Tütün kullanımı ve obezitenin böbrek kanseri riskini arttırdığını söyleyen Prof. Dr. Cemil Uygur ve Üroloji Uzmanı Dr. Tolga Muharrem Okutucu, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
BİRÇOK hastalığın başlıca sorumlularından olan tütün kullanımı ve obezite, böbrek kanserinin de risk faktörleri arasında ilk sırada yer alıyor. Bunun yanı sıra, son dönem böbrek yetmezliği olan hemodiyaliz hastalarında ve birinci derece yakınlarında da böbrek kanseri olma riskinin daha yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Cemil Uygur ve Üroloji Uzmanı Dr. Tolga Muharrem Okutucu, ‘Böbrek kanseri tüm kanserler içinde yüzde 2-3’lük bir görülme sıklığına sahiptir ve bu kanser türü erkeklerde daha sık görülüyor’ açıklamasında bulundu.
KAN BASINCINI DÜZENLİYOR
Karnın arka bölümünde yerleşen ikiz organlar olarak bilinen böbrekler, bilindiği gibi kandaki artık maddeleri süzüp idrar oluşturma görevini üstleniyor. Böbreklerin ayrıca kan basıncının düzenlenmesinde de önemli rolünün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Cemil Uygur, ‘Sağlık Bakanlığı’nın 2016 verilerine göre Türkiye’de erkeklerde böbrek tümörleri 2 bin 495 hasta ile tüm kanserlerin yüzde 3’ünü oluşturuyor’ dedi. Hastaların çoğunun 60-70 yaşlarında tanı aldığının altını çizen Prof. Dr. Cemil Uygur, ‘Son yıllarda ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin sık kullanımı sayesinde daha fazla hasta erken evrede tanı alabiliyor’ şeklinde konuştu.
BELİRTİSİ YOK!
Böbrek kanserinin çoğu hastada herhangi bir belirti vermediğini belirten Üroloji Uzmanı Dr. Tolga Muharrem Okutucu, ‘Genellikle rutin veya başka nedenlerle yapılan ultrasonografi (US) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi incelemeler sonucu fark ediliyor. Muayenede, ayrıntılı hastalık öyküsü ve aile öyküsü de dikkate alınıyor’ dedi. Dr. Okutucu, kan ve idrar testleri ile böbreklerin çalışmasının kontrol edilip, BT veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) yöntemi ile tümör yerleşimi, boyutu, damar tutulumu olup olmadığı, bölgesel lenf bezlerine yayılım ve diğer organlarda hastalık bulunup bulunmadığı tanı aşamasında tek tek incelendiğini de vurguladı.
‘TÜMÖR ÇIKARILMALI’
Böbrek kanserlerinin hastalığın evresine, alt tipine ve tümör hücrelerinin saldırganlığına göre sınıflandırıldığını söyleyen Dr. Okutucu, ‘Kuşkusuz bu sınıflandırma, tedavi kararı için önemli bir nokta. Tedavi planlanırken; eşlik eden hastalıklar, ailesel böbrek kanseri öyküsü olup olmaması, böbrek fonksiyonlarının normal olup olmadığı, tek böbrekli olma ve her iki böbrekte tümör olması gibi önemli konular gözden geçirilmeli. Lokalize böbrek kanserinde en iyi tedavi seçeneği, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Tümörle birlikte tüm böbrek alınabileceği gibi, yalnızca tümörlü dokunun çıkarıldığı nefron koruyucu cerrahi de uygulanabiliyor. Böbrekteki bazı kitleler de iyi huylu olabilir ancak bunların da takip edilmeleri ve kanama tehlikesi oluşan hastalarda ameliyat gerekir’ açıklamasında bulundu.