Nöbetçi Eczaneler
Makine Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. İbrahim Atmaca Serbest Kürsü için yazdı
Lokal olarak belirli bölgelerde de olsa ısınma sezonun açılmasıyla daha da artan hava kirliliğinin, ülkemizin metropol şehirlerinden biri olan Antalya’mıza yakışmadığını açıkça ifade edebilirim. Tabii ki bunun belli başlı nedenleri mevcut. Bu kirliliğin sebebi 2 ana başlık altında toparlanabilir. Bunlardan ilki ulaşım kaynaklı yoğun trafik akımları iken diğeri ise ısınma amaçlı kullanılan yakıt emisyonlarıdır.
Yaşamakta olduğumuz Covid-19 pandemisi temiz havanın kıymetini ve soluduğumuz havanın temiz olmasını günümüz itibariyle şüphesiz ki daha da kıymetli hale getirdi. Özellikle kalabalık kapalı ortamlarda Covid-19′ a karşı en etkin önlemin ortama verilen taze hava miktarının arttırılması olduğunu, hatta mümkünse iklimlendirmede kullanılan havanın tamamının her defasında tamamen dışarıdan alındığı ve yüzde yüz taze hava olarak tanımlanan şekilde sistemlerin çalıştırılması gerektiğini sıklıkla vurguladık. Bu durumda dışarıdan alınacak havanın temiz olması da haliyle çok büyük önem arz ediyor. Kentimizde görüntü o ki yer yer olmakla birlikte özellikle akşam saatlerine doğru, dışarıda solunabilir ve yaşadığımız hacimlere alabileceğimiz temiz hava mevcut değil.
Toplu taşıma alternatifleri arttırılmalıdır…
Hava kirliliğinin önlenmesi noktasında yıllardır önerimiz, bireysel araç kullanımından ziyade toplu taşıma araçlarının kullanımının özendirilmesi yönünde oldu. Ancak geldiğimiz noktada Covid-19 pandemisi maalesef kalabalık toplu ulaşım araçlarından ziyade bireysel araç kullanım sıklığını yoğunlaştırdı. Birçok noktaya ulaşım için tek alternatifin şehir içi otobüsler olması, özellikle trafik yoğun saatlerde oluşan yoğun hava kirliliğin sebeplerinden biri olmakta. Bu durum karşısında yapılabilecek olan ise toplu taşıma alternatiflerinin arttırılması, özellikle de raylı sistem ulaşımının yaygınlaştırılması olmalıdır. Tabii ki bu da hat yoğunluğunun arttırılması, daha fazla bölgeye bu sistemlerin yapılandırılmasıyla mümkün olacaktır. Günden güne büyüyen kentimizde gerekli yatırımların hızlandırılması hususunda görev de, Büyükşehir Belediyemize düşmektedir.
Doğal gaz kullanımına yönelelim…
Isınma sezonunun açılmasıyla hava kirliliğinin daha vahim hale geldiği de çok açık. Kalorifer kazanları ve sobalarda naylon, poşet, lastik ve plastik gibi malzemelerin yakılması haliyle kirliliği daha da arttırıyor. Antalya’da ısınma için çoğunlukla klima veya doğalgaz ve kömürle çalışan bireysel veya merkezi sistemlerin kullanıldığını görüyoruz. Kent merkezinde bazı bölgelerde kömür kullanımı hala yaygın. Tarımsal üretimin yapıldığı seralarda da kömürün kullanımı hala devam ediyor. Özellikle yardıma muhtaç ailelere dağıtılan kömürün kalitesi üzerine süregelen tartışmalara sıklıkla rastlıyoruz. Bu konuda TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu da, yakın zamanda bir açıklama yaparak dağıtılan kömürlerin Mahalli Çevre Kurulu tarafından belirlenen standartlara uyması gerektiğini belirtti. Görülen o ki ısınmada kömürden kaçınılmayacaksa en azından Mahalli Çevre Kurulunun belirlediği standartlarda kömürün kullanılması sorunun çözülmesinde bir aşama olacaktır. Ancak esas çözümün doğalgaz kullanımını yaygınlaştırmak olacağı açıktır. Doğalgazın hem ekonomik hem de temiz bir enerji kaynağı olduğu unutulmamalı, kentimiz, geleceğimiz ve sağlığımız için ısınmada tercih edeceğimiz yakıt olmalıdır.
Pandeminin tam ortasında bir yaşam sürerken temiz havanın önemini daha da anlamaya başladık. Antalya nüfus yoğunluğu ve ekonomiye katkısı yanında turizm merkezi olarak da ülkemizin en önemli lokasyonlarından biri durumunda. İfade edilen bu nitelikleri kentimizin temiz havayı fazlası ile hak ettiğinin bir göstergesi. Çözüm ise oldukça açık. Isınmada doğal gaza yönlenmemiz, şehir içi ulaşımda da toplu taşıma alternatiflerini arttırmamız ve hat yapılandırmalarını hızlandırmamız gerekiyor…
Antalya Makine Mühendisleri Odası Başkanı
Prof. Dr. İbrahim Atmaca