Uzaktan eğitime ‘uzak’ kaldılar

Eğitim Sen'in hazırlamış olduğu Uzaktan Eğitim Raporu'na göre Türkiye'de 4 milyon çocuk eğitimden uzak kalırken; Antalya'da ise uzaktan eğitime katılım sayısının yüzde 20'lerin altında kaldığı belirtildi
EĞİTİM Sen’in hazırlamış olduğu ‘Eğitim Sen Uzaktan Eğitime Yakından Bakıyor’ başlıklı ‘Uzaktan Eğitim’ raporuna göre zorunlu eğitimdeki 18 milyon öğrenciden 4 milyona yakın çocuk ve gencin pandemi döneminde ne yüz yüze ne de uzaktan eğitim alabildiği açıklandı. Bu raporun Türkiye genelinde yapıldığını belirten Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez Antalya’da yüz yüze eğitimde 8’inci ve 12’nci sınıflarda ise yüzde 20-30 katılım sağlanabildiğini aktardı. Sönmez ayrıca Antalya’da uzaktan eğitim ve EBA üzerinden takip edilen derslere katılım oranının da yüzde 20’lerin altında kaldığını söyledi. ANTALYA’DA YÜZDE 30 Antalya’da yüz yüze eğitime katılım oranlarını açıklayan Sönmez, ‘Antalya’da yüz yüze eğitim zaten 8’inci 12’nci sınıflar, bir de ilkokul ve anasınıflarında yapılabildi. Özellikle 8’inci sınıf ve 12’nci sınıflarda yüz yüze eğitime; yüzde 20 ve yüzde 30 katılım sağlandı’ şeklinde konuştu. ÖĞRENCİLER İÇİN KAYIP YIL Uzaktan eğitime de katılımın çok düşük olduğunu bu yüzden öğrenciler için bu eğitim-öğretim yılının kayıp yıl olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Sönmez, ‘Uzaktan eğitimde ise online derslere katılım oranı çok düşüktü. Bu oran yüzde 20’nin altında gerçekleşti. Dolayısıyla uzaktan eğitimde ve EBA üzerinden takip edilen derslerde katılım oranı çok düşük oldu. Öğrencilerin sürekli katılım oranı yoktu. Bu nedenle de bu eğitim öğretim yılı öğrenciler için büyük bir kayıp yıl olarak değerlendirilebilir’ dedi. ÖĞRENCİLERE BÜYÜK EŞİTSİZLİK Sınava girecek öğrencilerin eşitsizlik yaşadığını söyleyen Sönmez, ‘Önümüzdeki yaz aylarında hem liselere giriş hem de üniversiteye giriş sınavları var. Bu sınavlara hazırlanma noktasında öğrenciler çok büyük eşitsizlikle karşı karşıya kaldılar. Ekonomik durumu iyi olan özel ders aldırabilen ve birebir ders veren kurslara öğrencisini gönderebilen aileler daha şanslı oldu. Ama ekonomik durumu kötü aileler, günübirlik çalışarak çocuklarını okutmaya çalışan aileler de vardı. Böyle bir durumda bu sınavlarda öğrencilerinin başarılı olması düşünülemez, beklenemez. Çünkü onlar ne özel ders alabildiler ne de kursa gidebildiler. Alt yapılarından kaynaklı olarak canlı derslere bile katılamadılar. Böyle olunca büyük bir eşitsizlik oldu. Bunu Milli Eğitim Bakanlığı’nın gözetlemesi gerekir. Bu tabloyu görüp, bu sistemi ona göre kurgulaması gerekirdi. Ama ne yazık ki normal bir eğitim öğretim seyri izlenmiş gibi sınavlar aynı şekilde yapılıyor. Bu da yoksul durumdaki ailelerin çocuklarını dezavantajlı duruma getiriyor’ diye konuştu. ÖĞRETMENLERDE AŞI ORANI Raporda iki doz aşı olan öğretmen sayısının yüzde 15 bilgisinin yer aldığını söyleyen Sönmez, ‘Türkiye yüzdesi her ilin yüzdesidir. İki doz aşı olabilen öğretmen oranı yüzde 20’yi geçmiyor. Dolayısıyla bu yaz aylarında aşıların tamamlanacağı söyleniyor. Biz bir yıl önceki eğitim öğretim yılı sonlanırken uyarmıştık. Gelecek yılın eğitim öğretimin nasıl olacağını planlanmasını istemiştik. Bunu yapmadılar, deneme yanılma yöntemiyle bugüne kadar geldiler. Aşı bulunduktan sonra da öncelik konusunda birçok sorun yaşandı. Dolayısıyla geldiğimiz noktada bu bir yılı kaybettik. Önümüzdeki yılı kaybetmemek için öncelikle hem öğretmenlerin hem de eğitim emekçilerinin ve öğrencilerin aşılanıp gelecek yılın eğitim öğretimine hazır hale getirilmesi gerekiyor. Bu olmadığı taktirde önümüzdeki dönemin başında da aynı sorunlarla karşılaşabileceğimizi söyleyebiliriz’ ifadelerini kullandı. ÖZEL/Korhan ÖZKAYA