Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Ucuza et hayal oldu

Varsayılan Resim

ATB Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Sönmez, besicilerin ve kasapların girdi maaliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirterek, 'Etin ucuzlaması hayal oldu' dedi
ANTALYALILAR için et fiyatlarının ucuzlaması beklentisi hayal oldu. Girdi maliyetlerinin artması ile birlikte hem besiciler hem de kasap zor durumda. Fiyatlar artınca halk da canı istediğinde et alamaz hale geldi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Ata Sönmez, besicilerin ve kasaplarının sıkıntılarının arttığını, maliyetlerin çok yüksek olduğunu anlattı. Tarım ve hayvancılık noktasında ülkemizin bir envanteri olmadığını belirten Sönmez, et ithal edilirken izlenilen politikanın yanlış olduğunu söyledi.

DENGE YOK

Sönmez, besicilerin durumuna değinerek, ‘Geçen sene besiciler zarar etti. Etin kilosu bıçak fiyatlarıyla 20-30 lira civarıydı. O fiyatlar besiyi kurtarmıyor. Şu anda fiyatlar 36-37 bandına geldi. Köylüyü ancak kurtarıyor. 35 liraya kadar düşse zarar ettirmez. 35 liradan da çok bir şey kazanmıyor. Bu fiyatların 35-36 lira aşağısına düşeceğini sanmıyorum. 40 liraya ithal girişi de yok. Dengesiz bir durum var Türkiye’de. Üretici zarar ediyor. Fiyatlar 40 liranın üzerine çıkarsa o da yanlış. O da faiş fiyat olur. Diyelim ki üreticinin bir danası var. Getiriyor buraya 36 liraya kesiyor. Kaç kilo gelirse hesabını görüp veriyoruz parasını. Biz bunu kasaplara da dağıtıyoruz. Üretici zaten 35-36 liradan ancak kendin kurtarıyor şu anda’ şeklinde konuştu.

KASAP 5 LİRA KARI ZOR YAPIYOR

Kasaba verilen kemikli kargas etin kilosunun 36 lira olduğunu söyleyen Sönmez, ’36 liradan verdiğinizde kasap 55 liraya kıyma satıyor. Bunun yüzde 8’i vergi zaten. 55 liranın yüzde 8’i aşağı yukarı 4 buçuk lira yapar. Nereden baksanız yüzde 20 de kemik var. O da ortalama 7 buçuk lira yapar. 4 buçuk lira da vergi deseniz 12 liraya dayanır. Maaliyet size 48 lira olur. Daha bunun dükkan kirası, stopaj vergisi, işçi vergisi, maaşları var. Bir dükkanda 2 kişi çalıştırsanız en az maaliyeti 10 bin lira. Kasap da 5-6 lira kazanmasın mı?’ sorusunu sordu.

KISIR DÖNGÜ

Üreticide fiyatların yüksek olmadığını belirten Sönmez, ‘Üretici de bu fiyatların altında dana üretmez. Üretmeyince de sıkıntı olur. Hep aynı döngü. Üretici üretmiyor, zarar ediyor, ithal başvuruyoruz. İthale başvurdukça her ithal getirisi bizde daha fazla bağımlı olmamıza sebep oluyor. Burada üreticiyi cezalandırmış oluyoruz. Üretici 35-36 liradan malını kesmedikten sonra zarar eder. Kesserse o zaman malı yetiştirir. İnsan bir kere zarar ederse o ürünü neden yetiştirsin? Yetiştirmezse et açığı olur. Öyle olursa ithal ederiz. Hep aynı döngü. Bu geçen sene de böyleydi. Biz söyledik, ‘Üretici zarar ediyor. Yem maaliyeti 260 lira’ diye. Şimdi yeni yeni daha kendini korumaya başlıyor. Para kazanamıyorlar. Böyle bir durumdayız’ dedi.

