Simru SİLAHTAROĞLU
Almanya’nın en Alman kenti diye adlandırılan Nürnberg, İnsan Haklarının da en fazla öne çıkan kenti. Nazi Döneminde yaşananlar nedeniyle kendi geçmişiyle de yüzleşen Nürnberg, topluma ve insana karşı sorumlulukta örnek kent olmak istiyor.Antalya Gazeteciler Cemiyeti ile Presseclub Nürenberg’in partnerliğinin 14’cü yılı programında Alman meslektaşlarımızın konuğu olduk. Kardeş kent Nürenberg ile Antalya arasında barış ve dostluk adına kurulan Medya Köprüsü, Cemiyet Başkanı Mevlüt Yeni’nin ısrarla vurgu yaptığı gibi ‘İlişkinin Şahdamarı’ olma vizyonunu da üstleniyor. Ve yine önemli bir cümle de Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann’dan geldi ve Bakan ‘Alman Türk dostluğu için bu heyetin ülkemize gelmesi, iki ülke dostluğunun bir nişanesi’ diyerek ziyaretin önemine dikkat çekti.
Adım adım NürenbergKuzey Bavyera Eyaletin de bulunan Nürenberg, sadece siyasi tarihi ile değil, sanat kültür,ticaret ve mimari anlamda da kurulduğu günden bugüne insana ve insanlığa dair önemli izler bırakan bir şehir. Ve de Antalya’nın 20 yıllık kardeş şehri. Nürenberg Presseclub ise 14 yıldır Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin kardeşi . Hal böyle olunca, her iki Cemiyetin karşılıklı kültür ve mesleki alış veriş ziyareti, yıllardır kesintisiz devam ediyor. 6 Mayıs Cumartesi günü başlayan geziye bu yıl ben de katıldım. Nürenber Presseclub Başkanı Sigi Zelnhefer ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından hazırlanan ziyaret programının içeriği dopdolu. Kısaca özetlersem, kentin tarihi merkezinde Blau Nacht (Mavi Gece) Festival turu, Nürenberg Radyo Evi, en ilgimi çeken Nazi Dönemi Dökümantasyon Merkezi ziyareti ile Kurultay Alanı turu, Nürnberg Mahkemeleri Anıt ve Müzesi ki, Nazi subayları ve dönemin siyasetçilerinin yargılandığı mahkeme salonu. Orta Frankonya Emniyet Müdürü ziyareti, Büyükşehir ve Nürenberg Kosolosu’nun resepsiyonu, Devlet Opera Bale ziyareti, Presseclub üyesi meslektaşlarımızla biz bize sohbet, Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann’ın resepsiyonu ve de Prunn Kalesi, Weltenburg Manastırı sonrası Tuna Nehri’nde gemi turu.Blaue Nacht (Mavi Gece) FestivaliTürk Alman dostluğunun sıkıntılı bir dönemden geçtiği şu günlerde Nürberg’e yaptığımız bana göre kültür ve bilgilenme bilgilendirme gezisi ufkumuzu genişletti Ve de Alman meslektaşlarımızca bir anlamda da iyi niyet ziyareti olarak yorumlandı. Doğrusu gelenekselleşen bu ziyaret, belirtmem gerekir ki, çok sıcak çok sevecen ve çok dostane bir şekilde başladı ve devam etti. Yapılan kültür ve bilgi alışverişi, verilen brifingler nedeniyle Nürberg’i tanımak şansını elde ettik. Neyse ben lafı fazla uzatmadan ilk gün sürprizi olan ‘Blaue Nacht’ (Mavi Gece) Festivalinden biraz söz etmek istiyorum. Akşam saatlerinde başlayan Festivalin özelliği, kent karanlık çökünce ışık oyunlarıyla maviye kesiyor. Lazer ışıklarıyla yapılan müthiş gösteri ve mahşeri bir kalabalık. Neden Mavi; Nürenberg’de çakır keyif olanlara Mavi, deniyormuş. Anlatılan bu. Genci yaşlısı kentin farklı alanlarında verilen sokak konserleri ile eğleniyor. Tabi eğlence sabaha kadar sürünce de ertesi gün (Pazar)şehir bomboş.İnsan Hakları KentiNürenberg’de tarihi kent merkezi turuna katılıyoruz. Almanya’nın en büyük müzesi olduğu anlatılan Germen Milli Müzesi’nin bulunduğu caddenin devamında yürükten dikkatimizi yol boyunca yer alan beyaz dev sütunlar çekiyor. Soruyoruz, bu caddenin adı ‘İnsan Hakları Caddesi’ imiş. İsrailli sanatçı Dani Karavan’ın eseri olan cadde de, beyaz betonlar yol üstünde çit gibi uzanıyor. Ve her bir sütunun üzerinde Almanca olarak ve ikinci başka bir dilde betona kazınmış insan hakları ile ilgili maddeler yazılı. İlk sütunda ise, ‘Her insan özgürdür ve insanlık onuru ve hakları bakımından eşit doğar’ cümlesi yer alıyor. Nürenberg, kendi tarihini yazarken, hukukta da tarih yazmış. Kendi geçmişiyle yüzleşiyor adeta ve de topluma, insana karşı sorumlulukta örnek kent olmak istiyor . Yapılan yorum bu. Nürenberg Presseclub Başkanı Sigi Zelnhefer başkanlığında tarihi kent merkezi turu sonrasında ise Türk-Alman İşadamları Derneği’nin keyifli akşam yemeğine konuk oluyoruz. Nürenberg tarihi ile yüzleşiyor!Ve işte Nürenberg’in 1930’larda karanlık bir dönem yaşadığı yerdeyiz. İmparatorluk Kurultayları