ANTALYA'nın dünyaca ünlü Perge Antik Kenti'nde lahit içinde hiç bozulmamış halde bulunan 'Medusa' ve 'Okeanus' mozaikleri, jandarma, özel güvenlik ve özel kamera sistemleriyle korunuyor. İki eşsiz eser sadece özel izin ve uzmanlar eşliğinde ziyaret edilebiliyor ve her seferinde kapıları mühürleniyor.
Antalya’nın 18 kilometre doğusunda, Aksu ilçe sınırlarında, bir zamanlar Pamfilya bölgesine başkentlik yapan Perge, dünyanın en görkemli ve büyük kısmı ayakta kalabilen antik kentlerden biri olarak gösteriliyor.
Tiyatro, stadyum, agora, sütunlu cadde, Helenistik kapı, Güney hamamı, Batı ve Doğu nekropolleriyle büyük kısmı hala ayakta olan Perge Antik Kenti, yaklaşık 2 bin dönümlük alanı kaplıyor. Helenistik dönem boyunca eski dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasında sayılan Perge, aynı zamanda Yunan matematikçi Apollonius’un da memleketi. Hitit İmparatorluğu, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan Perge Antik Kenti, Antalya Müzesi’nde sergilenen birçok eşsiz eserin çıkarıldığı antik kent olarak biliniyor. Kent, UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de eklendi.
MEDUSA VE OKEANUS YAN YANA
Aynı zamanda ‘Yorgun Herakles’ heykeli, ‘Herakles Lahdi’ gibi çok önemli eserleri önceki yıllarda yurt dışına kaçırılan Perge Antik Kenti, çok bilinmeyen iki eşsiz esere daha ev sahipliği yapıyor. Perge Antik Kenti’nin ‘Zenginler mezarlığı’ olarak bilinen, onlarca lahdin çıkarıldığı Batı Nekropol alanında, 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığındaki kazıda, çok sayıda anıt mezarın bulunduğu alan keşfedildi. Bu anıt mezarların yan yana olan ikisinde, kendisine bakanları taşa çevirdiğine inanılan ‘Medusa’ ile denizler tanrıçası ‘Okeanus’a ait iki mozaik bulundu.
SADECE ÖZEL İZİNLE ZİYARETE AÇIK
Rengi, dokusu ve bozulmayan yapılarıyla Türkiye’de ilk olduğu değerlendirilen iki mozaik, bulundukları mezar odalarına yapılan demir kapılarla koruma altına alındı. Aynı zamanda Müze Müdürlüğü’nce bu alana, alarm sistemi de bulunan güvenlik kameraları yerleştirildi. Etrafı tel örgülerle kapatılan ve içeriye kazı ekibi ve Müze Müdürlüğü ekipleri dışında kimsenin alınmadığı alan, çok sayıda soygun girişimi nedeniyle sıkı korunuyor. Medusa ve Okeanus mozaikleri, özel korumalı alanda oldukları için sadece Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü veya Müze Müdürlüğü’nden alınacak özel izinle ziyaret edilebiliyor.
HER ZİYARET SONRASI MÜHÜRLENİYOR
Antalya’da 2018’in ‘Perge Yılı’ ilan edilmesiyle, Perge Antik Kenti’ni 4 milyon turistin ziyaret etmesi hedefleniyor. Perge’nin simgeleri olarak gösterilen Medusa ve Okeanus da ilk defa bu yıl 2018’in ‘Perge Yılı’ ilan edilmesi nedeniyle ilk etapta sadece özel izinle ziyarete açıldı. Yerli veya yabancı turistler izin aldıktan sonra Müze Müdürlüğü’nden bir uzman ve görevliler eşliğinde bu özel alana girebilecek. Demir kapılarla korunan yan yana iki mezar odası, ziyaret edildikten sonra yine mühürlenecek.
SOYGUN GİRİŞİMLERİNE KARŞI HASSAS GÜVENLİK
Perge’nin Batı Nekropol alanındaki bu iki eşsiz eserle ilgili bilgi veren Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Cemil Karabayram, 2003 yılında Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığında yapılan kazılarda çıkartılan bu iki eserin, o tarihten beri çok güvenlikli ve titiz bir şekilde korunduğunu söyledi. Çünkü defalarca soyulmak istendiğini belirten Karabayram, ‘Bu iki eser günümüze kadar çok korunmuş bir şekilde gelmiş. Ancak mezarlar çok eski dönemlerde tacirler ve soyguncular tarafından soyulmuş. Günümüze de bu halleriyle gelmiş. Müze Müdürlüğü ekipleri de burada çok ciddi denetim yapıyor. Güvenlik güçleri sürekli devriye geziyor. Ayrıca özel bir kamera sistemi de kuruldu’ dedi.
MOZAİKLER BÜTÜNÜYLE KORUNMUŞ
Bu iki eserin çok önemli olduğunu, 2018’in ‘Perge Yılı’ ilan edilmesiyle antik kentin simgeleri olabileceğini anlatan Karabayram, antik mezar odalarının yapı ve mimari konsept olarak bakıldığında günümüze kadar yüzde 90 korunmuş olarak geldiğini, mozaiklerin bulunduğu odalarda üzerlerinde çeşitli tasvirlerin bulunduğu lahitlerin de yer aldığını kaydetti. Nekropol alanındaki kazı çalışmalarının devam ettiğini de belirten Karabayram, iki mozaiğin ise kazıdan çıkmış haliyle tümüyle korunduğunu aktardı.
KAZILAR BİTİNCE TAMAMEN ZİYARETE AÇILACAK
Mezar odalarındaki mozaiklerden, Medusa’nın mezara girecek kişilere karşı korkutma amacıyla yapıldığı, Okeanus’un ise denizler tanrıçası olduğunu anlatan Karabayram, bu iki eserin turizme açılması için de çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi. Şu an için mozaiklerin bulunduğu anıt mezarların sadece özel izin alınarak ve uzmanlar eşliğinde turist veya tur ziyaretlerine açılabildiğini belirten Cemil Karabayram, kazı çalışmaları tamamlandıktan ve gerekli önlemler alındıktan sonra alanın tamamıyla ziyarete açılacağını ifade etti. Karabayram, iki mezar odasının kapısının da mühürle kilitlendiğini ve her ziyaret öncesi bu mühürlerin Müze Müdürlüğü uzmanı tarafından açılıp, ziyaret bittikten sonra yine bu uzman eşliğinde mühürlendiğini anlattı.
MEDUSA
Medusa, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar. Medusa’nın lanetlendikten sonra yılanlardan ok yaptığına, bakışları taşa çevirirken oklarının da hedefi yok ettiğine inanılırdı. Efsaneye göre Medusa yayı sağ eliyle tutarsa lanet getirir, sol eliyle tutarsa bakışları ile taşa çevirirdi.
OKEANOS
Okeanos, Yunan mitolojisinde, Uranus ile Gaia’nın ilk çocuğu ve ilk Titan. Tüm okyanusların kişileşmiş hali olan Okeanos, genelde kaslı bir adamın uzun sakallı ve boynuzlu yüzüyle simgelenirdi. Okeanos’un alt kısmı bir yılanı andırıyordu. Bugün kullanılan ‘Okyanus’ kelimesi buradan gelmektedir.
YORUMLAR