Özer: Rusya pazarı önemli
CHP Antalya Milletvekili Özer, Rusya sınırında kota doldu gerekçesi ile domates yüklü tırların sınırda bekletilmesine tepki verdi. Bir günün bile çok değerli olduğunu ve acilen çözüm bulunması gerektiğini söyleyen Özer, ‘Rusya pazarı bizim için çok önemli. Ticari ilişkilerin düzelmesi lazım’ dedi
RUSYA’NIN Türkiye’den yaş meyve ve sebze ithalatını ‘150 bin tonluk kota doldu’ gerekçesiyle durdurma kararı, üretilen yaş sebze ve meyvelerin yüzde 80’inden fazlasını Rusya’ya ihraç eden Antalya’yı olumsuz etkiledi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya Milletvekili Aydın Özer, geçen bir günün bile çok değerli olduğunu vurgulayarak, Ticaret Bakanlığı’nın duruma acilen çözüm bulması gerektiğini söyledi. Özer, bu durumdan Antalya’da en çok Ova ve Kınık Hal’inin etkileneceğine dikkat çekerek, Rusya ile ticari ilişkilerin düzelmesi gerektiğine vurgu yaptı.
‘KONUYU MECLİSE TAŞIDIM’
Milletvekili Özer, Rusya’nın domates alımına 150 bin liralık kota koyduğunu hatırlatarak, ‘Kotanın ne zaman dolduğunu ürünleri hazırlayan arkadaşlarımız bilemiyor. 150’ye yakın tır var sınırda bekleyen. Bir kısmı Samsun’da bekliyor, bir kısmı da karayolu ile gitmiş ve Rusya’da serbest bölgelerde bekliyor. 4 gündür tırlarımız bekliyor. Domatesler soğuk hava depolarıyla gitti ama yine de risk taşıyorlar. Ticaret Bakanlığı 50 bin ton artış istemişti ama sanki Bakanlık ayak sürüyor gibi bir durum var.Ççünkü bu sorunun bir an önce halledilmesi lazım. Bir gün bile çok büyük bir zaman bizim için. Kotayı 200 bin tona çıkarma hedefleri vardı ama bu konuda hala bir değişiklik yok. Ben bu konuyu meclise taşıdım’ şeklinde konuştu.
‘RUSYA PAZARI ÇOK ÖNEMLİ’
Bu durumun sadece Antalya’yı değil Akdeniz sanayisini etkileyeceğine dikkat çeken Özer, ‘Adana’dan tutun Muğla’ya kadar etkiler. Bu krizden Antalya’da en çok Ova ve Kınık Hal’i etkilenir. 2015 yılında 307 bin ton domates satmışız Rusya’ya. Uçak krizinden sonra bu durum sıfırlandı. Sonra sonra yükselmeye başlamış. Şimdi 150 binde. Bizim üretim fazlamız var. Rusya pazarı bizim için çok önemli. Yani Türkiye’nin Rusya ile özellikle ticaret konusunda ilişkileri düzeltmesi lazım. Rusya ile birçok ticari alışverişimiz var. Biz onlardan doğalgaz alıyoruz. Onların da buna karşılık bizden sebze meyve alması lazım. Ticaret Bakanlığı’nın bu konuya mesai harcaması, kafa yorması lazım’ dedi.
DOMATESLER ÇÜRÜYEBİLİR
Sınırdaki ürünlerin geri dönmesi durumunda, ürünlerin hepsinin çöpe gideceğini vurgulayan Özer, ‘Ürünler biraz daha beklerse çürümeye başlayacak. Pazara da süremezsiniz. Bu işin bir de çok büyük maaliyeti var. İhracatçı piyasadan çekilirse, mal yapmamaya başlarsa iç pazara döner. Bu da yaz seracılığındaki pozisyona döner. Yani üretici domatesi 60-70 kuruştan satmaya başlar. Ama domatesin 2 lira maaliyeti var. Maaliyetler çok yüksek. Bari çiftçiyi yüzde 50 desteklesinler. İlacın, gübrenin, enerjinin, diğer giderlerin yüzde 50’sini sübvanse etsinler. O zaman 2 liralık domates 1 liraya mal olur. Tüketici de ucuza yer. Çiftçinin zengin olmak gibi bir iddiası yok. Sistem kendi kendine dönsün yeter diye bekliyoruz. Çiftçi de bize umut bağladı. Elimizden geleni yapıyoruz. Mecliste konuşuyoruz, Bakanlık’la görüşüyoruz. AK Partili milletvekili arkadaşlarımız susuyor, bir şey söylemiyor. Onların da duruma vakıf olması lazım’ diyerek eleştiride bulundu.
‘ÇÖZÜM BULUNMALI’
Çözümün bir an önce bulunması gerektiğini vurgulayan Özer, ‘Enflasyonu düşürmek adına sebze fiyatları düşsün istiyorlar. Ama bu aynı zamanda altın yumurtlayan tavuğu kesmektir. Çiftçi zarar ederse, dışardan sebze bulmak zorunda kalacaklar. Yaş sebze meyvede de ithalata başlayacağız. 2004’ten 2008’e kadar son 14 yılda, 800 bin çiftçi arazisini terk etmiş. Nüfus yüzde 26 artmış, ekim alanları yüzde 13 azalmış. Yani kapanması gereken makas daha da açılmış. Genç nüfus tarımı bırakıp köyleri terk etmiş. Köylere gittiğiniz zaman 60 yaşın altında insan bulamıyorsunuz. Bu sosyal sorumluluktur. Gençleri köylere döndürmek lazım. Ancak bu şekilde istihdam yaratabiliriz, sorunlara çözüm bulabiliriz, işsizliğe çare bulabiliriz. Üretimin azalması sadece benim ilçem Kumluca’da 30 bin kişinin aç kalması demek. Bunun boyutları sadece üretimi arttırmak ya da azaltmakla alakalı değil. Başka boyutları da var’ diye konuştu. Dilan ERAY