Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Nakillilere ‘mühendis’ desteği

Varsayılan Resim

AÜ'de Tıp ve Mühendislik Fakültesi ortaklığında geliştirilen projelerle yüz ve kol nakli olan hastaların rehabilitasyon süreçlerinin kısaltılması amaçlanıyor. Projelerin yürütücüsü Doç. Ömer Halil Çolak ile tamamlanan ve devam eden bu 3 projeyi konuştuk.
2010 yılında ilk çift kol nakli ameliyatını gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Hastanesi, Prof. Dr. Ömer Özkan liderliğinde 2012’de ilk yüz naklini de yaparak adını tıp tarihine yazdırmayı başardı. Operasyonların ardından kamuoyu, daha çok başarı yüzdesi ve hastaların fiziksel görünümüyle ilgilendi. Ancak bu gibi durumlarda sadece ameliyatın başarıyla sonuçlanması yeterli değil. Sonraki süreçte yüz ve kol nakli yapılan hastaların günlük hayata adaptasyonu ile rehabilitasyon sürecini yeniden şekillendirmek gerekiyor. Hastanın uyum süresini kısaltarak günlük aktivitelerini mümkün olduğunca hızlı ve başarılı bir şekilde yapar hale getirebilmek çok büyük önem taşıyor.

Bu noktada Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi ortak çalışmalar yapıyor. Projelerin yürütücüsü AÜ Mühendislik Fakültesi Elektik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Ömer Halil Çolak, 2013 yılında ‘Yüz ve Kol Transplantasyonlarında ve Travma Hastalarında Fonksiyonel Hareketlerin Elektriksel Uyarılar ile Geliştirilmesi’ projesini hayata geçirdiklerini ve bu çalışmanın 2 yeni fikri doğurduğunu söyledi. ‘Yüz nakli, kol nakli ve ampute hastalarında beyin plastisitesinin analizi ve rehabilitasyon amaçlı değerlendirilmesi’ ve 2 hafta önce kabul edilen ‘Tam yüz lezyonu olan yüz nakli adayı olgularda rezidü aktivite analizi ve plastisite ilişkisinin değerlendirmesi’ projeleriyle nakil olan hastaların günlük hayatlarına daha kısa sürede dönmelerini sağladıklarını anlatan Doç. Çolak ile projeleri konuştuk.

İlk projenin başlangıç hikayesi nedir?

2011 yılında Paris’te Sinir Bilim Enstütüsü’nde çalışıp sonrasında Türkiye’ye döndüm. Fransa’dayken sinir sistemleriyle ilgili çalışmalar yapmak istiyordum. Buraya geldikten sonra o düşüncelerimi hayata geçirmek için harekete geçtim. Prof. Dr. Ömer Özkan ile eşi Doç. Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Hilmi Uysal ile görüşmeler yaptık. Bunu nakil olan bireyler üzerinde çalışabilir miyiz diye düşündük. Beyin fırtınalarıyla ortaya çıktı. Çok ciddi destek gördük.Bu bir interdisipliner çalışma. Prof. Dr. Ömer Özkan, eşi Doç Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Hilmi Uysal ile birlikte fikri konuşup geliştirdik. Elde ettiğimiz her sonucu değerlendirip yeni projeler ürettik. Zaten ilk projemiz 2’nci ve 3’üncü projeleri doğurdu. Kaç proje olursa artık. Her gün kendimize yeni sorular soruyoruz ve böyle projelerle de cevap bulmaya çalışıyoruz. Hastanın yaşam kalitesini arttırmak istiyoruz.

İlk projenizde kimlerle çalıştınız?

Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibinin gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarda kol ve yüz nakli olan insanlarla birlikte çalışıyoruz. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde nakli gerçekleştirilen kişilerle birlikte çalışıyoruz. Yüz nakli olan hastaların yüzde 25’i burada zaten. Kol nakli hastaları çok özel vakalar. Hal böyle olunca buradaki sayı fazlasıyla yetiyor bize. Devam eden 2’inci projemizde de aynı kişilerle çalışacağız. Bu hastaların beyin dinamikleri nasıl gelişiyor, ona bakmak istedik. Sonuçları ilerleyen günlerde hepbirlikte göreceğiz. Yeni kabul edilen 3’üncü projemizde ise hedefimiz yüz nakli bekleyen hastalar olacak. Çok heyecanlıyız. Bizim için farklı bir deneyim olacak. Her proje yeni bir projeyi doğuruyor. 7-8 yıllık süreçte bu çalışmalarımızı çok daha fazla geliştirebiliriz.

Peki, tedavi nasıl oluyor?