HERKES DERTLİ

Tarımdaki plansızlığın hayvancılığı dolayısıyla besiciliği de etkilediğini anlatan Sönmez, ‘Bunların hepsi birbirine bağlı şeyler. Tarımda bakıyorsunuz bir plansızlık var. Mesela bizim en büyük giderimiz arpa, saman, buğday, mısır, silaj. Şimdi ben silajı geçen seneden bir önceki senede 25 kuruşa aldık. Geçen sene 50 kuruşa aldık. Geçen sene samanı 70 kuruşa aldık. Bu sene ne kadara alacağımız belli değil. 2 yıl önce 35 kuruşa saman alırken sonra 70 kuruşa saman almışız. Yüzde yüz artış olmuş. En büyük girdi hayvancılıkta yem maaliyetidir. Arpa da aynı şekilde artış göstermiş. Etin fiyattan nasıl zarar edeceği belli değil mi? Yüzde 97’si yem maaliyeti olmuş. İşçilik maaliyetleri fazla tutmaz. Ama yem maaliyetleri yükselince öyle kolay olmuyor. Yem üreticisine dönüyorsunuz ben ilacına yetemiyorum, mazotuna yetemiyorum, zarar ediyorum diyor. Hepsi birbirine bağlı ve kısır döngü içerisinde. O da arpasını 80 kuruşa sattığında zarar ediyor. Burada memnun olan yok. Bunun sonucunda iş ete geldiği zaman tüketici bu sefer neden et pahalı diyor’ diyerek tarlaya ekilenden sorunun başladığını belirtti.

‘HAYAL OLDU’

‘Yem girdileri ucuz olsa et niye pahalı olsun?’ diyen Sönmez, ‘Bizim neticede arpamızı buğdayımızı üreten köylümüzdür. Hayvanına da bakan yine köylü. Köylünün girdileri pahalı olursa neden üretim yapsın? Tüketici istiyor ki et ucuz olsun. Olsun tabii biz de istiyoruz. Geçen sene mesela fiyatlar artmadı. Bu sene ne oldu? Bir anda artış oldu. Daha da gidecek. Neden diye çok sormaya gerek yok. Girdiler pahalı. Bundan kimse bir şey kazanmıyor. Etin ucuzlaması bence hayal oldu’ dedi.

ÜRETİM KAYBOLUYOR

Pahalı yem girdileri olursa et üretiminde azalmaların olduğuna ve olacağına dikkat çeken Sönmez, ‘Çamurun içinde 10-12 ay hayvan besleyip bir de insan niye zarar etsin? Kim ister bunu. Hayvan beslemek öyle kolay bir iş de değil. Tüketici bazı şeyleri bilmiyor. O da haklı. Onun da cebini yakmış. Et alacak bütçesi yok. Süt ürünleri de alamıyor. Üretimin eksilmesi, maaliyetlerin yükselmesinden dolayı. Enflasyonu durduracağız diye baskı yapıyorlar ama neticede üretim kayboluyor. Girdi maaliyetleri düşmediği sürece üretimde de artış olmayacaktır. Rekabet piyasasında herkes para kazanacağ şekilde satış yapar. Ama girdiler yüksekse zarar ederek bir işi yapamazsınız. Mümkün değil’ ifadelerine yer verdi.

PLANLAMA YOK

Yetkililere destek ve teşvik noktasında beklentilerini dile getirdiklerini söyleyen Sönmez, ‘Yıllardır söylüyoruz. Türkiye’de başta tarım ve hayvancılık envanteri yok. Bir sene bakıyorsunuz nar üretimi artıyor. Sonra nar ağaçta kalıyor. Şimdi bu sene muza yönelim var. Muz da 3 gün sonra narın düştüğü duruma gelir. Türkiye’de planlama diye bir şey yok. Bir envanterimiz yok ki planlamamız olsun’ şeklinde konuştu.

‘İTHALE KARŞI DEĞİLİZ’

İthale karşı olmadıklarını söyleyen Sönmez, ‘Biz ithale karşı değilliz ama ithal nasıl yapılır bunu doğru yapmak lazım. Örnek verelim bizim yıllık saman tüketimimiz 100 ton farz edelim. Ama üretimimiz de 80 ton. O zaman 20 ton ithal edersin. İçeriği özendirirsiniz. Zaman içerisinde 20 ton ithal 10’a düşer. Böylelikle kendi üretiminize dönersiniz. Tutup 100 ton ihtiyaç 80 de üretim varken 50 ithal ederseniz fiyatlar geri düşer. Düşerse de sen kendi içerindeki üretimi bitirirsin. Bu hep böyle olur. Bir denge kurulması lazım. Eğer açık varsa açık kadar ithal edelim. Fazlasını ithal etmenin bir manası yok. Bunu getirip de üreticinin zarar etmesini sağlarsanız üretici üretimden vazgeçer. Sonra ihtiyaç yüzde 50-60’a çıkar’ diyerek maaliyetlere bakmadan bu şekilde hareket etmenin yanlış olduğunu söyledi.

