Fenerbahçe'nin ve Türk futbolunun efsane kalecilerinden 'Kova' lakaplı Yaşar Duran, kalecilere futbol hayatları sonrası yatırım konusunda ev almalarını tavsiye etti. Yedekliğini yaptığı Fenerbahçe'nin efsane kalecilerinden Toni Schumacher ile ilgili de anısını paylaşan Duran, 'Schumacher bizimle hiç antrenmana çıkmadı, hiç yemeğe inmedi. Bunlar perde arkası konuşmalar. Biz atlıyoruz sağa sola, 'jawohl Yaşar, bravo Yaşar' diyordu ama maçı o oynuyordu' dedi
MEKSİKA’DA düzenlenen 1986 Dünya Kupası öncesinde elemelerde İstanbul’da 8-0’lık İngiltere maçında yediği goller sonrası ‘Kova’ lakabıyla anılmaya başlayan Fenerbahçe’nin ve A Milli Takım’ın unutulmaz kalecilerinden 65 yaşındaki Yaşar Duran, İhlas Haber Ajansı özel açıklamalarda bulundu. Futbolculara yatırım konusunda tavsiyelerde bulunan Duran, Fenerbahçe’nin efsane kalecilerinden Toni Schumacher ilgili bilinmeyen bir anısını paylaştı.
27 milyon liralık bonservis bedeliyle rekor ücretle Fenerbahçe’ye transfer olduğunu ancak ev dışında bir yatırımının olmadığını belirten Duran, ‘Hiçbir yatırımım olmadı. Bir danışmanımız ya da büyüğümüz olmadı yönlendirecek. Ben küçükken babamı kaybettim, ağabeyim Almanya’ya gitti. Sadece annemize bir ev alma derdimiz vardı. Ben Türkiye rekoru kırarak Fenerbahçe’ye transfer oldum. 27 milyon bonservis ücreti Gaziantepspor aldı. Ben de 5.5 milyon bir para aldım. Bir ev, bir de araba aldım para bitti. O zaman ki transfer rekortmeniydim. Bize de imrenenler vardı ama şimdiye nazaran yok denecek kadar az bir rakamdı’ ifadelerini kullandı.
‘Kuşlar bile gagalarıyla yuva yapıyorlar’
Kaleci ve futbolculara yatırım tavsiyelerinde bulunan Duran, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Dünyaya bir defa geliyorlar, bu şansı ve yeteneği Allah herkese vermiyor. Bunu iyi değerlendirsinler. Ekonomi anlamında para yaşlanınca lazım oluyor insanlara. Kuşlar bile gagalarıyla yuva yapıyorlar. Bu devirdeki top oynayan futbolcular 1-2 yazlık ev almayı çok rahatlıkla yapabilirler. Bizim ticari yönümüz hiç olmadı. Ben ticarete atıldığımda bir sürü paralar kaybettim. Ticari yönüm yoktu ama şimdikiler çok zeki ve kulüp yöneticileri olsun, ailesi olsun kendilerine bu anlamda çok destek gösteriyorlar.’
Şu anki kalecilerin aldığı ücret ile kendi dönemine ait kalecilerin aldığı ücret arasında belirgin bir fark olduğunu aktaran Yaşar Duran, ‘Çok fark var. O zaman bonservis ücretleri vardı. Şimdiki gibi değil. Şu an mukavelesi biten ya da bitmeden 2-3 senelik tekrar mukavele yapabiliyorlar. Rakamlar Euro veya Dolar bazında. Türkiye’de oynayan bütün Süper Lig kalecileri hatta daha önce oynayanlar 2-3 milyon Euro’ya imza atıyorlardı. Şimdikiler en az 10 milyon TL’den aşağı imza atmıyorlar. Ki bunlar çok genç kaleciler. Önleri açık, uzun bir süre de futbol hayatları var’ cümlelerine yer verdi.
‘Altay’ın forvet oynaması lazım’
Kaleciliğin zor bir meslek ve mevki olduğuna işaret eden Duran, Fenerbahçe’nin kalesini koruyan Altay Bayındır’a ise bir öğütte bulundu. Eski file bekçisi, ‘Şu anda kaleciler hem iyi hem genç. Onlara inanmak ve güvenmek lazım. Yurt dışına da kapıları açıldı. Biz o zaman Edirne’ye bile gidemiyorduk. Altay, Uğurcan, Gökhan, Mert ve Doğan gibi kaleciler Türkiye’nin önemli kalecileri. Altay’ın fiziği kaleci bir defa. Fakat ayakların zayıfsa ona çalışacaksın. Antrenmanlarda forvet oynayacaksın. Diğer Avrupalı kalecilere özeniyorlar. Şart değil ayağınla topu oyna sokmak, elinle de oyna sokabilirsin. Bu saydığım kalecilerin kendi takımlarında en az 15 kaleci ihtiyacı oluşturmazlar’ diye konuştu.
‘Jawohl Yaşar’ diyordu, maçı o oynuyordu’
Son olarak Fenerbahçe’nin efsane kalecilerinden Toni Schumacher’le ilgili bir anısını paylaşan Yaşar Duran, ‘Sarıyer’den Fenerbahçe’ye transfer olduğumda, Allah rahmet eylesin başkanımız Metin Aşık istemişti beni. Ben ücret istemeden seve seve Fenerbahçe’ye transfer oldum ve Schumacher’in yedeği olmayı kabul ettim. Çünkü ben Fenerbahçe’de 6 sene top oynamışım. Fakat Schumacher bizimle hiç antrenmana çıkmadı. Bunlar perde arkası konuşmalar. Hiç yemeğe inmedi. Schumacher’in yedekliğini yaptığım için gurur duyuyorum diyordum ama o oynuyordu. Bizle hiç idmana çıkmıyordu. Biz atlıyoruz sağa sola, ‘Jawohl Yaşar, bravo Yaşar’ diyordu ama maçı o oynuyordu. Antrenmanda bin de bir görüyorduk.