17 Ağustos Depremi'nin yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan İMO ve HKMO Şube Başkanları Antalya'daki riskli binaların acilen kentsel dönüşüme girmesi gerektiğini söyledi
17 Ağustos Marmara Depremi’nin 22’nci yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması yapan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ile Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) depremin önemine dikkat çekti. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Şube Başkanı Okan Hançer, son dönemde ülkede yaşanan afetlere değinerek, doğal afetler arasında en yıkıcı olanının deprem olduğunu belirterek kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verilmesi gerektiğini vurguladı. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin ardından 22 yıl geçtiğini hatırlatan İMO Şube Başkanı Mustafa Balcı ise hala deprem riskleri için kalıcı tedbirler alınmadığını belirtti. Antalya’da on binlerce riskli yapının 6306 sayılı yasa kapsamında yıkılarak yenilendiği, parsel ölçeğinde uygulamalar ve lokal olarak geliştirilen birkaç kentsel dönüşüm projesi hayata geçirilmesine rağmen gelinen noktanın yetersiz olduğunu belirten Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Şube Başkanı Hançer, ‘Kent genelinde mevcut toplam yapıların yaklaşık yüzde 70’ine denk gelen riskli yapı stoku göz önüne alındığında Antalya’yı depreme dayanıklı duruma getirmenin tek çözüm yolu kentin acilen dönüşümüdür’ dedi. Dönüşümün hızlı ve başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için öncelikle siyasi çekişmelerin ve rant algısının bir kenara bırakılması gerektiğine vurgu yapan Hançer, ‘Dönüşüm sonrası oluşacak kent modeli proje başlangıç aşamasında adil, şeffaf olarak belirlenmeli ve kamuoyu ile paylaşılmalı. Ön hazırlık sürecinde fizibilitesi ve finansman modeli tam olarak ortaya konulmadan başlanacak kentsel dönüşüm projelerinin ülke genelinde birçok örnekte olduğu gibi başarılı olma şansı bulunmuyor. Kentsel dönüşüm uygulamaları, riskli alanların tespitinden, uygulama sahasının halihazır durumuna, hak sahipliğinin ve mülkiyet analizinden, ifraz tevhid sorunlarının çözümüne, taşınmaz değerlerinin belirlenmesinden, fizibilite-plan-proje yapımına, iskandan sonra kat mülkiyetinin tesciline kadar giden kadar uzun bir sürece yayılıyor. Birçok meslek disiplininin rol aldığı bu süreçlerin her biri konusunda uzman kişilerce yürütülmeli’ dedi. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin ardından 22 yıl geçtiğini hatırlatan İMO Şube Başkanı Balcı ise hala deprem riskleri için kalıcı tedbirler alınmadığını belirtti. ‘Oysaki Ulusal Deprem Konseyi Raporu’nda ve Deprem Şurası’nda, meslek odalarınca düzenlenen bilimsel etkinliklerde, ulusal seferberlikle ülkenin yapı stokunun 15-20 yılda iyileştirilebileceği, yapıların güvenli hale getirilebileceği üzerinde önemle durulmuştu’ diyen Balcı, ‘Bu açıdan bakıldığında, geride bıraktığımız 22 yılı, kayıp olarak görmek mümkün. Önemli mevzuat değişiklikleri yaptık. Yapı denetimi sistemini getirdik, geliştirdik. Deprem yönetmeliğimizi iki kez değiştirdik. En azından yeni yapılar için 18 yılda önemli çabalar gösterdik, ciddi mesafeler kat ettik. Ancak son iki yılda yolun sonuna geldik. Kent suçunun diğer yüzü İmar Affı ile maalesef son 20 yılı da kaybettik. İmar affı toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe sokmaktadır. Mühendislik hizmeti almayan yapıların yasallaştırılmasıyla, doğa olayları karşısında hasara uğramaları halinde sorumluluk, bu kararı alan siyasi iktidarın üzerindedir’ ifadelerine yer verdi.
