Sedef hastalarının, özellikle de fototerapi almış hastaların yaz boyu, en çok da öğle saatlerinde, güneşten korunması gerekiyor
DÜNYADA görülme oranı yüzde 2 olan sedef (psoriasis) hastalığı, beyaz renkli pullanma ve kızarıklarla kendini gösteren ve özellikle yaz aylarında güneşten korunmanın çok önemli olduğu bir inflamatuvarderi hastalığı. Prof. Dr. Nahide Onsun, bu hastalıkla daha kolay yaşayabilmek için yapılması ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında yorumlarını paylaştı.
Sedef (psoriasis) hastalığı, yatkınlığı olan kişilerde çevresel etkenlerin de etkisiyle gelişen birinflamatuvarderi hastalığı. Beyaz renkli pullanma ve kızarıklıklarla kendini gösteren, bağışıklık sistemiaracılığıyla oluşan sedef hastalığı, iyileşmeler ve alevlenmelerle seyreden kronik bir hastalık. Özellikle fototerapi gören sedef hastalarının yaz aylarında kendilerini güneşten mutlaka korumaları gerekiyor.
GENETİK YATKINLIK ÖNEMLİ
Sedef (psoriasis) hastalığının sebebi tam olarak bilinmiyor, ancak en önemli risk faktörlerinden biri genetik yatkınlık. Prof. Dr. Nahide Onsun, sedef hastalığı ve görülme sıklığıyla ilgili bilgiler paylaştı: ‘Hastaların en az yüzde 30’unun 1. derece yakınlarında psoriasis vardır. Yatkınlığı olan kişilerde yaşamının herhangi bir döneminde araya giren enfeksiyonlar, fiziksel veya psikolojik travmalar gibi nedenlerin uyarması ile ortaya çıkabilir. Dünya nüfusunda görülme oranı ise yüzde 2 olarak kabul edilmektedir.’
Prof. Dr. Nahide Onsun, sedef hastalığının büyük oranla deride görülmesine rağmen bazı dışardan görünmeyen hastalıklara da yatkınlık oluşturduğundan bahsetti: ‘Bazı sedef hastalarında eklem tutulumu gözlenebilir vepsoriatikartritdenilen eklem hastalığıile karşılaşılabilir. Bu hastalığın sedef hastalarında gelişme oranı yüzde 20-30 civarındadır. Başlangıçta görülmese bile zaman içinde gelişebilen ve romatizmal hastalıklarla karıştırılabilen psoriatikartrit hastalığına, zamanında tanı ve tedavi yapılmazsa deformitelere ve iş görmezliğe yol açabilir. Sedef hastalarında ayrıca Crohn hastalığı gibi bağırsak hastalıkları, insülin direnci, diyabet, yüksek tansiyon, obezite, kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları ve erken yaşta miyokardinfarktüsü daha sık görülür.’
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ
Sedef hastalığında her hastaya verilen tedavinin farklı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nahide Onsun, ayrıca birçok tedavi türü de olduğunu belirtti: ‘Sedef hastalığının tedavisi hastanın durumu, hastalığın şiddeti, yayılım oranı, yaşı, mesleği, eklem tutulumu, eşlik eden hastalıklar ve kullandığı ilaçlar dikkate alınarak düzenlenir. Tedavi seçenekleri topikaltedaviden (yalnız deriye uygulanan ilaçlar) fototerapiye (PUVA, UVB) ve yeni, yüksek maliyetli biyolojik ilaçlara kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Hastanın ve hastalığın özellikleri göz önüne alınarak tedavi seçilir. Tedavinin etkin olması kadar yan etkilere sebep olmaması da önemlidir; bu nedenle hasta, hastalığı ve alacağı tedavi konusunda bilgilendirilir. Hastalığa olan yatkınlığın ömür boyu devam edeceği, şikayetlerinin tamamen geçse bile yineleyebileceği ve gelişebilecek diğer hastalıklar açısından da takip altında kalması gerektiği anlatılır. Hastalığın dışardan görünür bir hastalık olması nedeniyle hastanın yaşadığı sosyal ve psikolojik sıkıntıların hafiflemesive çok sık görülen depresyon, anksiyete gibi ruhsal bozuklukların giderilmesi için psikiyatrik yardım alınabilir veözellikle okul çağındaki çocuklarda gelişebilecek psikolojik travmalar konusunda aile bilgilendirilir.’
YENİ TEDAVİ ARAYIŞLARI
Herkes için zararlı olan fazla güneş altında kalmak deri kanseri riskini artırdığı gibi sedef hastalarında şiddetli yinelemelere neden olabiliyor. Tıpta son yıllarda üzerinde en çok araştırma yapılan hastalıklardan biri de sedef hastalığı. Hastalar için sürekli yeni tedavi arayışları sürüyor. Bu yüzden hastaların bilim dışı mucize vaat edenlerden uzak durması, bilimsel gelişmeleri takip etmesi ve doktor kontrolünde ilaç kullanması yaşam kalitelerini artıracaktır.