Demre Myra Antik Kenti ve limanı Andriake'de yürütülen kazı çalışmalarında, Anadolu'da daha önce eşine rastlanmamış, kurşun kapta 'kara büyü' objesi bulundu. İçinde kurşundan zarf saklanan ve dört yerinden delinerek, bronz telle sıkıca dikilen kurşun kap, 'x' ışınlarını geçirmiyor. Henüz içi görülemeyen kurşun kabın, ebediyen açılmamak üzere yapıldığı ve tehlikeli bir kara büyü sakladığı tahmin ediliyor.
DEMRE ilçesindeki Myra Antik Kenti ve limanı Andriake’deki kazı çalışmalarını 2009 yılından bu yana yürüten Kazı Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Çevik, 2019 kazılarında heyecan verici ve şaşırtıcı kurşun bir obje bulduklarını söyledi. Anadolu’da yapılan kazı çalışmalarında büyü ve tılsımla ilgili bazı bulguların ortaya çıktığını ancak Myra Andriake’de bulunan kurşun kabın benzerinin olmadığını kaydeden Prof. Dr. Çevik, ‘5.5 santim çapındaki kurşun kabın içinde, yine kurşundan bir zarf saklanmış. Bu kurşun kap, dört yerinden delinerek bronz telle sıkıca dikilmiş. Zarar göreceği için açamadığımız bu kap, kurşundan yapılmış olması nedeniyle ‘x’ ışınlarını da geçirmiyor. Bu nedenle içi henüz görülemiyor. Yapısından dolayı ebediyen açılmamak üzere yapıldığı anlaşılan bu ünik objenin olasılıkla tehlikeli bir kara büyü sakladığını, kurşun zarfın görünmeyen iç yüzünde ise bir yazı olması gerektiğini düşünüyoruz’ dedi.
‘KARA BÜYÜ GİBİ BİR ŞEY OLMALI’
Kurşun kabın kırık tarafından görülen kadarıyla yorum yapabildiklerini vurgulayan Prof. Dr. Çevik, ‘Bu kurşun kabın tehlikeli bir şey sakladığını düşünüyoruz. İçinde ebedi hapsedilmek üzere bir şey var. Bu da bugün de toplumlarda devam eden büyü ve tılsımla ilgili bir şey olmalı. İçinde büyük ihtimalle ‘kara büyü’ gibi bir şey vardı ki hiçbir zaman açılmasın ve sahibine zarar vermesin diye böyle sıkıca kapatıldı’ diye konuştu.
Myra-Andriake’de buldukları bu kabın benzerinin Anadolu’daki kazılarda daha önce bulunmadığını söyleyen Prof. Dr. Çevik, antik toplumlarda farklı inançlar bulunduğunu ve dinin sosyal hayatta çok egemen olduğunu ifade etti. Bu tip bulguların bir arkeolog için çok heyecan verici olduğunu aktaran Prof. Dr. Çevik, arkeoloğun anlayamadığı şeylerde daha fazla heyecan duyduğunu, anlamak için çırpındığında da heyecan katsayısının arttığını kaydetti.
Prof. Dr. Çevik, bilgi ve yeteneğin, anlamaya yetmediği anın, bir arkeolog için en heyecanlı an olduğunu vurguladı.