İnsanlar sahada mücadele eden birilerini görmek istiyor aslında. Hep kazanan bir takım onları da mutlu etmez. Bir süre sonra sıkar. Tabii ki mağlubiyetlerin olduğunu taraftar da biliyor ama mücadele görmek istiyor. Bunu gördüklerinde onlar zaten beklentilerine cevap buluyor. Bizde bu doğrultuda onların beklentilerini karşılamaya çalışıyoruz. Oyuncularımızın Antalyaspor için sahada olmasını istiyoruz. Tabi ki hata yapanlar olacaktır ama o zor günlerde birbirimize sahip çıkıp desteklersek zor günleri geride bırakır ve iyiye doğru gideriz. Nitekim bu hava yakalandı Antalya’da. Basınla, yönetimle, taraftarla, tesislerde çalışanlarla bir bütünüz. İnşallah bunun sonuçlarını göreceğiz.
En azından şu an düşme hattındayız ancak haftasonu rakiplerin yenilmesiyle birlikte karlı bir hafta oldu. Gelecek haftalara dönük bir puan hesabınız var mı?
Çok fazla hesap yapmıyorum. Siz maçlarınızı kazandıktan ya da kaybettikten sonra rakiplerinizin ne yaptığı sizi çok fazla ilgilendirmiyor. Tabi ki rakiplerimizi inceliyoruz, takip ediyoruz ancak önceliğimiz kendi işimize bakmak. Biz, yarın öbür gün kendi maçlarımızı kaybedip rakiplerimizin puan kaybetmesini bekleyen bir konuma düşmek istemiyoruz.Bu benim karakterimde de yok. Biz işimizi yapalım, rakipler ne yapıyorsa yapsınlar. Önemli olan biz maçlarımızı kazanalım. Bazen mücadele edersiniz olmaz. Bunu da kabul etmek gerekir. Mücadele vermediğiniz zaman kazandığınızda da mutlu olmayabilirsiniz. Bunun için biz önce mücadelemizi vermeliyiz. Bunları yaparsak ilk 10’un içerisinde bitirmemiz sürpriz olmayacaktır.
Antalyaspor’un altyapı sistemiyle ilgili bir çalışmanız var mı şu an. Birkaç yıl sonra altyapıdan çıkan futbolcular Antalyaspor’un ilk 11’inde yer alabilecek mi?
Altyapıdan yetişip antrenmana çıkan isimler var. İlerleyen yıllarda Antalyaspor formasını mutlaka giyeceklerdir. Hocalarımız bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyorlar. İyi olanları alıp oynatabilecek bir irade olmalı. Onları çok küçük yaşta oynatıp kaybedebilirsiniz de. Bunu doğru zamanda doğru bir şekilde yapmak gerekiyor. Sağlık bir ortam oluşması gerekiyor.Bunu birkaç sene sonra daha rahat yapabileceğiz burada olabilirsek.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in katkılarıyla Antalyaspor, bugün harika bir tesise sahip. Bu konudaki düşünceleriniz nedir?
Futbolu çok seven bir Büyükşehir Belediye Başkanı var. Menderes Türel’e böyle bir tesis kazandırdığı için teşekkür etmek gerek. Antalya için Türkiye için inanılmaz bir değer. Kimlerin emeği geçtiyse teşekkür ediyorum. Biz bunun içini doldurmamız gerekiyor, futbolcular yetiştirmemiz gerekiyor. Antalya’da, Antalyaspor’da her şey mevcut. Biz zor bir süreçte görevi devraldık ancak bazen bu zor durumlar olabilecek güzel şeyler için zemin oluşturur.
Biraz da ülke gündemini konuşacak olursak eğer hakemler çok fazla tartışılıyor ama siz özellikle hakem hatalarına hiç değinmiyorsunuz maç sonlarında? Siz de hakemlerin art niyetli olduğunu düşünüyor musunuz?
Art niyetli olduklarını düşünmüyorum ancak ülkemizde baskıcı bir anlayış var. Bu kadar spor programının olması, maçların konuşulması bazen futbolumuza zarar veriyor. Biraz daha az konuşulsa bu hakem hataları muhtemelen daha aza inecek. Bir hakemin her türlü hareketini didik didik ederseniz o insan bir sonraki maça hangi psikolojiyle hazırlanacak. ‘Hata yaparsam yine konuşacaklar’ düşüncesi hakemlerimizi yıpratıyor. Zor bir psikoloji bu. Hatalarıyla birlikte onları sevebilsek, anlayabilsek daha az hata yapacaklarına inanıyorum.
