Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
Uygulamamızı İndir

Atalarından kalma bir gelenek: 'Gardıç' bıçağı üretimi

Varsayılan Resim

Kumluca ilçesinde atalarının yapıp geliştirdiği ve adına 'Gardıç' dedikleri bıçak türünü yaşatmak için çalışan ustaların sayısı 2'ye düştü. Emekli olduktan sonra baba mesleği olan bıçakçılığa dönen Feyzullah Bölük (69), Gardıç bıçağının ünlü olduğunu ve bu bıçak için özel siparişler aldıklarını anlattı
KUMLUCA’YA bağlı Kuzca Mahallesi’ne özgü bir değer olan ‘Kuzca’ veya ‘Gardıç’ adlarıyla bilinen bıçak yapımını sürdüren 2 usta kaldı. Özellikle kurban kesiminde kullanılan ve eskiden demirden dövülerek özel olarak yapılan bu bıçağı şimdilerde paslanmaz çelikten sipariş üzerine yapan ustalar, ıslak olmayan kuru bir beze sarılıp, sadece tek kişinin kullanması halinde bu bıçağın 30- 40 yıl ömrü olduğunu söyledi.

‘BABAMIN BAYRAĞINI DEVAM ETTİRMEK İSTİYORUM’

Kamudan emekli olduktan sonra memleketine dönüp baba mesleğini sürdürmeye karar verdiğini söyleyen Feyzullah Bölük, işleri yolunda gitmeyen yeni nesle ‘köyünüze dönün artık bu işten para kazanılıyor’ çağrısı yaptı. Feyzullah Bölük, ‘Ben bıçakçı İsmail ustanın oğluyum. Bu meslek babadan kalma. Yıllar önce burası kaşık bıçak yapımı üzerine ‘Gardıç’ olarak anılıyordu. Son dönemlerde 40 veya 50 usta vardı. En son usta babam kaldı. Babam 1932 doğumlu, 88 yaşında. Dedelerimiz 300 kişiydi. Babalarımız 40 kişi biz de 2 kişi kaldık. Kamudan emekli oldum. 3- 5 yıl istirahat ettikten sonra baba mesleği aklıma geldi. Babamın bayrağını devam ettirmek istiyorum. Benden başka bir abimiz daha var. O da rahatsız olduğu için fazla bıçak yapamıyor. Biz de elimizden geldiği kadar köyümüzün geleneği bıçak yapımı olarak mesleği devam ettirmek istiyoruz. Vatandaşlarımızın isteği üzerine her türlü bıçakları yapıyoruz. Bıçaktan başka satır yapıyorum. Hobi olarak başlattık. Biraz daha ilerlettik. El mesleği olarak devam ettiriyoruz’ dedi.

‘TEKNOLOJİDEN FAYDALANIYORUZ’

Artık bıçak yapımının teknolojinin de kullanılmasıyla eskisi kadar zor olmadığını belirten Feyzullah Bölük, ‘Teknolojiden faydalanıyoruz. Eskiden atalarımızın bir mengenesi, bir örsü, iki iyesi vardı. Ama şimdi öyle değil, teknolojiden faydalanıyoruz. Bazı makinelerden işlemeyi kullanıyoruz. Parlatma, sap toparlama gibi şeyler yapıyoruz’ diye konuştu.

‘GEÇİNMEKTEN DAHA FAZLASINI KAZANDIRIYOR’

Yeni nesle köylerine dönmelerini öneren Feyzullah Bölük, şöyle dedi.

‘Bu meslek kaybolmakta. Biz de bu işi bırakırsak köyümüzü tanıtan bıçak mesleği ölecek. İşi yolunda olmayan gençlere köye dönüp yanımda çalışıp bu mesleği öğrenmelerini tavsiye ederim. İyi bir meslek. Atalarımızdan kalma bir meslek. Atalarımız bu meslekle bizi besleyip büyütmüş. Biz de geriye kalan nesle bir şeyler öğretebilirsek ne mutlu. Bir aileyi geçindirecek kadar hatta daha fazlasını kazandırıyor. Yeter ki mesleğini sev, yap, azmet. Bu çok önemli.’