ÜRETİMİ BIRAKAN ÇOK

Devletin tarım ve hayvancılıkla alakalı Bakanlığının ve kurumlarının olduğunu söyleyen Sönmez, ‘Siz bilmiyor musunuz bunlar ne yer ne içer? Hepsi belli bunların. Bunun raporlamasını yapıp düzenlenmesi yapılabilir. Ama yapmıyorlar’ dedi. Maaliyetleri karşılayamadığı için besiciliği bırakan ya da kasap dükkanını kapatan insanların olduğunu söyleyen Sönmez, ‘Geçen sene çok bırakan vardı. Bu sene yine var. Şimdiki fiyatların altına düşülmemesi lazım. Üstüne biraz çıkılabilir. Ama bu da 40 lirayı geçmemeli. Seneye yine girdi maaliyetleri yükselirse o zaman yine yükselecektir. Bunun başka şekli yok. Tüketiciye baktığınızda insanların hiçbir şey almaya gücü yetmiyor. Yetmeyince iş olmuyor. İnsanların cebinde para yok ki et yesin. Sadece o da değil, yoğurt, süt alacak para yok. İnsanlarımız da yetemiyor. Böyle olunca dolaylı yoldan esnaf da sıkıntı içine giriyor’ dedi. Alım gücünün yüksek olduğu sürece rekabet ortamının doğacağını aktaran Sönmez, ‘Doğru bir rekabet ortamı da yok. İnsanların bir şeyi almaya gücü de yok. Karışık bir durum içindeyiz’ ifadelerine yer verdi.

HALK ET ZARAR EDİYOR

Halka ucuz et satmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı halk et mağazaları hakkında yorum yapan Sönmez, ‘Ben 36 liraya eti kesiyorum, köylüye parasını veriyorum. Kasaba 36 liraya veriyorum. Kemikli dediğim para bu. Siz kıymayı kemikli çekseniz yine zarar edersiniz. O mağazalar nasıl 36 liraya halka kıyma satıyor? Zarar ediyorlar. Bunun başka bir açıklaması yok. Eti başka bir yerden alacak halleri yok. Ucuz et yok piyasa da. O da köylerden alıyor. Benden de 1 lira fazlaya alıyor hatta duyuyorum. 37 liraya dana kesiyorlar, 37 liraya kıyma satıyorlar. Yüzde 20 kemişi var, işçisi var, elektrik gideri var. Bir sürü şeyi var. Nasıl o eti o fiyata satıyorsunuz? Arada zarar olduğu aşikar’ yorumunu yaptı.

KASAPLAR DA ZARARDA

Halk et mağazasının bölgedeki kasaplara da zarar verdiğini söyleyeh Sönmez, ‘Oradaki esnaf kesinlikle zarar görüyor bu durumdan. Esnaf kıymayı 55 liraya satarken belediyenin kasabı 36 liraya satınca tabii ki onu tercih ediyor. Halk da zannediyor ki belediye 36 liraya kıyma sattığına göre kasaplar çok para kazanıyor. Ama böyle değil. Belediye zarar ediyor, halk de ucuz yediği ete bakıyor. Belediye devlet zarar edince kim çekiyor bu zararı? Halk tabii ki de. bu yanlış bir politika. Yazık bunun bir maaliyeti var. Aldığın eti zararına satınca nasıl ayakta duracaksın? Ama devlet zarar etse hiç önemli değil. Vergilerle hepimize paylaştırılıyor zarar. Hani yüzde 10 seviyelerinde satış yapsa anlarım. Kar hakkını kullanmadan sattı derim. Siz 55 liralık kıymayı 36 liraya satarsanız kime sorsanız zarar ediyor der. Bu kurumlar halktan aldığı vergilerle idare ediyor. Halkın vergisi ile bile bile zarar edilmeye hakları yok. Belediye kesinlikle zarar ediyor.
Özel/Dilan ERAY

Haber Muhabiri: Zeki USLU