2022-2023 Eğitim ve öğretim yılı birinci dönemi bugün sona eriyor. Antalya'da 466 bin öğrenci karnelerini alarak sömestr tatiline çıkıyor
ANTALYA’da 466 bin öğrenci bugün karne alıyor. Eğitim ve öğretim yılı birinci dönemini değerlendiren Eğitim Birsen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, sorunsuz bir yıl geçirdiklerini söylerken Eğitim İş Antalya Şube başkanı Sadık Acar ise yaşanan olumsuzlukları anlattı. SORUNSUZ BİR DÖNEM Eğitim ve öğretimin ilk dönemini değerlendiren Miran, genel olarak iyi bir dönem geçirdiklerini söyleyerek ‘Yüz yüze eğitimin önemini pandemiden çıkınca anladık. Hiçbir eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmuyordu. Bu yarıyılın olumlu geçtiğini düşünüyoruz. Öğretmen arkadaşlarımız da özverili çalıştı. Bu süreç hem öğrenciler hem de veliler için de zor oldu. Sonuçta veliler de öğrencilerle birlikte hareket etmek zorunda kalıyor. Antalya’nın eğitimde herhangi bir sıkıntısı yaşanmadı. Gerek derslik gerek materyal anlamında bir sorunumuz olmadı. Sağlık açısından sıkıntılar yaşadık. Salgınla mücadele ettik ve devamsızlıklar meydana geldi. Ama süreci bitirdik şimdi sıra ikinci dönemde. Örgün eğitime katılım daha iyiydi. Yaygın eğitim düzenleyici oluyor fakat örgün eğitim daha kapsayıcı. Genel olarak bir sorun yaşamadık’ dedi. Eğitim İş Şube Başkanı Sadık Acar ise bir hasar tespiti çıkardıklarını söyleyerek ‘İhtiyaç duyulan sayıda derslik ve okul inşa edilmedi. Örneğin bir ilimizde deprem sonrası yenisi yapılmak için yıkılan 83 okulun inşaatına dahi başlanmadı. MEB’in ihaleye çıktığı 183 okul inşaatı, şirketler karlı bulup tenezzül etmediği için iptal edildi. Büyükşehirlerde bile yüzlerce okula birkaç okulu dolduracak sayıda öğrenci sıkıştırıldı. Eğitim vardiyalı ve daha niteliksiz hale getirildi. Okul içinden okul çıkarma sihirbazlığıyla ikili ve taşımalı eğitim garabetleri, kalabalık sınıflarda eğitim sorunu devam etti. Çocuklarımız sabah ışıklar açılacak kadar karanlık, birçok yerde 50-60 kişilik kalabalık sınıflarda, uykusuz ders dinlemeye, akşamın geç saatlerinde evlerine dönmeye mahkum edildi. Derin yoksulluk yaşayan veli ve öğrenciler, sosyal devlet ilkesine uygun politikalar belirlemeyen yöneticiler yüzünden çok zor bir dönem yaşadı. Çocuklarımız musluklardan su içti, aç karnına derslere girdi. Ailesi varlıklı öğrenci ile ailesi yoksul öğrenci arasındaki makas, kapanması çok zor bir biçimde açıldı. 4 çocuktan 1’i okula aç gidiyor. Yine 4 çocuktan 1’i düşük kilolu, 4 çocuktan 3’ü ise kansızlık problemi yaşıyor. Oysa Cumhurbaşkanlığı’nın günlük harcaması için ayrılan 18 milyon TL, yol ve köprü garanti ödemeleri ile yurttaşların fayda sağlayamadığı hasta garantili şehir hastaneleri için ayrılan 100 milyar TL ödenek ile bütün çocuklarımızı beslememiz mümkündü. Onca skandala rağmen dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar eğitimde cirit atmaya devam etti. Karma eğitimi ortadan kaldırma girişimleri arttı. Devletin resmi memuru niteliğindeki imamlar dahi karma eğitim karşıtı vaazlar verir hale geldi. Örgün öğretimde kayıtlı 17 milyon 417 bin öğrenciden 232 bin 152’si örgün öğretimi terk etti. İlkokul, ortaokul, lise yaşındaki 280 bin çocuk ise okullara hiç kayıt olmadı. Toplam 512 bin 152 öğrenci eğitimden koptu. MEB, bu çocukların takibini yapmadı. Zorunlu eğitim lafta bırakıldı. Çocuk işçi sayısı arttı. TÜİK çocuk işçi sayısını 520 bin olarak açıkladı. Ancak çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Türkiye’de çocuk işçiliği ve iş cinayetleri raporuna göre, 2013’ten bugüne kadar en az 811 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi’ dedi. ÖZEL/Dilan ERAY
