Antalya'da hava kirliliği AB standartlarının üstünde. Ancak Çevre Mühendisi Yrd. Doç. Güray Doğan, bu sınırın insan sağlığını tehdit edecek seviyede olmadığını dile getirdi.
GELİŞEN teknoloji ve artan araç sayısınedeniyle şehirlerdeki hava kirliliği her geçen gün artıyor. Antalya’da bu duruma ayak uyduran iller arasında yer alıyor. Antalya’nın hava kirliliği ölçütlerinin son 4-5 yılda önemli bir değişikliğe uğramadığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Güray Doğan, ancak elde edilen verilerin Avrupa Birliği (AB) Uyum Yasaları sonucu belirlenen sınırın üstünde olduğunu kaydetti.2008 yılından itibaren Türkiye’de konuyla ilgili ulusal ve yerel yönetimlerin çalışmaları sonucu kirliliğin 150 mikrogram/metreküpten 50 mikrogram/metreküpe düşürüldüğüne dikkat çeken Doğan, bu rakamların daha da aşağı çekilmesi gerektiğini vurguladı.
‘DOĞALGAZ KULLANIN’
Hava kirliliğini etkileyen 2 önemli başlık olduğunu ve bunların partiküler ve kükürtdioksit olduğunu söyleyen Doğan, ‘Partiküler nedenleri öncelikli olarak trafik ve evsel ısınma olarak açıklayabiliriz. Evsel ısınmadan kastımız, kömür ve benzeri yakıtların yakılması. Doğalgaz,en temiz fosil kaynak olması sebebiyle kullanılmasının bir mahsuru yok” dedi. Antalya’daki değerlerin yavaş yavaş AB standartlarına inmeye başladığını ifade eden Doğan, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: ”Antalya’nın havası, son 2 yıldır daha kirliymiş gibi haberler yapılıyor. Ama normal seviyede devam ediyor. 2016’da 53, 2017’de ise 51 mikrogram olarak ölçüldü. Bu rakamlar AB standartlarının üstünde kalıyor. Ancak bu durum insan sağlığını çok olumsuz etkilediğini söylemek yanlış olur. Bilimsel olarak standart sapmanın içerisinde. Burada önemli olan nokta ise ölçüm kriteri aşıyorsan kötü demektir. Partiküler etkenlerde yıllık ortalamayı ve günlük ortalamayı aşmayacaksınız. AB sınır değerlerinin çok üstündeyiz. AB’yle karşılaştırırsak 35 kez aşmamız gereken değeri 2017 de 138 kere aşmışız. Hal böyle olunca neden kaynaklandığını araştırmak gerekiyor.”
KİRLİLİĞE SEBEP DOĞAL ETMENLER
Akdeniz ülkelerinde şehirlerin hava kirliliğinin doğal etkenleri arasında deniz ve çöl tozunun da büyük etkisinin olduğunu dile getiren Doğan, ”Denizde bakteriler sonucu oluşan bazı mikroorganizmalardan yayılan kabarcıklar var. Oluşan baloncuklar atmosfere hava salıyor. İç kesimlere çok fazla gitmediği ve 1-2 kilometrekarelik alan içerisinde kalması nedeniyle Antalya’nın havasını kirletiyor bu baloncuklar. Bunlara doğal partiküler madde diyoruz. Çöl tozları ise özellikle Güneydoğu Anadolu olmak üzere Antalya’dada görüyoruz. Kuzey Afrika’dan ve Arap Yarımadası’ndan gelen bu tozlar, şehrin havasını olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
‘LİMAN, HAVAYI KİRLETİYOR’
Doğal yöntemlerin önüne geçilemeyeceği için farklı önlemler almak gerektiğini vurgulayan Doğan, ” Antalya’nın havasının temiz olabilmesi için evlerde ve araçlarda fosil yakıt kullanmayacağız. Araçlardan bir kastım da liman. Liman, Antalya için önemli bir kirlilik kaynağı. Bizim yaptığımız araştırmalar bunu gösteriyor” dedi. İnsan sağlığının etkilememesi için hava kirliliğinin sıfıra indirgenmesi gerektiğini söyleyen Doğan, şöyle konuştu: ”Sıfırın üzerindeki her değer insan sağlığı için tehdit. Bunun için kalıcı önlemler almak gerekiyor. Doğala yapacak bir şey yok. Ancak gaz salımını en aza indirgeyerek, emisyon sistemi daha gelişmiş araçlar kullanarak en aza indirgeyebiliriz. Avrupa buna ön ayak oluyor. Bizde yapabiliriz. Gelişmekte olan bir ülkeyiz. Alt yapımızı buna göre ayarlarsak daha başarılı olabiliriz.”
‘EVLERİNİZİ HAVALANDIRIN’
Hava kirliliği denildiği zaman sadece dış ortamların akla geldiğini ancak asıl büyük tehlikenin kapalı ortamlarda olduğunu ifade eden Doğan, ”En büyük problemlerden biri bu. Kapalı ortamlarda yaşıyoruz. Ama havalandırmıyoruz. Evde arabada ofiste. Antalya’da kışın binaların izolasyonu iyi olmadığı için kapı ve pencereyi pek açmıyoruz. Yazın da sıcak diye açmıyoruz. Dolayısıyla içeride bir kirlilik oluşuyor. Bu kirlilik dışarıdaki havadan daha tehlikeli. Dışarıdan kaçarken içerde yakalanıyoruz. Evlerimizi havalandırmazsak dışarısı temiz olmuş olmamış hiçbir anlamı yok” dedi.
‘SERALARIN ETKİSİ YOK’
Antalya’da önemli bir bilgi yanlışı olduğunu belirten Doğan, ”Herkes seraların Antalya havasını kirlettiğini söylüyor. Ancak biz yapmış olduğumuz araştırmalarda böyle bir veriye rastlamadık. Öyle bir algı var ancak öyle değil. Aksu tarafında 60 sera gezdik. Hepsiyle konuştuk. 2 derecenin altına düşmediği sürece kömür yakmamışlar. Dolayısıyla en azından hava kalitesine etkileri yok. Evsel ısınmada kömür yakılırken etkiyi görüyoruz. Ama gecenin bir yarısı yakılan kömürü etkisini görmüyoruz. Yaksa da görünmüyor. Antalya’ya etkisi yok denecek kadar az” diye konuştu. ( Abdullah ÖZKAN)