Başkan Hakan Tütüncü, Mahalli İdareler Söyleşisi'nde, yerel siyasette başarılı olabilmek için nelerin yapılması gerektiğini anlattı
KEPEZ Belediye Başkanı ve Akdeniz Belediyeler Birliği Başkanı Hakan Tütüncü, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Gönen Meslek Yüksekokulu’nun düzenlediği ‘Mahalli İdareler Söyleşisi’ etkinliğinin konuğu oldu. Okulun konferans salonunda gerçekleştirilen söyleşiye Gönen Kaymakamı Yunus Coşkun, Gönen Belediye Başkanı Osman Kesmen, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hilmi Cenk Bayrakçı, Isparta ilçe belediye başkanları, ilçe protokolü, yüksekokulun akademik, idari personeli ile öğrenciler katıldı. Başkan Tütüncü, selamlama konuşmasının ardından, öğrencilerin sorularını cevapladı.
Tütüncü, belediye başkanı olmayı ortaokul 2. sınıfında iken karar verdiğini belirterek, ‘Nobel ödüllü Meksikalı Edebiyatçı Octavio Paz’ın ‘Bir düş kurdum ve düşüme layık olmaya çalışıyorum’ diye güzel sözü var. Ortaokul 2. sınıfında kurduğum düşü, hayatımın sonraki dönemlerinde geliştirmeye çalıştım. O düşün peşinden koşmak, hayatımı çok boyutlu yaşamamı ve algılamamı sonuçladı. Düşümü gerçekleştirmek için çok çalıştım ve çok gayret ettim. Hala da çok çalışıyorum. Günlük mesaim 16-17 saattir. Eğer bir hayalin peşinden koşuyorsanız çok çalışmalısınız. Bir hayalin peşinden koşmak bence hayatı anlamlandıran en önemli şeydir. Başarı elde eden insanların, tercihlerini net bir biçimde ortaya koyduklarını ve o tercihlerinin peşinden azimle, gayretle ve kararlılıkla koştuklarını görüyoruz. Bu şekilde hareket etmemizin önemli olduğunu düşünüyorum’ dedi.
‘KEPEZ’DE 4 KÜTÜPHANE KURUYORUZ’
Tütüncü, gençlere yönelik projeleriniz var mı sorusuna, ‘İlçemizde 100 bin civarında öğrenci var. Haftanın birkaç günümü okullarda geçiririm. Öğrencilerimizle birlikte olmayı, belediyecilik mantığı içerisinde çok önemli görüyorum. Çünkü gençlerin fikirlerinden besleniyorum. Gençlerin fikirlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu yıl, Kepez’e 4 tane kapsamlı, büyük kütüphane kuruyoruz. Bu dört büyük kütüphaneden bir tanesini müze kütüphane olarak hayata geçireceğiz. Bir diğeri gençlik kütüphanesi olacak. Bir tane de millet kıraathanesi şeklinde kütüphane yapacağız. 4. kütüphanemizi, Gülveren Mahallesi’nde, Akdeniz Üniversitesi’nin kuzey kısmının hemen karşısına inşa edeceğiz. Bu kütüphanemizde 80 bin üniversite öğrencimizi ağırlayacağız. Kütüphanelerimizin tamamı 7 gün 24 saat hizmet verecek’ cevabını verdi.
‘SEÇİMİ GERİDE BIRAKMALI’
Tütüncü, bir öğrencinin siyasette başarının kriterlerini sorması ise, ‘Seçimlerin, Seçimi kim kazandı yanına bakarım. Seçimi kazandıysam problem yok. Kazanamadıysam zaten burada değilim. Benim mantığım bu. O, oy vermiş. Bu, oy vermemiş. Bu, karşımızda çalışmış. Siyasetçi, daha doğrusu bir belediye başkanı, meseleye böyle bakarsa ne kendi kalıcılığını sürdürülebilir hale getirir, ne de yeni açılımlar yapabilir, ya da herkesin belediye başkanı olma pozisyonunu taşıyabilir. Dolayısıyla Belediye Başkanı şunu yapmalı ki, ben bunu yaptım, seçimleri seçim zamanında bırakmalı. Hangi mahalleden ne kadar oy çıkmış, nereden ne gelmiş onlara hiç bakmam. Seçim zamandaki polemikleri, tartışmaları, sevimsizliklileri vesaire bunları seçimden sonraki atmosferde yumuşatmaya, ortadan kaldırmaya; bize oy ve gönül vermemiş insanların bir sonraki seçimlerde oylarını almak için gönüllerini almaya gayret ediyoruz. Onların beklentilerine de cevap vermeye çalışıyoruz. O sebepten dolayıdır ki, ben her seçimde, bir önceki seçime göre çok daha fazla oy oranıyla seçildim’ diye belirtti.
Tütüncü, ‘Girdiğim her seçimde kendimle yarıştım. Rakibimle atışmadım. Rakibimle ilgili herhangi bir şey söylemedim. Bir siyasetçi, daima kendiyle yarışmalı. Daima iyi şeyleri hayal etmeli. Halka da dönüp, bunları yapmak istiyorum, ekibim burada, imkanlarım bunlar, demeli. Eğer bunları yaparsak şehrimiz gelişir, güzelleşir. Ama bizde siyaset biraz daha farklı yaşanıyor. Tencere dibin kara, seninki benden kara. O ona bir şey diyor, öteki ona cevap yetiştiriyor. Girdiğim hiçbir seçimde rakiplerimle hiç uğraşmadım. Onlarla ilgili bir şeyler söylemedim. Onlar bize yeri geldi en ağır hakaretleri, iftiraları attılar. Siz içine düştüğünüz ortamda debelenip durun. Bizim daha büyük işlerimiz var, dedim. Yani bu şekilde hareket etmeli. Herkes kendi dünyasını, kendi vizyonunu, kendi ufkunu hemşerileriyle paylaşmalı. O ufkun ne kadar önemli bir ufuk olduğuna insanları inandırmalı’ şeklinde konuştu.