Prematüre bebeklerin birçoğunu tehdit eden besin alerjisini önlemenin yolu normal doğum, emzirmek ve anne sütünün kalitesini arttırmaktan geçiyor
TÜRKİYE’de her yıl yaklaşık 150 bin prematüre bebek dünyaya geliyor. Dünya genelinde olduğu gibi görülme sıklığı ülkemizde de giderek artan prematüre doğumlar pek çok sağlık problemlerini beraberinde getirebiliyor. Bu sorunlardan biri de, günümüzde her 100 çocuktan 30’unu tehdit eden besin alerjisi!
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülsen Meral basit ama etkili yöntemlerle çocuğu besin alerjisinden korumanın mümkün olduğuna dikkat çekerek, ‘Besin alerjisini önlemek için en etkili önlemler ise normal doğum yapmak, emzirmek ve anne sütünün kalitesini artırmak.’ dedi.
NORMAL DOĞUM YAPIN
Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde besin alerjisi daha az görülüyor. Bunun nedeni ise bebeklerin doğum yolundan geçerken ihtiyaçları olan tüm faydalı mikropları vücutlarına alabilmeleri. Sezaryen doğumda ise bebeklerin bağırsak floralarında vücuda faydalı mikroplar yerine hastanenin mikropları oluyor. Meral, anne sütünün faydalarının da bebeği besin alerjisinden koruduğunu söylerken, ‘Mucizevi bir besin olan anne sütünün faydalarından biri de, bebeği besin alerjisinden korumak. Dünya Sağlık Örgütü; bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu süreçten sonra da, ek besin takviyesi alan bebeklerin 2 yaşına kadar emzirilmeye devam edilmesini öneriyor’ dedi.
Dr. Gülsen Meral, besin alerjisinden korunmak için hamilelik döneminde beslenmeye dikkat etmenin de çok önemli olduğunu vurgulayarak, ‘Anne hamilelikte alerji yapabilecek katkı maddeli besinlerden kaçınmalı. Bu besinlerin dışında, etten süte kadar her türlü besini tüketebilir. Besin alerjisinin günümüzde artmasının bir başka önemli sebebi isebebeklerde doğum itibariyle bağırsaklarda alerjiyi önleyen yararlı mikrobiatanın az olması. Bunun sebebi de annenin beslenmesine bağlı olarak anne sütünün içindeki mikrobiatanın yeterli olmaması. Bu nedenle annelerin emzirme döneminde anne sütünü ve kalitesini artıracak beslenme alışkanlığı edinmeleri de büyük önem taşıyor’ dedi.
EK BESİNLERE ERKEN BAŞLAMAYIN
Ek besinlere erken başlanması da bebeğin uzun yıllar sorun yaşayabileceği besin alerjisine neden olabiliyor. Bu yüzden bebeği ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemek çok önemli. Meral ‘Ayrıca anne sütüne en yakın gıdayla başlamak da alerjik reaksiyona karşı dikkat edilmesi gereken bir başka önemli noktayı oluşturuyor’ diyerek sözlerine şöyle devam etti: ‘Örneğin meyve sularının içinde bulunan sorbitol alerjik reaksiyon yapabiliyor. Bunun yerine sebze çorbası ve pirinç unu maması gibi anne sütüne en yakın besinlerden başlanması gerekiyor. Ayrıca bebeğin enzimleri henüz oluşmadığı için sofrada yemek suyuna ekmek bandırıp tattırmaktan kaçınmakta çok önemli. Yapılan çok sayıda araştırmaya göre: çocuklarda D vitamini eksikliği besin alerjisi görülme riskini artırıyor. Bu nedenle çocuklarda mutlaka D vitamini kontrolü yapılmalı. Eksiklik varsa tamamlanmalı ve çocuk gün içinde dışarıya çıkarılmalı.’
MEYVE SEBZE ÖNEMLİ, ANCAK
Meral toplumdaki yaygın inanışın aksine çocukların karbonhidrat ağırlıklı beslenmeleri gerektiğini vurgulayarak, ‘Meyve ve sebzeler çok önemli, ancak çocukların beslenmelerinde yiyeceklerin dağılımı yüzde 50 karbonhidrat, yüzde 30 yağ ve yüzde 20 protein olmalı. Bu besinlerde dikkat edilmesi gereken şey, karbonhidratın, yağların ve proteinin kaliteli olmaları. Örneğin protein küçükbaş hayvanlardan oluşmalı, yağlardan zeytinyağı ve tereyağı tercih edilmeli’ dedi.
Alerjisi olan veya öksüren çocuğa ballı inek sütü verilmemesi gerektiğinin de altını çizen Meral şu bilgileri verdi: ‘Öksüren çocuğa ballı inek sütü verilmez, çünkü öksürükte artışa sebep olabiliyor. Hastalık döneminde vücudu güçlendirmek için proteinden zengin, karbonhidrattan düşük bir beslenme programı oluşturulmalı. Mikroplar büyümeleri ve çoğalmaları için şekere ihtiyaç duyuyorlar. Bu nedenle hastalık sürecinde şeker tüketiminden de kaçınılmalı’