DİSK Antalya Başkanı Küçük, 1 Mayıs Dünya İşçi ve Emekçi Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı nedeniyle 30 Nisan'da sendikalar ile birlikte kitlesel olmayan bir etkinlik yapacaklarını belirtti
İŞÇİ ve Emekçi Bayramı’nı her yıl coşkuyla kutlayan Antalya’da bu sene sokaklar boş olacak. DİSK Antalya Başkanı Vedat Küçük, 30 Nisan’da Cumhuriyet Meydanı’na çelenk koyacaklarını belirterek kitlesel olmayan bir etkinlik yapacaklarını söyledi. DİSK, KESK, TMMOB, TBB, Eğitim İş, CHP ve diğer bileşenlerle birlikte hareket edeceklerini söyleyen Küçük, ‘Koronavirüsten en çok işçiler etkilendi. İşsizlik devasa boyutlara vardı. Mevcut durum kötü olsa da biz işçilerin sıkıntılarını ve beklentilerini dile getireceğiz’ diyerek işçilerin durumunu ve beklentilerini anlattı.
1 MAYIS’IN ÖNEMİ
İşçi sınıfının Uluslararası birlik mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ın 19’uncu yüzyılda uzun çalışma saatlerinin kısaltılması için verilen mücadelenin sonucunda ortaya çıktığını hatırlatan Küçük, ‘O günlerde 1 Mayıs ‘8 saat çalışmak, 8 saat dinlenmek ve 8 saat canımızın istediğini yapmak’ olarak ifade ediliyordu. İşte o günden bugüne 1 Mayıs Dünya işçilerin birlik, mücadele ve dayanışmasının adı oldu.Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve hızla bütün dünyaya yayılan Kovid-19 nedeniyle yüz binlerce insana virüs bulaştı. On binlerce insan yaşamını yitirdi. Kovid-19 küresel salgını ile birlikte daha açık görüldü ki, kapitalizmin kar odaklı politikaları, artan eşitsizlikler, özelleştirilen kamu hizmetleri, ticarileştirilen sağlık ve eğitim tüm dünyada halkın sağlık durumunu ve kamu hizmetlerini olumsuz bir şekilde etkiledi ve bu politikalar insan ve çevre sağlığı açısından ciddi bir risk oluşturdu’ şeklinde konuştu.
EMEKÇİ EN BÜYÜK SORUNU YAŞIYOR
Devletin yüklenmesi gereken kamusal sorumlulukların pazar mekanizmalarına bırakılması ve alınıp satılan bir mal haline gelmesi sonucunda ülkelerin sosyal güvenlik ve sağlık sistemlerinin çöktüğünü söyleyen Küçük, ‘Kapitalizmin kaleleri sallandı, on milyonlarca işçi işsiz kaldı.Eşitsizlik üzerine kurulu kapitalist sistem içinde yaşanan krizler de sınıfsal eşitsizliği derinleştiriyor. Yaşanan her krizde olduğu gibi bu salgında da gücü ve parayı elinde bulunduranlar değil emek gücünü satmak zorunda olanlar, işçiler, köylüler, güvencesizler, küçük esnaf ekonomik ve sosyal tahribatla yüz yüze kalıyor. Koronavirüs Türkiye işçi sınıfını ekonomik krizin kendisini işsizlikle gösterdiği, işçilerin ekmeğinin her ay küçüldüğü, işçi sınıfının vergi yükünün arttığı bir zamana denk geldi. Asgari ücretle yani sefalet ücreti dediğimiz ücretle işçilerin kirasını ve faturalarını ödemekte zorlanıyor. İşçi sınıfının kazanımlarına yönelik saldırılar arttı. Kıdem tazminatı hedef alındı, sendikal hak ve özgürlüklerin engellendi’ açıklamasını yaptı.
