Phaselis Antik Kenti'ni betona boğan çalışmaları protesto etmek için çok sayıda vatandaş, milletvekilleri ve Phaselise Dokunma Hareketinin üyeleri, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü önünde bir araya geldi
PHASELİS Antik Kenti’ni betona boğan çalışmalar protesto etmek için çok sayıda vatandaş, milletvekilleri ve Phaseli’se Dokunma Hareketinin üyeleri, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaparak çalışmaların bir an önce durdurulmasını istedi. Basın açıklamasında konuşan ‘Phaselis’e Dokunma Hareketi’nden Erdal Elginöz, şirket çalışanları tarafından saldırgan muamelelerine maruz kaldıklarını söylerken CHP Antalya Milletvekili Aydın Özer ise ücretsiz halk plajı denilerek başlatılan bu projenin özel bir alan yaratılarak vatandaşların girişine kapatılıp ücretli hale getirileceğini söyledi. SAYIN BAKAN UTANMIYOR MU? Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü önünde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Aydın Özer, ‘Antik kentte ve çevresinde yürütülen çalışmalara baktığımızda burada kullanılan beton ve demir deprem bölgesinde yıkılan binaların temellerinde görmedik! Bölgeye gidip burayı denetlemekle sorumlu kişilerle konuştuğumuzda sabah geldiklerini ve akşam alandan ayrıldıklarını söylediler. Burada akşamları çalışmaların usulsüz ve kanunsuz şekilde devam ettiğini biliyoruz. Gizlice kimselerin olmadığı saatlerde iş makinaları bölgeye gelerek adeta doğayı talan ediyor, ağaçları kesiyor ve yol açıyor. Yaklaşık 30 ila 40 metre uzunluğunda bir yol açma girişimleri de olmuş fakat ne olduysa bu kararlarından vazgeçmişler ki yol açma girişimlerini yarı da bırakmışlar. Bölgenin dokusuna, tarihine ve doğal yaşama aykırı şekilde yaptıkları bu inşaat çalışmaları şirin göstermek için ‘ücretsiz halk plajı’ diye adlandırmışlar. Bu sahile yaklaşık 200 şezlong koyacaklar. Buradan sormak istiyorum. 200 adet şezlong ve şemsiye koymayı planladığınız bu sahilde vatandaşlar nerede denize girecek? Ücretsiz olan bir sahili ve vatandaşların rahatlıkla denize girebildikleri bu alanı tekrar nasıl ücretsiz yapıyorsunuz? Burada alenen yalan söylenmekte ve kamuoyu yanıltılmaktadır. Burada bir rant merkezi yaratılmaya çalışılıyor. Biz bunlardan bıktık artık. Ne tarih kaldı, ne koy kaldı ne de vatandaşların denize girebileceği alanlar kaldı. Sayın bakan bu durumdan utanmıyor mu merak ediyorum. Kimler imza attıysa bu kararın altında utanmaları lazım. Türkiye sahipsiz değil, bu koylar sahipsiz değil. Sahipsiz olmadıklarını da göstereceğiz’ diye konuştu. KORUMA KOŞULLARI İHLAL EDİLİYOR Antik kent ve çevresinde başlatılan inşaat çalışmalarının doğal dokuyu tahrip ettiğini söyleyen Phaselise Dokunma Hareketi adına basın açıklamasını okuyan Erdal Elginöz, ‘Antalya’nın önemli miras alanlarından biri olan Phaselis antik kenti 1. Derece arkeolojik sit alani içinde çalışmaları sürmekte olan ‘Kemer-Phaselis Antik Kenti Ören Yeri ve Bütünleyici Kıyı Alanı Çevre Düzenlemesi’ adlı proje kapsamında 1. derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altında olan Phaselis Antik Kenti sınırlarında yer alan Alacasu (Cennet) ve Bostanlık Koylarında gerçekleştirilen inşaat çalışmalarında, koruma koşulları ihlal edecek şekilde ağır iş makinaları ile çalışıldığı, doğal doku ve tarihi çevrenin ciddi ölçüde tahrip edildiği, açıkça görülmektedir’ dedi. BAKANLIĞIN AÇIKLAMASI GERÇEĞİ YANSITMIYOR Erdal Elginöz sözlerine, ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, projenin Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 13.10.2022 tarih ve 14634 sayılı ve 15.11.2022 tarih ve 14780 sayılı kararları ile uygun bulunduğu belirtilmiş, ilgili Müze ve Kazı Başkanlığı denetiminde çalışmaların devam ettiği, doğaya ve tarihi eserlere yönelik bir zarar verilmediği savunulmuştur. Ancak, bu bilginin gerçeği yansıtmadığı, yapılan çalışmaların kültür varlıklarımıza ve doğal değerlerimize ağır zararlar verdiği gerek doğrudan gözlemlerimiz, gerekse de basın ve sosyal medyada yayılan görüntüler aracılığıyla net olarak anlaşılmaktadır’ diye devam etti. YASAL DÜZENLEMEYE AYKIRI Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na Phaselis’te yürütülen söz konusu projenin durdurulması yönünde karar verilmesi çağrısında bulunan Erdal Elginöz, ‘Arkeolojik sit alanlarının kullanım kriterlerini belirleyen yasal düzenlemeler, 1. derece arkeolojik sit alanlarında iş makinaları kullanılıp beton dökülerek herhangi bir faaliyet yapılamayacağını belirtmektedir. Koruma kurulunun şüphesiz hepimizden iyi bilmesi gerektiği