Kalp kapağı rahatsızlığının kalp yetersizliğine ve ritim bozukluğuna yol açabildiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yelda Tayyareci ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Özkara, hastalıkla ilgili önemli bilgiler verdi ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Kalp kapağı hastalıkları, kalp kapaklarının doğumsal veya sonradan kazanılmış bozuklukları sonucu ortaya çıkan, kalp yetersizliği ve kalp ritm bozukluklarına yol açabilen bir hastalıktır. Kalpte, ikisi karıncık ve kulakçıklar arasındaki kan geçişini sağlayan mitral ve triküspit kapaklar, diğer ikisi ise kalpten çıkan büyük damarların kalp ile birleştikleri yerde bulunan pulmoner ve aort kapaklar olmak üzere dört adet kalp kapağı bulunur. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yelda Tayyareci ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Özkara kalp kapak hastalıklarının tedavisini anlattı.
ÇABUK YORULUYORSANIZ DİKKAT!
Kalp kapağı rahatsızlıklarında en sık görülen yakınmaların nefes darlığı ve çabuk yorulma olduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yelda Tayyareci, ”Bu yakınmalara çarpıntı da eşik edebilir. Kalp kapağı hastalıklarının ileri dönemlerinde ise, bacaklarda şişlik, istirahatte ve gece uykuda meydana gelen nefes darlığı ile karında şişlik görülebilir. Bu gibi durumlarda mutlaka bir doktora başvurulması gerekmektedir” dedi.
DENEYİMLİ MERKEZ ÖNEMLİ
Kapak hastalıklarının tanısı, ekokardiyografi adı verilen gelişmiş bir kalp ultrason görüntülemesi ile mümkün olduğunu söyleyen Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Özkara ise konuyla ilgili şunları söyledi: ”Ekokardiyografik incelemeyi yapan kalp uzmanının kapak hastalıkları konusunda deneyimli olması, tedavi yaklaşımının belirlenmesi açısından oldukça önem taşıyor. Bunun yanında günümüzde yeni gelişmiş teknolojiler olan üç ve dört boyutlu ekokardiyografi cihazları kullanılarak, bu konuda deneyimli merkezlerde kalp kapaklarını gerçeğine çok yakın bir kalitede görüntülemek ve incelemek mümkün olabiliyor.”
2 GRUPTA İNCELENİYOR
Kalp kapağı hastalıklarının kapak darlıkları veya yetersizlikleri olmak üzere iki grupta incelendiğini söyleyen Prof. Dr. Yelda Tayyareci , ”Yapılan ekokardiyografi inceleme ve kişinin şikayetleri göz önüne alınarak hastalığın hafif, orta veya ciddi şiddette olduğuna karar verildikten sonra, tedavi yaklaşımı belirlenir. Günümüzde hastanın kişisel özelliklerine bağlı olarak değişebilmekle birlikte hafif ve orta şiddetteki kapak hastalıklarında ilaç tedavisi ile hastalığın seyri yavaşlatmaya çalışılırken, ciddi kapak problemlerinde genellikle operasyon tercih edilir” dedi.
AMELİYATSIZ TEDAVİ MÜMKÜN
Son yıllarda tıbbi teknolojideki gelişmeler ile bazı kalp kapağı rahatsızlıklarının ameliyatsız tedavi edilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Özkara, ”Günümüzde artık TAVİ denilen yöntem ile aort kapağı kasıktan kateterler yolu ile anjiyografiye benzer şekilde değiştirilebiliyor. Yine mitral kapağın da kateter yolu ile ameliyatsız tamiri mümkün. Ancak bu yaklaşımlar şimdilik ameliyat olması yüksek riskli olan kişilerde tercih ediliyor” dedi.
‘GÖĞÜS KAFESİ AÇILMADAN YAPILABİLİYOR’
Kalp kapak hastalıkları, özellikle mitral ve aort kalp kapak hastalıklarını kapsıyor. Günümüzde bu kapak hastalıkları, kapak değiştirilmeden protez konularak da tedavi edilebildiğini belirten Prof. Dr. Yelda Tayyareci ,sözleirni şöyle sürdürüyor: ”Mitral kapak ameliyatları, özellikle son yıllarda gelişen teknoloji sayesinde hastanın göğüs kemiği açılmadan, koltuk altına yakın bir bölgeden küçük kesilerle girilerek başarılı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Hastanın kapak yapısı uygun değilse ya da daha önceden kalp kapağına müdahale edilmişse o zaman kapağı değiştirmek gerekiyor. Bu tedavide özellikle ileri yaştaki hastalarda hayvanlardan elde edilen biyolojik kapaklar tercih ediliyor. Zira kapak değiştirme ameliyatları oldukça başarılı sonuçlar veriyor. Son beş sene içerisinde hızla gelişen kapalı yöntemlerle kasıktan girilerek kapak yerleştirmesi de başarıyla sonuçlanıyor. Günümüzde bu tedavi yöntemi de ameliyat şansı olmayan hastalara uygulanıyor. Kapalı ameliyat yöntemleri ile hastanede kalış süreleri nispeten daha az olmakla birlikte bu hastaların sosyal hayata geri dönme süreleri de kısalıyor. Aort kapak cerrahisinde ise sadece aort kapağa müdahale edilecekse ameliyat yine küçük kesilerle yapılıyor. Bu şekilde hastalar kozmetik ve yaraların çabuk iyileşmesine bağlı olarak ayağa çabuk kalkma açısından büyük fayda görüyor.”