Peki, Video Hakem Sistemi’ne nasıl bakıyorsunuz?
Olmalı ama çözümün bu olduğunu düşünmüyorum. Maçlarda bu sistemden yararlanılabilir ancak bu zihniyeti değiştirmediğimiz sürece inanın onu da eleştirir, kusur buluruz. Hele hele o video üzerinde de hata yapıldığında o zaman çok daha büyük problemlerle karşılaşırız. Bu zihniyetimizi değiştirmeliyiz. Sonuçta futbol bir hata oyunu. Futbolcu, teknik direktör, yönetici ve hakemler hata yapacak. Önemli olan bu hatalarla futbolu kabul edebilmek.
Bir de yabancı oyuncu sayısıyla ilgili tartışmalar var. Bir dönem Antalyaspor’un kadrosundaki yabancı oyuncu sayısı da dikkat çekiciydi. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Yeniden sınırlama gelmeli mi?
Ben kuralın böyle olmasından dolayı bir sıkıntı yaşamıyorum. Yabancı oyuncuyu almakta almamakta benim elimde. Kimse de benim boğazıma sarılmıyor illa alacaksın diye. İhtiyacım varsa alırım yoksa almam. Herkes bekliyorki bir kural koyulsun, bir sınır çizilsin. Ne gerek var ki? Biz kendi sınırlarımızı çizmekten aciz miyiz? Ülke öyle bir hale gelmiş ki sınır koymazsanız aşıyorlar. Neden aşıyoruz ki? Bugün yabancı kuralı serbest desek 28’ini de yabancı alacak takımlar var. Biz, bu sınırları kendimiz koymalıyız.
Şu an Antalyaspor’dasınız ancak geleceğe dönük planlarınız var mı? Milli Takımın başına geçmek ya da yeniden Galatasaray’ı yönetmek gibi.
İlk günden beri söylüyorum. Benim tek bir amacım var. Futbola hizmet etmek istiyorum. Futbolculuk döneminde çeşitli kulüplerde oynadım. Galatasarayda bunlardan biri. Galatasaray ile özdeşleştik. Sokağa çıktığımızda Galatasaraylı Hamza diye sesleniyorlar. Ama hiçbir zaman ne oynarken ne de şimdi buradan şuraya gideyim şunu yapayım gibi planlarım olmadı. Antalyaspor’da çok mutluyum. Diğer kulüplerde çalışırken de böyleydi. Uzun yıllar gittiğim yerde kalmayı hedefleyerek giderim. Bu aynı zamanda sizin başarılı olduğunuzu da gösterir. Biz başarı için varız, futbola hizmet için de varız. Buradan sonra şuraya gideyim gibi bir düşüncem yok. Hedefimiz Antalyaspor’u Avrupa kupalarında mücadele eden bir takıma dönüştürebilmek. TARAFTARA DAVET
Haftasonu Sivasspor maçı var. Bir mesajınız olur mu taraftara?
Sivasspor zor bir rakip. İyi bir kadroları var. Tıpkı Kayserispor gibi. Ama kendi saha ve seyircimiz önünde iyi oynayan bir takımız. O güvenimiz var. Taraftarın desteğiyle özgürce, hata yapmaktan korkmadan oynamaya başladık. Sivasspor maçı bizim için önemli. Eğer kazanabilirsek çok önemli bir 3 puan almış olacağız ve aşağısıyla bağımız biraz daha kopacak. Bunu neden istiyorum? Bundan sonraki haftalarda futbol adına çok daha güzel şeyler sergileyebilmek adına istiyorum. Stresten uzaklaşacağız. Osmanlıspor maçına baktığınızda ne derseniz deyin yine de aşağısıyla olan bağ tam olarak kopmamıştı. O yüzden özgürce hareket edemedik. Bu gibi durumlarda ister istemez futbolcular da kendilerini geri çekiyorlar.Ben istiyorum ki kazanıp bir an önce aşağıdan kurtulalım ve futbol adına sahada olduğumuz maçlar oynayalım insanlara güzel şeyler sunalım. İnşallah Sivasspor maçı bizim için iyi geçer. Çok mücadele etmemiz gereken bir maç bizi bekliyor. Taraftarımızı da bizi desteklemek üzere tribünlere bekliyoruz.
Abdullah ÖZKAN