Şehir Plancıları Odası Başkanı bugün Serbest Kürsü'de
Yeşil Mutabakat ve iklim krizi planlama kararlarını etkileyecek.
Avrupa Birliği’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi ve kimsenin ve hiçbir bölgenin geride bırakılmaması temel hedeflerini içeren yeni büyüme stratejisi olan Yeşil Mutabakat gelecekte kentlerin planlama kararlarında da hassasiyetle üzerinde durulması ve tartışılması gereken konu başlıklarını gündeme taşıyacaktır. Tanımlanan hedefler kapsamında bu büyüme stratejisi; Temiz, Ulaşılabilir ve güvenli enerji sağlamak, Temiz ve döngüsel bir ekonomi için endüstriyi harekete geçirmek, Enerji ve kaynak verimli İnşaat ve Renovasyon, Tarladan sofraya adil sağlıklı ve çevre dostu bir gıda sistemi tasarlamak, Toksik içermeyen bir çevre için sıfır kirlilik hedefi, Sürdürülebilir ve akıllı hareketliliğe geçişin hızlandırılması, Ekosistemleri ve biyoçeşitliliği korumak olmak üzere 7 politika alanı altında kurgulanmıştır. Bu doğrultuda ulaşım ve yoğunluk kararları, koruma kararları, yapı düzeni kararları, tarım ve orman alanların sürdürülebilirliğinin sağlanması, yeşil alan stratejileri, planlamada yer seçim kararları ve kırsal alanlara yönelik planlama kararları yeşil mutabakat doğrultusunda daha da önem taşıyacaktır. Antalya kentinin Yeşil Mütabakat konusunda en önemli yaklaşımı kentin zengin doğal ve kültürel yapısını, ekosistem varlığını ve biyoçeşitliliğini korumak olmalıdır. Doğal alanların sürdürülebilirliğini sağlamak için; Orman Alanlarını, Tarım Alanlarını ve Ekolojik Değerleri korumak, kentimizdeki kentsel yapılaşmanın ve yayılmanın su kaynaklarına, çevresel değerlere zarar vermesini, açık ve yeşil alanlar üzerindeki baskıyı önleyici kararlı politikalara ihtiyaç bulunmaktadır.
*****
Geleceğin şehirleri olarak da adlandırılan Ekokent şehircilik anlayışı özellikle gelişmiş ülkelerin hızlı bir şekilde hayata geçirdikleri bir sehirleşme stratejisidir. Gelecekte kentlerde ekoloji ile teknoloji bir arada düşünülecektir. Geleceğe yönelik teknoloji altyapısı oluşturulacak stratejileri şimdiden düşünmemiz gerekmektedir. Yeni üretim teknolojileri, kentsel bilgi sistemleri, hızlı iletişim olanakları ve araçları, kentlerin hızla değişen süreçlere adaptasyonunu gerekli kılmakta, yaşam kalitesinin artmasında önemli koşullardan birisi olmaktadır. Akıllı kent uygulamaları yaygınlaştırılmasına olanak sağlayacak mekansal bilgi teknolojileri ve veri modelleri oluşturulmalıdır.
*****
Doğal ve kıt bir kaynak olan su geleceğin en önemli konularının başında gelecektir. Planlama kararı aynı zamanda bir su kullanım kararıdır. Kentleşmenin su kaynakları üzerinde baskısı artmakta su kaynaklarını olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Nehir yataklarının yapılaşmaya açılması, nehirlerimizin beton ile kanallara dönüştürülmesi, geçirimli alanların çoğunun şehirleşme çabaları ile geçirimsiz hale getirilmesi sonucunda her yıl yağmurlu dönemlerde can ve mal kayıplarına neden olan taşkınlar yaşanmaktadır. Kentlerin içinden geçen akarsuların kurutularak, üzerleri kapatılarak veya kanallaştırılarak kullanıcılar ile bağlantılarının kesilmesi ve ekolojik bütünlüğün bozulmasına neden olmaktadır. Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisi ile artan doğa olayları, kentlerimizde bu tip uygulamaların bir sonucu olarak afete dönüşmektedir. Havza bazında planlamaya da veri oluşturacak taşkın tehlike haritaları ve risk haritalarının hazırlanarak taşkın öncesinde esnasında ve sonrasında yapılacak olan iyileştirme ve müdahalelerin belirlenmesi hayati önem taşımaktadır.
Şehir Plancıları Odası Başkanı Ebru Manavoğlu