‘HATIRA OLARAK ALANLAR VAR’

‘Gardıç bıçağı’ diye bilenlerin kendilerinden bıçak aldığını da anlatan Feyzullah Bölük, ‘Alanya’dan, İstanbul’dan gelenler oldu. Bizim bıçağımız para ölçüsüne, maddiyata dayanmıyor. Biraz köyümüzü tanıtmak ve hediye amaçlı, Kuzca hatırası olarak alıyorlar. İlk defa ‘Kuzca hatırası’ yazısını bıçağın üstüne ben bastım. Benden önceki nesillerde yoktu. Adımız daha da ileriye gitsin diye kendi köyüm Kuzca’nın adını kullandım. Artık paslanmaz çelikten yapıyoruz. Ben de paslanmaz çeliği aradım buldum. Şu anda paslanmaz çelikten yapıyorum. Eskiden atalarımız yuvarlak demirden dövüp karşısında çırakla çalışıyordu. Ama şimdi çırağa pek gerek yok. Meslek öğrenmesi için çırağa ihtiyaç var. Teknolojiden yararlandığımız için işlerimiz daha kolay oluyor’ dedi.

’30- 40 YIL KULLANANLAR VAR’

Bıçak ustası Ahmet Görgülü (74), ‘Bıçaklarımızın ağzını bezle zarar görmesin diye sararız. Çok keskindir. Bir yere dokunur dokunmaz keser. Zarar verir diye bezle sararız. Bu bıçaklar yöreye özeldir. Eski adı Gardıç’tır. Ama şimdi ‘Kuzca bıçağı’ olarak da geçer. Neşter yerine kafanın tüyünü kazır bu bıçaklar. Kurban bıçağı olarak yapılır. Çakı bıçakları da var. Uzak yerlerden almaya gelenler oluyor. Koç ve keçiboynuzundan sap yapılıyor. Boynuzdan yapılan saplar körükte ısıtılıp işlenerek yapılıyor. Son haline gelinceye kadar birkaç defa elden geçer. 30- 40 yıl kullananlar var bu bıçağı. Yaş beze sarmayacaksın. Paslanmaz çelik değildir. Et kesmekte kullanırsan en az 30 yıl kullanırsın’ diye konuştu.

‘ÇOK SEVİLEN, TUTULAN BİR BIÇAKTIR’

Eski bıçak ustalarından Sabri Şen (75), şunları söyledi:

‘Bu mesleğin ölmemesini isterim. Gardıç bıçağının hakikisinin yapılmasını isterim. Dövme çelikten yapılmasını isterim. Biz meşhur Gardıç bıçağını dövme çelikten yaptık. Bizim zamanımızda, babalarımız, dedelerimiz zamanında mecbur bu işi yapıyorduk. Bir ekmek bırakmadığı için bıraktık. Ama şimdi yapılsa kazanılacak. Günde 3 tane bıçak yapsan 50 liradan satsan 150 lira yapar rahat geçinirsin. Gardıç bıçağı bu köye has ‘Gardıç bıçağı’ diye isimlendirilmiş. Çok sevilen, tutulan bir bıçaktır. Nasıl Sürmene’nin adı varsa bizim Gardıç bıçağının da ünü vardı’

‘ESKİ BIÇAĞI YAPMAK PAHALI MALİYETLİ OLUR’

Bir gözünü bıçak yapımında kaybeden Sabri Şen, artık bıçak yapmadığını, kendi yaptığı kemaneyi çalarak zaman geçirdiğini söylerken, eskiden bıçak üretmenin zahmetli olduğunu ancak o bıçakların daha kaliteli olduğunu anlattı. Sabri Şen, ‘Karabük’ten özel dört köşe bir çelik gelirdi. Dört köşe çeliği biz demirle kaynatırdık. İki parmak şeklinde körüğe sokardık. Isıtırken kaynardı. Birbirine birleştirirdik. Isınmış halde döverdik. Döverken, sırtı demir, ağzı çelik. Bu yüzden Gardıç bıçağının adını andıran bu yönetme yapılmasıydı. Şimdi artık normal demirden bir bıçak yapıyoruz. Suyunu veriyoruz bu kadar. Eski kalite yok. Eski bıçağı yapmak pahalı maliyetli olur. Zaten yapan da olmaz. İki demirle bir çeliği ateşe sokarsın. Arkada bir kişi körüğü çeken olur. Tam birbirine kaynayacak şekle geldiği zaman ateşten kıvılcım çıkmaya başlar. Ondan sonra örsün üzerinde döverken hamur gibi birbirine karıştırırsın’ dedi.

Haber Muhabiri: Mehmet USLU