Araştırma Merkezi ve Kurultay alanı. Hitler’in Nazi Partisi Kongreleri için seçtiği Nürenberg’in kendi geçmişiyle yüzleştiği yüzü. Bize anlatıldığına göre de tam da bu nedenlerden dolayı Nürenberg, bir Barış ve İnsan Hakları kenti olmak istiyor. Ama biz şu anda nefretin ve ideolojinin yayıldığı nokta olan Kurultay Alanındayız. Ve görsel olarak da Hitler’in büyüklük çılgınlığının simgeleri hala görülüyor. Hitler’in mimarı tarafından parti kongreleri için tasarlanan sahada, Hitler’in hayranlıkla onu izleyen kitlelere seslendiği tribünü buna örnek denilebilir.Dokümantasyon MerkeziAlman kentleri içinde en Alman olanı Nürenberg’de bu kez Nazi Partisi Dokümantasyon Merkezi’ndeyiz (İmparatorluk Kurultayları Araştırma Merkezi) Alman görevlinin bilgilendirdiğine göre, hiçbir zaman tamamlanamayan, ancak gördüğümüz haliyle bile nasıl devasa bir mekan algısı oluşturulmasının amaçlandığını hissettiren, Kongre binasında yıllardır Parti Kongre Sahası Dokümantasyon Merkezi faaliyet gösteriyor. Binlerce insanın ziyaret ettiği Merkez, kronolojik olarak planlanmış. Merkezdeki serginin ana teması ise şiddet, cazibe ve korku.Nazi subayları ve siyasilerin yargılandığı Mahkeme Nürenberg seyahatimizin bir anlamlı ziyareti de Nürenberg Mahkemeleri Anıt ve Müzesi. Nazilerin baş mimarı Albert Speer tarafından inşa edilen tarihi Adalet Sarayı, tarihe LEİPZİG Mahkemeleri olarak geçiyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası Nazi subayları ve siyasilerin yargılandığı Mahkeme Solonu. Nazi suçlularını yargılayan ise, Uluslararası Yargı Heyeti. Yine verilen bilgilere göre yargılama, 20 Aralık 1945 de başlıyor. Ürkütücü ve oldukça heybetli. 1916 yılında yapılan tarihi Adalet Sarayı halen aktif olarak kullanılıyor. Bizi bir anda Nazi dönemine götüren Nürenberg Mahkemelerinden, bilgileri tazeleyerek çıkıyoruz.Presseclub Nürenberg’de biz bizeyizNürberg medyası tarafından da dikkatle takip edilen misyonumuzu tamamlamak üzereyiz. Ve de Presseclub Nürenberg Başkanı Sigi Zelnhefer’in adımıza verdiği resepsiyona, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni başkanlığında katılıyoruz. Bu resepsiyon bir anlamda ‘Veda’ oluyor. Alman meslektaşlarımızla yiyip içtiğimiz ve de mesleki fikir alışverişi yaptığımız sohbetler sonrası, Başkan Zelnhefer, duygusal bir konuşma yapıyor ve ‘Antalya’dan gelen meslektaşlarımız ile birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum. Kardeş Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı dostum Mevlüt Yeni ile kurduğumuz bu dostluk köprüsünün sürekli olacağı inancındayım’ diyor. Cemiyet Başkanı Mevlüt Yeni ise yaptığı kısa konuşmada bu ziyaretlerle pekişen kardeşliğin altını çizerek ‘Antalya-Nürenberg arasında bir Medya Köprüsü kurduk. Herkes bu köprünün üzerinde sevgi,barış ve dostluk için yürüyebilir.’diyor. Konuşmaların sonrasında, Presseclub Başkanı grubumuzda yer alan Antalyalı gazetecilere dostluk nişanesi olarak anlamlı hediyeler veriyor. Ve de Kardeşlik ilişkileri pekişiyorTürkiye-Almanya arasında ki siyasal durumlar pek parlak değilken, Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin Nürenber ziyareti, 20 yıllık kardeş şehir olan iki kentin ilişkilerini de pekiştirdiği görüşü yaygın. Hazırlanan programda Nürenberg’i adım adım dolaşıp, ziyaretlerle de donanımımızı arttırdık. Evet, turumuzun son gününde tarihi Pruun Kalesi ve Weltenburg Manastırı var. Kuzey Bavyera da bulunan ve Ortaçağ Döneminde yapılan Kale bir Derebeyine ait. Tarihi Kale diğer gördüğümüz tarihi eserler gibi öylesine güzel korunmuş ki; hayran kalmamak mümkün değil. Kale’nin bir bölümü ise kilise. Klise, daha sonra ki yıllarda yani 1700 yılında yapılmış ve dönemin soylu ailelerin çocukları Cizvitler tarafından bu kilisede eğitim alıyormuş. Geldik gemi ile yapacağımız Tuna Nehri turuna. Ben şimdi o yeşilin tonlarını, yeşilin Tuna Nehri’ne yansımasını nasıl anlatayım? Olağanüstü bir manzara, anlatılmaz sözün bittiği yer. Siz en iyisi gidip yaşayın ve görün bu güzelliği. Artık veda vakti!İşte dönüş zamanı geldi çattı. Anılarımızı heybemize, dostluk kardeşlik ve barış duygularımızı Nürnberg’li meslektaşlarımıza bırakarak dönüş yoluna revan olduk. Elbette, Antalya Gazeteciler Cemiyeti grubunun hava ulaşımına verdiği destek nedeniyle de Corendon Hava Yollarına teşekkür ediyoruz. Evet benden bu kadar.