gibi, böylesi koruma alanlarında yapılabilecek düzenlemeler son derece sınırlıdır ve bunlar Yüksek Kurul’un İlke Kararları ile açıkça belirlenmiştir. Yüksek Kurul İlke Kararları, 1. Derece Sit alanlarında sadece zorunlu hallerde bazı istisnalara izin vermiştir ve bunlar da, alt yapı çalışmaları gerektirmeyen, toprağa müdahale edilmeyen, beton dökülmeksizin uygulanacak projelerle sınırlıdır. Bakanlığın açıklamasından anlaşıldığı üzere bu proje, turizm amaçlı bir çalışma için planlanmış olup herhangi bir zorunluluk arz etmemektedir’ diye konuştu. DOĞA, KÜLTÜR VE CANLI YAŞAM VURGUSU Erdal Elginöz, ‘Phaselis Antik Kenti ve çevresinin, sadece insanların alandaki tüketim ihtiyaçlarına yanıt veren çözümlerle değil; doğanın, kültürün ve canlı yaşam alanlarının birlikteliğinin korunduğu bir alan olarak geleceğimize aktarılabilmesi için şeffaf ve katılımcı bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekmektedir. Koruma Bölge Kurulu tarafından verilen izinlerin yol açtığı olumsuzluklar kamuoyu tarafından da endişeyle karşılanmıştır. Ortaya çakan bu durum karşısında bu yanlıştan dönülmesi talebimizi yazılı olarak da ilettiğimiz Kurul üyelerine, Yüksek Kurul tarafından belirlenen ilke kararları ile Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi Tüzüğünün (ICOMOS) gereğini yerine getirmeleri çağrısında bulunuyoruz’ dedi. TÜRKİYE’Yİ, ULUSLARARASI ALANDA ZOR BİR DURUMA DÜŞÜRECEK Yapılan çalışmaların Türkiye’yi Uluslarası arenada zor bir duruma düşürebileceğini söyleyen Erdal Elginöz, ‘Türkiye’nin, biyolojik çeşitliliğin küresel bazda korunması ve geliştirilmesini hedef alan Birleşmiş Milletler (BM) Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2024-2026 dönem başkanlığını üstlenmeye hazırlandığı bugünlerde, sözleşmenin taraflar toplantısının da Antalya’da düzenleneceği akılda tutularak, 2030’a kadar ülkemizin yüzde 30’unu koruma alanı yapma (30 x 30) hedefine ulaşmak için çıkılan yolda, bugün Phaselis ile ilgili alınan kararların uzun vadede ulusal ve uluslararası yüzleşmeleri olacağı unutulmamalıdır. Bizler bütün bu bilgiler ve yaşananlar ışığında Kurul Üyelerine çok sayıda mail göndererek yaptığımız yazılı çağrıyı bu kez sizler aracılığı ile ülke kamuoyuna da duyurmak istiyoruz: Sayın Kurul üyeleri, bugün Phaselis’e Dokunma Hareketi adı altında toplanan bizler tarihine, kültürüne ve yaşadığımız bölgenin eşsiz doğasına gönülden bağlı, binlerce yıllık mirasın geleceğe olduğu gibi korunarak aktarılması için çalışan, her meslekten ve her yaştan insanlarız. Bizzat kamuyu temsil ediyoruz’ ifadelerini kullandı. SALDIRGAN TAVIRLARA MARUZ KALDIK Sözlerine devam eden Erdal Elginöz, ‘Bu bağlamda, son on gündür Phaselis Antik Kenti 1. Derece sit alanında, ne sebeple izin verildiğini anlayamadığımız, gözlerimizin önünde ilerleyen yıkıcı proje, Phaselis’in eşsiz doğasına ve tarihi kültür mirasına sorumsuzca ağır zararlar vermektedir. Ortaya çıkan bu korkunç zararın bir sebebi hiçbir gerekçeye dayandırılamayan izinleriniz iken (Yüksek Kurul’un İlke Kararları orada dururken böyle bir iznin verilemeyeceğini ülkemizin en yetkin arkeologları ortaya koymuşlardır), bir diğeri de verdiğiniz bu izinlerle yapım işine girişen cahil ve saldırgan şirketin yeterince denetlenmemesidir. Verilen izinde denetleme görevi belirsizliklerle dolu bir şekilde ifade edilmiş, bunun sonucunda yetersiz ve yetkisiz denetim ortaya çıkmıştır. Bütün yıkım orada güya denetleme göreviyle bulunan arkeologların gözleri önünde gerçekleşmiştir. Sonuçta 1. Derece Arkeolojik SIT Alanında değil de, imarlı bir arsadaymış gibi hunharca çalışan iş makineleri, beton mikserleri, kafasına göre ormana dalan kepçe operatörleri eliyle hem tarihi eserlere, hem doğal dokuya ve hem de kamu vicdanına ağır darbe vurulmuştur. Üstelik bu korkunç görüntüyle karşılaşınca isyan eden vatandaşlar, çalıştığı alanın hassasiyetini anlamaktan uzak olan şirket çalışanlarının saldırgan muamelelerine maruz kalmışlardır. Bunların hepsi, meslek etiğinizi hiçe sayan, temsilcisi olduğunuz kurulun sorumluluğunu taşımayan söz konusu izinleriz yüzünden yaşanmaktadır. Üstelik, Phaselis Antik Kenti 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı içindeki bu korkunç projeye verdiğiniz izinler, diğer arkeolojik sit bölgelerini de tehlikeye atan bir örnek teşkil etmektedir. Kültür varlıklarımızı koruduğuna inandığımız ve güvendiğimiz kurulunuz böyle bir yıkım projesine izin verebiliyorsa, ören yerlerimizi kim koruyacaktır? Sorumluluğunuz dün olduğu gibi bugün de büyüktür’ sözleriyle bitirdi.