Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Tatlı krizlerine son verme yolu

Varsayılan Resim

Çoğu kişinin zaman zaman muzdarip olduğu tatlı krizlerinin ardında sağlık sorunu olabiliyor. Uzmanlar, yoğun geçen tatlı krizlerinin altında yatan nedenin tespit edilmesinin önemine değiniyor
ZAMAN zaman yaşanan tatlı krizleri sorun oluşturmazken, ataklar sıklaştığında zamanla kilo alımına, yorgunluk hissine, öfke ataklarına, uyku bozukluklarına, hatta insülin direnci, diyabet, kalp-damar hastalıkları ve karaciğer yağlanması gibi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Dolayısıyla tatlı krizlerine ‘dur’ dememiz hem fiziksel hem ruhsal sağlığımız için çok önemli. Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit tatlı krizlerinde öncelikle altta yatan etkenin tespit edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, ‘Yoğun stresten regl öncesi sendromuna, hatalı beslenmeden çocukluktan süregelen alışkanlıklara, depresyondan insülin direnci ve hipoglisemi başta olmak üzere bazı metabolik bozukluklara kadar pek çok etken kan şekerinde dengesizliğe ve tatlıya eğilimin artmasına neden olabiliyor. Dolayısıyla atılması gereken ilk adım, öncelikle herhangi bir sağlık probleminin olup olmadığının araştırılması olmalı. Altta yatan etkene yönelik tedavinin yanı sıra beslenme alışkanlığında yapılacak olan değişiklikler de tatlı krizleriyle başa çıkmada anahtar rol üstleniyor ‘ dedi. Peki, tatlı krizlerimize kalıcı çözüm bulmak için beslenme alışkanlıklarımızda nelere dikkat etmeliyiz? Beslenme ve Diyet Uzmanı Demet Cerit, tatlı krizlerine karşı alabileceğiniz 8 etkili önlemi anlattı.

KOMPLEKS KARBONHİDRATLAR

Rafine un, pirinç, patates, mısır, kestane gibi nişasta içeriği yüksek olan besinler ve şeker ile şeker içeriği yüksek her türlü yiyecek ve içecek, basit karbonhidratlar grubunda yer alıyor. Uzman Dr. Demet Cerit basit karbonhidratların sindirim kanalından çok hızlı emilerek kana karışmaları nedeniyle kan şekeri ve insülin seviyelerinin hızla yükselmesine yol açtığı uyarısında bulunarak, ‘Hızla yükselen insülin seviyesi de kan şekerinin kısa zamanda düşmesine, buna bağlı olarak tokluk süresinin kısalmasına ve tekrar tatlı besinler tüketme isteğine neden oluyor. Dolayısıyla beslenmenizde tam tahıllar, kepekli pirinç, bulgur, kepekli makarna, yulaf ve kuru baklagiller gibi kompleks karbonhidrat kaynaklarına yer vererek daha uzun süren tokluk sağlayabilir, yemekten sonra tatlı isteğinin önüne geçebilirsiniz’ diye konuştu.

ÇOK DÜŞÜK KALORİLİ BESLENMEYİN

Özellikle kilo kontrolü sağlamak isteyen kişilerin yaptıkları hataların başında çok düşük enerji, yani kalori almak ve bir besin grubunu tümüyle beslenme listesinden çıkarmak geliyor. ‘Uzun süre çok düşük enerji almanız durumunda, vücudunuz enerji depolarını korumak adına, çareyi yağ hücrelerinden salınan iştah hormonlarını artırmakta buluyor’ uyarısında bulunan Uzman Dr. Demet Cerit şu bilgileri verdi: ‘Bu durum, vücudun en hızlı biçimde enerji sağlayabileceğini bildiği yüksek karbonhidrat içeren besinlere olan ilginin artmasına yol açıyor ve tatlı krizleri baş gösteriyor. Proteinler ile yağlar karbonhidratlara göre daha yavaş sindirildikleri için uzun süreli tokluk sağlıyorl Yetersiz tüketilmeleri durumunda çabuk acıkma ve öğünden hemen sonra tatlı bir şeyler tüketme isteği oluşuyor. Bu nedenle yeterli enerji almaya ve besin öğelerini dengeli bir biçimde tüketmeye özen gösterin’

BOLCA SU İÇİN

Açlık ve susuzluk hissi birbiriyle karışabiliyor. Yeterli miktarda su içmediğiniz zaman sık sık açlık atakları yaşıyor ve şekerli atıştırmalıklara yöneliyor olabilirsiniz. Uzman Dr. Demet Cerit tokluk hissini sağlamak için gün boyunca, düzenli aralıklara yayarak 2-2,5 litre su tüketmeye özen göstermeniz gerektiğini hatırlattı.

Haber Muhabiri: Mehmet USLU