Antalya'nın CHP'li milletvekillerinden sık sık gündeme getirilen İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması ihtimaline tepki geldi. Vekiller 'art niyetli yaklaşım' olarak değerlendirdikleri iptal girişimini engellemek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi
ÜLKEMİZDE kadına şiddet ve taciz vakaları her geçen gün artarak devam ediyor.Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu ve kadın haklarını savunan, gözeten uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme konusu her gün gündeme geliyor. Ülkenin birçok yerinde kadınlar buna karşı gelmek için yürüyüşler ve basın açıklaması düzenlerken Muğla’da meydana gelen Pınar Gültekin cinayeti de bardağı taşıran son damlalardan oldu. Konuyla ilgiliCHP Antalya Milletvekilleri Rafet Zeybek, Çetin Osman Budak ve Aydın Özer yaptığı açıklamada İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin kadın haklarını koruyan ve sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olduğumuzu belirten vekiller parti olarak bunun karşısında olacaklarını ifade etti.
ART NİYETLİ YAKLAŞIM
Milletvekili Rafet Zeybek, son günlerde Ak Parti iktidarının açıklamalarından cesaret alarak sosyal medyada İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına dair yapılan açıklamaları kaygı ile takip ettiğini belirterek, ‘Kadına şiddetin arttığı, kadın cinayetlerine her gün yenisinin eklendiği Türkiye’de, İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin kaldırılmasını istemek art niyetli bir yaklaşımdır. CHP olarak İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olan bir ülke olarak bu sözleşmenin devamı ve etkin uygulanması gerektiğini savunuyoruz. Bir takım cemaatlerin ve tarikatların kadını ikinci sınıf insan yerine koyma hayallerine karşı evrensel insan haklarını ve kadın haklarını korumak zorundayız, bu sebepledir ki kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddetin tam da karşısındayız’ ifadelerini kullandı.
ÖRNEK VE ÖNCÜ ADIM
‘Kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesinde hayati öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi, Ak Parti iktidarı zamanında yükümlülüklerinin uygulanmasıyla değil ortadan kaldırılmak istenmesiyle gündeme geldi’ diyen Milletvekili Çetin Osman Budak, ‘Oysa İstanbul Sözleşmesi, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerine karşı hükümler içermekle kalmıyor, şiddetin önlenmesinde bütüncül mücadele yöntemlerini içeriyor. Bu iktidar döneminde 7 bin 500’den fazla kadın öldürülmüş, 100 binden fazla kadın cinsel saldırıya uğramışken, AK Parti bir de İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı gündeme getiriyor. Türkiye’nin tüm siyasi partilerin ittifakıyla ilk imzacı olarak onayladığı İstanbul Sözleşmesi, aslında kadına şiddet konusunda tüm dünyaya örnek ve öncü bir adımdır, Türkiye’de yaşayan bütün kadınlara verilmiş güçlü bir sözdür’ şeklinde konuştu.
Her gün kadına yönelik şiddet haberi aldığımızı söyleyen Budak, ‘Faillerin cezasızlık güvencesiyle şiddeti artırdığı bir ortamda kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesi’ne dokunulamaz. İstanbul Sözleşmesini feshetmek, kadınlara karşı şiddete ve kadın cinayetlerine göz yummak demektir. Şiddetin her türlüsüne karşı kadını koruma amacı taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atılması düşünülemez; çünkü İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedi.
‘KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ İSTENMİYOR’
Milletvekili Aydın Özer ise ‘Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde toplumsal yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliğini sağlamayı öngören İstanbul Sözleşmesi’nden imzamız neden çekilmek isteniyor’sorusunu sorarak, ‘Yanıtı, sorunun içinde yatıyor. Biliyoruz kibu siyasi iktidar toplumsal yaşamda kadın erkek eşitliğini istemiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve cinsel yönelim tercihini bir mesele olarak görüyor. Her sözleriyle de algı oluşturup toplumu şekillendirmek için uğraşıyor. Sormak gerek; Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı 2011 yılındaki siyasi iktidar bugünkü siyasi iktidar değil miydi? O zamanki AkParti başka bir AkParti miydi? O zamanki AkParti’yi başka güçler mi ele geçirmişti? Kimsenin yaşantısına karışmıyoruz diyen AkParti hangisiydi?’ sorularını da dile getirdi.
VERİLER GİZLENİYOR
İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetin çözüm yolu için ilk olarak ceza gerektiren suçları azaltmayı amaçladığını aktaran Özer, ‘Suçun önlenmesi şiddetin de azalmasını sağlayacaktır. Ülkede kadına yönelik şiddet yoktur sözleri ise tam bir saçmalıktır. İçişleri Bakanlığı kadın cinayetlerine ilişkin verileri gizliyor ama 2018’den bu yana şiddet mağduru veya şiddet görme riski altındaki kadınlara hızlı müdahale için geliştirilen Kadın Destek Uygulaması ile 30 bin 601 kadının ihbarda bulunduğunu biliyoruz. Yani son 17 ayda her gün 38 kadın şiddet ihbarı yapmış.İstanbul Sözleşmesinden çekilmek demek, kadınları erkek şiddetiyle baş başa bırakmak demektir, kadınların ölmesine seyirci kalmak, hatta cinayete ortak olmak demektir. Ben hiçbir insanın bunu kabul edeceğini düşünemem’ diye konuştu. Özel/ Dilan ERAY