Kemer’de bulunan antik kentleri ziyaret ettiniz mi?
Kemer ilçesi merkezi Antalya’nın 43 km. batısındadır. İlçe, Batı Toros dağlarının eteklerinde 46 km. uzunluğundaki kıyı şeridi üzerinde kurulmuştur. Doğusu Akdeniz, batısı orman ve dağlarla çevrili olan ilçenin yüzölçümü 53.483 km²’dir. Kemer’in başta gelen çekiciliklerinden birisi doğal güzelliğidir. Deniz, orman ve dağlar bir noktada birleşmektedir. İlçe yalnızca doğasıyla değil tarihiyle de kendine hayran bırakır niteliktedir. Kemer’in en eski tarihi ise M.Ö. 690 yılına dayanmaktadır. Farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan ilçe topraklarında, geçmişten günümüze gelmeyi başarmış birçok eser bulunmaktadır. Kemer’de tarihin tozlu sayfalarında dolaşmak ve eski günlerin ihtişamını hissetmek isterseniz, sizler için araştırdığımız yerleri gezi listenize mutlaka eklemeniz gerekiyor. İşte o büyülü yerler…
1- Idryos Antik Kenti
Idyros Antik Kenti, Kemer şehir merkezine 10 dakika yürüyüş mesafesindedir. Kemer ilçesinde Kemer Koyu, Ayışığı Parkı ile Balıkçı Barınağı arasında yer alan İdyros antik kenti, hem yerli hem de yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilen kentlerden bir tanesi olma özelliği taşıyor. İdyros Antik Kenti, Likya bölgesi sınırları içerisinde kalan konumu itibari ile denizci bir kent olma özelliği taşıyor. İdyros’un bulunduğu alan, denize çok yakın olması sebebiyle Akdeniz ticareti yapan gemicilerin, uğrak noktası olduğu düşünülen bir kent. Kent ile ilgili günümüze kadar yapılmış yayınlar araştırıldığında kent tarihi hakkında sınırlı bilgiler mevcut. Yapılan çalışmalar sonucunda ise kentin ilk iskanının Helenistik döneme kadar gittiği, devamında Roma ve Bizans olarak yerleşimin devam ettiği görülüyor. Phaselis’in kuzeyinde bulunan bu eşsiz antik kent, Bizans duvar kalıntılarıyla ve kilisesiyle sizleri keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaracak. Kentin bilinen en dikkat çekici yapısı, Bizans Dönemi’ne tarihlendirilen mozaikli kilise yapısı.
2- Phaselis Antik Kenti
Phaselis bölgesi M.Ö. yedinci yüzyıl başlarında Rodoslu Kolonistler tarafından kurulmuştur. Kentin kurucusu ise Lacios isminde biri olarak bilinmektedir. Bazı Antik kayıtlarda Lacios’un Argos’lu ve Lindos’lu olduğu söylenmektedir. Şehirde birçok imparatorluk egemenlik sürmüştür. İlk olarak M.Ö. 5. yüzyılda Persler, 4. yüzyılda Kayra Satrabı Mausolos ve son olarak Lmyra’nın Kralı olan Pereklis egemenlik sürmüştür. M.Ö. 333 yılında ise Büyük İskender imparatorluğu ile şehir büyük hareketlilik yaşamıştır. Bu şehir Likya Birliğine M.Ö. 167 yılında üye olmuştur. Fakat kent sürekli komşu şehirlerin istilasına uğramıştır. Özellikle Olympos’un istilasına maruz kaldıktan sonra kent Roma egemenliğine girmiştir. Phaselis Antik Kenti birçok kaynakta Faselis olarak da geçmektedir. Tarihi dokularla dolu olan Phaselis Antik Kenti okunuşundan kaynaklı halk arasında Faselis olarak da bilinmektedir. Phaselis bölgesinde bulunan tarihi kalıntılar kuzey ve güney limanlarını birleştirmektedir. Ana caddenin her iki tarafında da sıralanan bu limanlar dışında Cadde, agora ve tiyatro açısından bırakılmış paylar ile küçük bir meydanı bulunmaktadır. Phaselis Antik Kenti’nin tiyatrosu ise Helenistik Dönemi’ne ait olmaktadır. Roma Döneminde ise buraya sahne binası eklenmiştir. Bizans döneminde ise surlar inşa edilmiştir. Bu surlar şehri baskılardan koruyabilmek amacıyla eklenmiştir. Ayrıca bu yerin kuzeyinde yer alan limanın yamaçları mezarlık olarak kullanılmıştır. Phaselis Antik Kenti günümüze kadar ulaşmış bir yapı olup su kemerli olmaktadır. Phaselis kentinin su ihtiyacını karşılamış olan bu kemerler kuzeydeki tepelerden suyu şehir merkezine getirmektedir.
3- Mnara Antik Kenti
Mnara’da bulunan Üçoluk adlı köy, deniz seviyesinden yaklaşık 1500 metre kadar yükselen ve kuzey ile güney yönleri arasında oluşan konumuyla Kavak Dağı’nın üzerinde bir tepede bulunur. Coğrafi konumu sebebiyle etrafının surlarla çevrilmesine gerek kalmayan bölge, Doğu Likya olarak bilinen alanın etrafını da kontrol edebilen ve neredeyse Side’ye kadar tüm Antalya deniz kıyısını rahatlıkla görmeyi sağlayan alanda yer alır. Mnara Antik Kenti’nin tarihi ile ilgili bilgiler oldukça az. Bazı kaynaklarda Büyük İskender’in Asya ve meşhur Hindistan seferi sırasında kış mevsimini Phaselis’te geçirdiği ve kenti kontrol ederek hükmettiği yer alır. Aynı zamanda burada yaşayan Mnara yerlilerinin de Phaselis yerlilerinin ürünlerine ve mahsüllerine zarar verdikleri de anlatılır. Kentin Helenistik Dönem’de kurulduğu, Roma İmparatorluğu döneminde içerisinde uzun yıllar yaşam sürülen; Bizans Dönemi’nde ise giderek yerleşimin küçüldüğü ve 8. yüzyılda tamamen terk edildiği, bugün itibarıyla bize kalan kentteki bulgulardan anlaşılmaktadır.
YORUMLAR