Turizmci Recep Yavuz bugün Serbest Kürsü'de
Dikkatinizi çekmiştir, bu yaz Antalya’da neredeyse kimse ‘turist gelmiyor ‘diye şikayet etmiyor. Esnafın geçmiş yıllardaki ‘turist isyanı’ da bu sene yok gibi. Hatta tam aksine yerli halkın ‘ turistler her yerde, bize yer kalmıyor’ serzenişi aldı başını gidiyor. Pek haksız da sayılmazlar. 60 milletten 9 milyon turist geldi bu şehre. Geçmiş yıllara göre en önemli farkı, bu yaz Turistler her yerdeler. Sadece oteller değil, AVM’ler, halk plajları, restoranlar, şehir merkezi, tur otobüsleri, taksiler, eczaneler, semt pazarları, hastaneler, diş merkezleri, su parkları, nehirler, göller, kapalı yol, Kaleiçi, teleferikler, şehir içi otobüsleri, berberler, fast foodlar, hamamlar, Beach Park, her yer ama her yer tıka basa turistle dolu. Verimlilikleri konusunda ‘mutluyuz, değiliz’ bilemem ancak bu, turistlerin şehrin bütün damarlarına aktığı gerçeğinin üstünü örtmüyor. Turistler artık her yerde…
*****
Yıllardır turistin otelden çıkmadığından yakınır dururken, şimdi bütün şehir bu hareketlilikten payını almaya çalışıyor. Bugünlerde Antalya’da bulunduğunuz birçok ortamda turistlerin yerel haktan daha çok olduğunu sıklıkla gözlemleyebilirsiniz. Vakit bulursanız herhangi bir AVM de bir yarım gün geçirin derim. Ya da bir semt pazarına uğrayın. Kalabalıktan ve yoğun alışveriş kuyruklarından dolayı gezmekten vazgeçip, çıkabilirsiniz bile.
TL NİN CAZİBESİ ‘HER ŞEY DÂHİLİ’ YENDİ
Peki ‘ne oldu da birden turistler şehri bastı?’ dersiniz. Yıllardır yatan turist nasıl oldu da gezen turist oluverdi? Tespit edebildiğim kadarı ile bunun birkaç önemli nedeni var, önem sırasına göre sıralamaya çalışayım:
1- En önemlisi TL’nin cazibesi turistin aklını başından aldı. Kur avantajı fırsatını kaçırmak istemedikleri için otellerden çıktılar ve sıklıkla TL ile alışveriş yapabildikleri şehre geldiler. Gelmişken, hamama da gittiler, berbere de. Yıllardır ‘Her Şey Dahil’e yüklenen turistin otelden çıkmamama sorununu, ‘TL’nin cazibesi ile aştık’ diyebiliriz.
2- Turist portföyü değişti. Şehirde gördüğümüz turistlerin büyük bir çoğunluğu Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Rusya’dan. Batı Avrupalıların çoğu da orada yaşayan azınlıklardan oluşuyor. Bu insanlar gün boyu şezlonga uzanıp ay çiçeği gibi güneşe doğru dönen değil, gezen turistler.
3- Oteller tıka basa dolu. Böyle olunca herkesin mutlu olduğunu düşünmek zor. Sürekli yüzlerce kişinin arasında stresli bir koşuşturma içindesiniz. Turistin havuz kenarında şezlong kapmadan, restorana iyi bir yer bulmaya kadar bir çok ‘tatil dertleri’ var. Dakikalarca gözleme kuyruğunda bekleyen turistleri çok görmüşsünüzdür. Biraz daha kişiye özel, biraz daha ülkeye özeli yaşamak isteyenler, bu ortamdan uzaklaşarak şehre doğru uzadılar.
4- Sokakta gördüğümüz turistlerin hepsi bizim düşündüğümüz anlamda turist değiller. Üç farklı şekilde buradalar. Bir iki haftalığına gelen gerçek turistler, savaş nedeni ile birkaç aydır burada yaşayan geçici turistler ve artık Antalya’ya yerleşmiş ve şehri bizim kadar tanıyan Antalyalı yabancılar.
******
Eylül ayına girdik ve önümüzdeki 2,5 ay bu hareketlilik artarak devam edecek, zira artık ılıman hava da buna daha çok imkan tanıyacak ve Avrupalı turist de gezecek. Bence Antalya’nın doyasıya tadının çıkarılacağı en güzel ay Eylül.
Turizmci Recep Yavuz