Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı bugün Serbest Kürsü'de
Ataerkil güç ilişkilerinden beslenen erkek şiddeti her gün artarak devam ediyor. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınlar da artan bu şiddetten etkileniyoruz. Kadınlar her gün evde, işte, sokakta, erkek şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında ölümle burun buruna yaşamlarını sürdürmektedir. Kadınların can güvenliğinin olmadığı bir atmosferde, iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir. Kadın kazanımları sistematik olarak gasp edilmekte, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı her alanda saldırı geliştirmekte, yaşam güvencemiz sayılabilecek İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun iptal edilmek istenmektedir.
*****
Sağlıkta dönüşüm programı ile sağlığı alınır-satılır hale getiren siyasi anlayış, bu uygulamalar ile sağlıkta şiddetin artmasına neden olmuştur. Sağlık emekçisine yönelik şiddeti haklı gösteren uygulamalar, liyakat yerine torpil ve siyasi çıkarlar gözetilerek kadrolaşmaya gidilmiştir. İş yerinde yaşanılan bu eşitsizliği ve liyakatsizliği araştırmak, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçisi kadınlara yönelik iş yerinde yaşadıkları şiddeti görünür kılmak için bir anket çalışması yaptık. Yaptığımız şiddet araştırmasında, iktidarın kadın düşmanı politikalarının bir yansıması olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Yıllardır yılmadan söylediğimiz ‘Kadına Yönelik Şiddet Münferit Değil, Politiktir” ifadesinin doğruluğu anket sonuçlarında da net olarak görüyoruz.
*****
Anketimiz; işyerinde psikolojik şiddet, mobbing, ekonomik şiddet, dijital şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet alt başlıklardan oluşmaktadır. Araştırmaya katılan 617’si kadın 663 kişinin yanıtları esas alınarak değerlendirme raporu hazırlanmıştır. Şiddetin dışında işkolumuzda çalışan kadın emekçilerin yüzde 80’i mobbinge ve yüzde 35’i ise dijital şiddete maruz bırakıldığını ifade etmiştir. Birçok kadının cinsel şiddete maruz kalmasına rağmen resmi yollara başvurmadığı görülmektedir. Cinsel şiddete maruz kalan kadınların yüzde 78’i ”Hiç bir psikolojik destek almadığını”, ifade etmiş, yine kadın katılımcıların yüzde 95-97 oranında da haklarını bildiklerini, cinsel şiddete maruz kaldıklarında yüzde 47’si polis ve jandarmaya başvurduklarını belirtmişlerdir.
Bu şiddeti önlemenin en önemli yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşamın her alanında sağlanmasından geçer. Şiddeti önlemenin yolu, kadın kazanımlarının korunmasından, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı yasanın tüm maddeleriyle birlikte hayata geçirilmesinden, caydırıcı yargı kararlarından ve iktidarların şiddeti besleyen gerici, kadın düşmanı ayrımcı politikalarından vazgeçmesinden geçer.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı Şükran İçöz