ANTALYA Teknokent'te nanoteknoloji üzerine çalışmalar yapan ekip, içeriğinde iyonik nano gümüşün de bulunduğu sıvı geliştirdi. 'Nanodis' adı verilen sıvı, püskürtüldüğü her yüzeyi tamamen kaplayarak, bakterilere, mantarlara ve virüse karşı yüzde 99,99 oranında günlerce süren koruma sağlıyor. 'Kullan at' maskelerin dış yüzeyine de sıkılabilen bu sıvı sayesinde maskelerin ömrü, 7 güne kadar uzayabiliyor
Antalya Teknokent’te faaliyet gösteren Nanoen Araştırma ve Geliştirme ekibi, 2006 yılından bu yana sürdürdükleri antimikrobiyal çalışmalarına bir yenisini ekledi. Dünyanın mücadele ettiği koronavirüsten korunmak üzere çalışma başlatan Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç, Doç. Dr. Murat Akarsu, Doç. Dr. Esin Akarsu, öğretim görevlisi Dr. Ömer Kesmez ile lisansüstü öğrencileri Eylül Odabaş, Tuğçe Kuruca, Gizem Sivri ve Başak Aslıhan Bağcı’dan oluşan ekip, piyasada satılan antimikrobiyal özelliği bulunan sıvı ürünleri alıp, inceledi. Kendi geliştirdikleri ürünlerdeki antimikrobiyal etkinin, kalıcı olduğunu savunan rakip üründen çok daha iyi sonuçlar aldığını belirleyen ekip üyeleri, kullanım yoğunluğunun fazla olduğu Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Diş Hekimliği Fakültesi kliniğinde geliştirdikleri sıvı ürünü test etti. Klinikte kullanılan tezgah üstü, servis bilgisayarı ve röntgen cihazında denenen ürün, yüzeydeki bakteri, mikrop ve virüsleri 6 güne kadar yüzde 99,99 oranında yok etti. CEP TELEFONU, BİLGİSAYAR VE MASKELERE UYGULANABİLİYOR 1 hafta süresince ürünü aynı şartlar altında, en yakın uzun ömürlü olduğunu savunan rakip ürünle karşılaştırmalı olarak aynı ortamlarda test etmeyi sürdüren ekip, rakip ürüne göre hem daha hızlı hem daha uzun süre koruma sağladığını belirledi. ‘Nanodis’ adı verilen ve patente başvurulan sıvı; cep telefonu, bilgisayar ve maskeler olmak üzere tüm yüzeylerde kullanılabilecek. Maskede kullanıldığı andan itibaren bu ürün yüzeyde koruyucu tabaka oluşturarak, virüs, bakteri ve mikroorganizmaların yüzeye tutunma ihtimalini yüzde 99,99 oranında engelliyor. Günlük yaşamda en çok kullanılan cep telefonu, bilgisayar, gözlük, siperlik ve koruyucu maskelerde kullanımının faydaları da tespit edilen ürün sayesinde sabah ambalajından çıkarılan ve ‘kullan at’ diye tabir edilen maskenin ön yüzeyine püskürtülmesiyle koruyucu tabaka oluşturuluyor. Ayrıca bu tabaka, maske ve kullanılan diğer ürünler üzerinde ellerden gelebilecek bulaşmaları da engelliyor. Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç, bu sayede ömrü 7 güne kadar uzamış olsa da maskenin 1 gün boyunca kullanılması ve sonrasında çöpe atılmasının en doğrusu olduğunu söyledi. İÇERİĞİNDE NANO İYONİK GÜMÜŞ VAR Gün içinde tek maske ile bu şekilde koruyucu özellik sağlanmasıyla ‘sağlıklı kullanım’ ömrünün uzadığını anlatan Prof. Dr. Arpaç, bu türden koruyucu özelliği bulunan maskelerde zaten güvenlik amaçlı üst katmandaki kumaş örülürken az miktarda bakır, gümüş ve kalay gibi antimikrobiyal metal iplerin kullanıldığını söyledi. Piyasada kullanılan gümüşlerin metalik gümüş olduğunu; ancak geliştirdikleri sıvıda iyonik gümüş kullandıklarını kaydeden Arpaç, ‘İyonik gümüşün sitotoksisitesi metalik gümüşe göre daha düşük. Bütün dünyada gümüş çok rahat kullanılan bir ürün. İlaç sektöründe dahi kullanılıyor. Ayrıca Türkiye’de üretilen ve dünyaya satılan vücutta kullanılan implantların yüzeyi de geliştirdiğimiz nano iyonik gümüş içeren bir karışımla antimikrobiyal kaplıdır. Bu da Sağlık Bakanlığı’ndan onaylıdır ve bütün dünyaya satılmaktadır. Burada önemli olan miktarıdır. Zaten iddiamız bu karışımın yüzeylerde kullanılmasıdır. Yüzeyi özel bir hale getiriyoruz. Genellikle bulaş tükürükle oluyor. Biz işte bu bulaşmayı engelliyoruz. Tutunmasını zorlaştırıyoruz. Tutunsa dahi içeriğindeki nano gümüş iyonu sayesinde yaşamasına imkan vermiyoruz’ diye konuştu. İki ürünün laboratuvar sonuçları da görseller halinde paylaşıldı. ‘Nanodis’in kullanıldığı süreler içinde diğer ürüne göre çok başarılı sonuçlar elde edildiği, çekilen fotoğraflarla karşılaştırıldı. 7 gün sonra dahi ‘Nanodis’in koruyucu özelliği devam ederken, en yakın rakibinin kullanımında ise gün geçtikçe bakteri, virüs ve mikro organizmaların arttığı görüldü.