‘ÖNLEMLER İŞÇİLERİ KORUMUYOR’
Türkiye’de Kovid-19’un ilk teşhis edilmesiyle birlikte bir dizi önlemler alındığını ancak çalışma hayatına yönelik yeterli önlemler alınmadığını söyleyen Küçük, ‘Kovid-19 ile mücadelenin en etkin yolunun evde kalmak ve teması kesmek olduğu ortadayken, aklın ve bilimin gösterdiği bu yol tam anlamıyla uygulanmıyor. Alınan karantina ve izolasyon önlemlerinden çalışanlar muaf tutuluyor. Milyonlarca işçi işe gitmek zorunda bırakılıyor. Bu nedenle Kovid-19 ile mücadelede açık bir sınıfsal ayrımcılık yaşanıyor.Bu zincirlerinden boşalmış kapitalist zihniyeti reddediyoruz. Salgın koşullarında zorunlu olmayan işlerde işçiler ölümüne çalıştırılıyor ya da işlerine son verilip açlığa ve ölüme mahkum ediliyor.Zorunlu işlerde işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri yeterince alınmıyor. Belediye işçileri ve aileleri salgına karşı yeterince korunmuyor.Tüm uyarılara ve feryatlara karşın özellikle inşaat, tersane, maden gibi sektörlerde işlere ara verilmiyor ve binlerce işçinin hayatı risk altına sokuluyor.Sonuç olarakişçiler arasında koronavirüs pozitif oranı ülke ortalamasının üç katı’ dedi.
İşsizliğin büyüdüğü vurgusunu yapan Başkan Küçük, ‘Kapanan işyerleri ya da işçi sayısının azaltılarak işlerin devam ettirilmesi nedeniyle işsizlik büyüyor ve hükümetin almadığı önlemler işçiler için bir felaket haline dönüşüyor.Ücretsiz izin dayatması getirilerek işçi günlük 39 Liraya mahkûm ediliyor.Üstelik 3 aylık ücretsiz izin süreci sonunda işveren işçiyi işten çıkarabilecek’ bilgisini verdi.
‘BELEDİYE İŞÇİLERİNİ KORUYUN’
‘Bugünlerde emekçilerin önemi daha iyi anlaşılıyor. Çünkü emekçiler olmadığında yaşamın durduğunu yaşayarak görüyoruz’ ifadelerine yer veren Küçük, ‘Kamu hizmetleri de yaşamın devam etmesi için vazgeçilmezdir. Ancak salgın hastalık, çalışmak zorunda kalan diğer işçilerle birlikte kamu hizmeti yerine getiren üyelerimizin sağlığını ve can güvenliğini de tehdit ediyor. Bu nedenle kamu hizmetlerinde çalışanların sağlığına özellikle önem verilmesi gerekiyor. Çünkü kamu hizmeti verenlerin sağlığı bozulursa salgınla baş edilemez.Kamu hizmetlerinin bu önemi ortadayken hala belediye işçileri arasında ayrım yapılıyor. Eşitsiz ve adaletsiz bir şekilde kamuya geçişleri sağlanan işçilerin özgür toplu sözleşme hakları hala askıda. Belediye şirket işçilerine hak ettikleri kadro hala verilmedi. Bu ayrımcılığı son olarak salgın koşullarında uzaktan ve dönüşümlü çalışmayı getiren yeni çalışma düzenine ilişkin 22 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde de gördük. Biz de diyoruz ki, belediye şirket işçileri kadrolu işçilerle aynı hizmetleri yaparlar’ diyerek ücretlerin kaynağının belediye bütçesi olduğunuve ayrım yapılamayacağını vurguladı.
BEKLENTİLER
1 Mayıs için beklentilerini dile getiren Küçük, ‘1 Mayıs’la umudu yükseltecek, mücadeleyi büyüteceğiz. İşten çıkarmalar yasaklansın, ücretli izin verilsin istiyoruz. Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulsun. Sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir iş, gelir ve sosyal güvenlik anlayışı olsun. Demokrasi olsun. Eşit ve adil bir bölüşüm, sosyal adalet getirilsin. İş güvencesi, özgür toplu sözleşme hakkı ve örgütlenme özgürlüğü olsun. Belediye şirket işçilerine kadro getirilsin. Kamusal, nitelikli, parasız ve erişilebilir sağlık ve eğitim istiyoruz. Hukukun üstünlüğünü, savaşsız, şiddetsiz bir yaşam, eşit işe, eşit ücret olsun istiyoruz’ diyerek birçok isteklerini dile getirdi.
Özel/Dilan ERAY