Kamu emekçileri geçmiş dönemlerde toplu sözleşmelerden kayıplarla çıkmış, aldıkları ücretler daima enflasyon altında kalarak kamu emekçileri yoksulluğa mahkum edilmiştir. Kamu emekçilerinin bu seferki yenilgisi maddi kayıpların yanında örgütlenme özgürlüğünü engelleyen, sendikal tekelleşmenin önünü açan düzenlemeler de içermektedir
Kamu emekçilerinin ekonomik, özlük, sosyal ve demokratik hakları ile ilgili ciddi sorunlar ve sıkıntılar yaşanmasına rağmen, yapılan görüşmelerin ağırlıklı olarak yüzdelik zam pazarlığına indirgenmesi, toplu sözleşme hakkının önemi ve kapsamının yeterince kavranılmadığını bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Geçmiş toplu sözleşmelerden kaynaklanan kayıpların karşılanmadığı, seyyanen zammın olmadığı, kaşıkla verilen artışların kepçeyle vergi dilimi nedeniyle geri alındığı, ikramiyenin olmadığı, yalnızca başarısız toplu sözleşme imzalayanların üye kaybetmemesi için örgütlenme özgürlüğüne set çeken yüzde 1 barajının konulduğu toplu sözleşme metni bunun en somut kanıtıdır.
Türkiye’de memur sendikaları ‘4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasasına’ göre kurulmaktadır. Yasaya göre kurulan hiçbir sendikayı merdiven altı veya gayri meşru sendikal anlayış olarak göstermek mevcut yasaya aykırıdır.
Yüzde 1 barajı nedeniyle toplu sözleşme ikramiyesinden yararlanamayacak kamu emekçilerinin sayısı 2 milyona yaklaşmaktadır.
Kamu Konfederasyonları Platformu olarak; menfaatçi anlayışa karşı mücadele yürütmekte kararlıyız.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı
Mehmet Balık