2013 yılında ilk projeye başladık 2 yıl sürdü ve sonuçlandı. Çalışma 4 temel nokta üzerine inşa edildi. Bunlardan birincisi sağlıklı gönüllülerde kol için belirlenen 24 hareketin ve yüz için belirlenen 6 primer ve 6 duysal hareketin hangi kas gruplarıyla hangi frekans bölgelerinde gerçekleştiğinin tespiti, ikinci olarak bu hareketleri hasta grubun gerçekleştirebilme düzeyi ve zayıf olduğu noktaların tespiti, üçüncü olarak ortaya konan farklılıkları giderebilecek yeni bir rehabilitasyon sürecinin tanımlanması ve dördüncü olarak da bu tanımlanan rehabilitasyon sürecinin hastanın iyileşmesine olan katkısının tespiti.

Bu çalışmaları yapan ekipte kimler var?

Bu projede Ömer Özkan, eşi Özlenen Özkan, Hilmi Uysal, Ebru Barçın, Utku Şenol, Övünç Polat, Hamza Feyza Cartlak ve Ümit Deniz Uluçar hocalarımızla birlikte hareket ediyoruz. Almanya’dan partnerimiz var. Her bir proje için ayrı ayrı bursiyerler var. Yükseklisans öğrencilerimiz ve lisans öğrencilerimizde bu çalışmalarda bizimle birlikte oluyorlar. Aslında bu kadar kalabalık çıkmamıştık yola. Ancak her geçen gün sayımız artıyor.

Diğerleri devam ettiği için henüz elinizde bir sonuç yok.Ancak ilk projenizdeki sonuçlar nasıl oldu?

5 yılda 3 proje geliştirdik. İlk başta nakil olan hastaların rehabilitasyonu için yeni bir çözüm getirmek istiyorduk. Hedefimize de ulaştık. Elde ettiğimiz sonuçlar 3 tane dergide yayınlandı. 4 yayın ve 3 tez tamamladık. Sonuçlarımız ulusal ve uluslar arası arenada kabul gördü. Hastalarda elde ettiğimiz sonuçlar ise oldukça başarılı. Kaslarda ve mimiklerde değişiklikler gözlemledik. Artışlar oldu. Kol gruplarında hareket başlangıçlarını tespit ettik. Olumlu geri dönüşleri daha kısa sürede elde ettik. Diğer projelerin sonuçlarına da ulaştığımızda birleştirip tekrar bir değerlendirme yapacağız. Rehabilitasyon sürecinin pozitif etkilerini bulduk. Herşeyden önemlisi yeni projeler üretmiş olmamız ve sürecin büyüyerek devam etmesi bizi çok mutlu etti. Farklı hasta grupları için çalışmayı da düşünüyoruz.

Hastaların bakış açısı nasıl?

Normalde bu kişiler rehabilite ediliyor zaten. Bizim yaptığımız farklı bir metod denemek. Elektriksel aktivitelerde mimik hareketlerini arttıracak şeyler yaptık. Klasik elektirik dışında bir matematiksel çözüm tabanlı işlem gerçekleştirdik.Kişiye ve harekete özgü işler, kişinin kendi hareketlerini yapmasına ortam hazırladık. Hasta konforu açısından bir sıkıntı olmadı. Aksine onlar da bu metotlardan çok memnun kaldılar.

Bununla ilgili ekstra maliyet var mı hastalara ya da hastanelere?

Bizim projelerimiz için ekstra bir makinaya gerek yok. Kullanılan cihazlar işimizi görüyor. Sadece farklı bir elektirik sistemi kullanıyoruz. Burada önemli olan doğru matematik hesaplamalarıyla hastanın mimiklerini ve kaslarını harekete geçirmek. Ekstra bir durum yok yani. Kişiye özgü o süreci doğru tanımlamak önemli. Hastanelere ve hastalara ekstra bir yük getirmiyor. Altta sayısz matematik kodu dönüyor ve hasta için en uygununu belirleyip uygulayabiliyoruz.

Bu projeleriniz TUBİTAK’tan destek alıyor. 3 proje de toplam ne kadar destek aldınız peki?

İlk projemizde TUBİTAK 300 bin TL destek verdi. 2’inci için 360, 3’üncü proje için 355 bin TL destek aldık. Kurum paylarıyla birlikte aldığımız toplam destek miktarı 1 milyon 300 bin lira civarında. İlk projemiz sonrası bir başarı öyküsü yayınlandı. Bu bizi çok mutlu etti ve ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gösterdik. Umarım 2 ve 3’üncü projeler de bu şekilde başarıyla sonuçlanır.

Son sözünüz?

Bu işlerin arkasında çok büyük bir emek var. Bizi destekledikleri için TUBİTAK’a öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Beraber hareket ettiğimiz hocalarımıza, özveriyle çalışıp bize yardımcı olan öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Projelerin yürütücüsü benim ancak bu işler ekiple birlikte yapılıyor. Umarım yaptığımız bu çalışmalar nakil olan hastaların rehabilitesine daha çok fayda sağlar. (Abdullah ÖZKAN)

Haber Muhabiri: Zeki USLU